ZELENSKİ’Yİ YALNIZ BIRAKACAKLAR
Küresel dünyada güvenilmeyecek bir devlet varsa o devlet ABD, güvenilmeyecek bir örgüt varsa o da NATO’dur. Çünkü ABD çıkarları ile örtüşmeyen hiçbir devleti asla desteklemez. ABD’nin varoluşu esasen sömürü düzenine dayanan bir sistemdir. Bu sebeple ABD’nin isteklerine onay veren devletler dost, onay vermeyen devletler ise düşmandır. Dolayısıyla ABD’nin baş düşmanı Rusya ile Çin’dir. Çünkü bu devletler ABD’nin sömürü alanını daraltıyorlar.
Günümüze değin gelişen önemli olayları incelediğimiz zaman ABD’nin ne kadar çıkarcı bir devlet olduğunu çok iyi anlaşılır. Ancak ne yazık ki bu çıkarcı devlete karşı Avrupalı ülkeler NATO vasıtasıyla göbeklerinden bağlıdırlar. Dolayısıyla bu devletler ABD’nin hizasından asla çıkamazlar. Bu Avrupalı ülkelerdeki demokrasi, adalet ve insan hakları da ABD’nin çıkarları ile sınırlıdır. Çünkü ABD NATO vasıtasıyla bu Avrupalı ülkeleri kendi hizasında tutmaktadır. ABD’nin Avrupalı ülkeleri kendi hizasında tutmak istemesinin tek amacı da dünyaya tek başına hâkim olmak istemesidir. Ancak ABD bu amacına Rusya ve Çin’in karşı koymasıyla ulaşamıyor. ABD’nin asıl sorunu da işte budur.
ABD bu amaçlarına ulaşabilmek için bir taraftan Rusya’ya, diğer taraftan da Çin’e baskı politikası uyguluyor. Çin’i Tayvan ile Rusya’yı da Ukrayna üzerinden kuşatmaya çalışıyor. Rusya’yı Suriye’den çıkarmaya çalışırken Ukrayna vasıtası ile de askeri yönden zayıflatmaya çalışıyor. Bu amaçla Ukrayna’nın Rus kökenli vatandaşlarına baskı politikası uygulatarak Rusya’yı Ukrayna’ya askerî harekât yapmaya mecbur bıraktı. ABD böylelikle Rusya’yı Ukrayna’da zayıflatma olanağına kavuşmuştu.
Ancak süreç ABD’nin beklediği gibi gelişmedi. Rusya Ukrayna’nın Herson, Zaporijya, Donetsk ve Luhansk bölgelerini ele geçirdi. Bu bölgeleri düzenlediği referandumlar ile Rusya topraklarına kattı. Ukrayna ise ABD ve batılı ülkelerden almış olduğu askeri silahlara rağmen kaybettiği toprakları bir daha geri alamadı. Çünkü Ukrayna Rusya’ya karşı yapılan yardımlara rağmen askeri yönden zayıftı. ABD bu gerçeği bile bile Ukrayna’yı ateşe attı. Çünkü ABD’nin asıl amacı Ukrayna’nın bu savaşı kazanması değil, Rusya’nın askeri yönden zayıflatılmasıydı. Ancak ABD bu amacına da ulaşamadı. Çünkü Rusya ne mali yönden ne de askeri yönden hiçbir şey kaybetmedi. Dahası Ukrayna harekâtı ile Sovyetler Birliği’nin yerini almaya başladığını hissettirdi.
Gelişen olaylar ABD’nin Rusya planının çökmesine yol açtı. Ancak ABD yine de Rusya’yı yıpratabilmek için Ukrayna’ya tonlarca silah yardımı yaptı. NATO ülkeleri vasıtasıyla Rusya’ya ekonomik ambargolar uygulattı. Birleşmiş Milletler Örgütü’nü devreye sokarak Rusya’yı kınattı. Rusya uluslararası organizasyonlardan menedildi. Rus iş adamlarına yaptırımlar uygulandı. Deyim yerindeyse Rusya’ya karşı her türlü baskı politikası uygulandı ancak bu baskılar işe yaramadı. Çünkü Rusya Sovyetler Birliği’nin dağılmasından sonraki Rusya değildi.
Öte yandan Rusya’nın Yeni Stratejik Saldırı Silahlarının Azaltılması Antlaşmasını askıya alması ABD’nin planlarının alt üst olmasına neden oldu. Çünkü Rusya bu hamle ile batılı güçlerin Ukrayna’ya vereceği uzun menzilli silahlara karşı alacağı önlemler ile ilgili yeni stratejisini belirliyordu. Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin Moskova’da Federal Meclis’te yaptığı konuşmada bu konuya değindi.
…
‘’ ABD’deki bazı figürler, nükleer silahlarını test etmeyi düşünüyor. ABD bu testleri gerçekleştirirse biz de aynısını yapacağız. Küresel eşitliğin yok edilebileceğine ilişkin yanılsamaya kapılmalarını istemeyiz.
Batı’dan Ukrayna’ya ne kadar daha uzun menzilli sistemler gelirse, biz de tehdidi sınırlarımızdan o kadar uzaklaştırmak zorunda kalacağız. Batı’nın amacı Rusya’ya stratejik yenilgi yaşatmak. Bizi ortadan kaldırmak. Biz bunların hepsini anlıyoruz. Söz konusu olan ülkemizin mevcudiyeti. Fakat onlar, Rusya’yı muharebe sahasında yenmenin imkânsız olduğunu anlamamış olamazlar, bu nedenle de enformasyon saldırıları düzenliyorlar. Hedef olarak genç nesli seçiyorlar.’’’
…
Bu konuşma Putin’in Biden’e bir meydan okumasıydı. Dolayısıyla ABD açısından bu aşama kabul edilemezdi. ABD’ye göre Ukrayna elbette uzun vade de Rusya’ya dayanamayacaktı ama öte yandan da Rusya yıpratılmış olacaktı. Bu durum ABD açısından bir kazanım olacaktı. Ancak Rusya yapmış olduğu bu hamleyle ABD’ye gözdağı vermiş oldu.
ABD’nin Rusya’nın bu hamlesine karşı geliştirebileceği başka bir seçeneği yok. Rusya’yı tekrar START antlaşmasına geri dönmesini sağlamaktan başka maalesef başka bir seçeneği yok. Rusya bu antlaşmaya ancak ABD, NATO, Fransa ve İngiltere’nin Ukrayna’ya nükleer başlıklı silah vermeyeceklerini taahhüt ederlerse geri dönebilir. Ancak Rusya’dan Ukrayna’nın yenilgiyi kabul etmesine kadar bu antlaşmaya geri dönmesini beklemek fazla iyimserlik olur.
Diğer taraftan ABD Başkanı Biden Ukrayna’ya vermiş olduğu desteğin karşılığını Devlet Başkanı Zelenski’den alamadı. Zelenski her seferinde daha fazla silah istedi ancak ABD’nin beklediği hamleleri yapamadı. Bu durum Biden’nin Zelenski’ye olan güveninin sarsılmasına neden oldu. Hatta Zelenski’nin kendisine silah verme sözü verildiği için doyumsuz bir şekilde sürekli silah istemesi Biden’in hoşuna gitmedi. Biden bu durumu Zelenski’ye Ukrayna’ya yapmış olduğu seyahat esnasında da hissettirdi. Evet, Biden Zelenski’ye silah verme söz vermişti ancak ömür boyu sürecek bir savaş için vermemişti. Biden Zelenski’den Ukrayna’yı savunma anlamında bir başarı elde etmesi için silah verme taahhüdünde bulunmuştu. Yoksa Biden asla gelmeyecek bir başarı için Zelenski’ye silah vermez. Eğer Ukrayna’ya verilen silahlar Rusya’ya geri adım attırmıyor ise verilen silahların da hiçbir faydası olmaz. ABD Başkanı Biden şimdi ABD’nin çıkarları açısından Ukrayna’ya verdiği desteği sonlandırmayı düşünüyor.
Savaşın uzun sürmesine rağmen Ukrayna’nın bugüne kadar herhangi bir başarı elde edememesi, ABD Temsilciler Meclisi’nin de tepkisini çekmiş durumda. Öte yandan gelecek yıl ABD’de seçimler var. Biden’in Ukrayna’da bir başarı elde edememesi Cumhuriyetçilerin eline bir koz vermiş olacak. Dahası Biden’in Rusya’yı yıpratmak adına Ukrayna’ya tonlarca silah desteği vermiş olmasına rağmen Ukrayna topraklarının bir bölümünün Rusya’nın eline geçmiş olması Biden’in hanesine bir eksi olarak yazılacak. Verilen tonlarca silah heba olmuş olacak. Bu durumun elbette ABD seçimlerinde bir karşılığı olacak.
Gelinen durum itibarıyla Biden yakın bir zamanda Zelenski’yi yarı yolda bırakabilir. Bu durumun emareleri de şimdiden görülmeye başladı. Çünkü ABD istihbaratı tarafından yapılan bir değerlendirmede Kuzey Akım Doğal Gaz Boru hatlarının tahrip edilmesinden Ukraynalı bir grup sorumlu tutuldu. Doğal gaz boru hattını Rusya zaten sabote edemezdi ancak Biden halen daha Ukrayna’ya olan iyimserliğini koruyor olsaydı bu olaydan dolayı Ukrayna’yı suçlama gereği duymazdı. Bu durum Biden açısından Zelenski’yi yüz üstü bırakmanın bahanelerinden birisi olacak.
ABD’nin Ukrayna’ya vermiş olduğu desteği sona erdirme bahanesinin bir başka emaresi de Vladimir Putin’in danışmanı Aleksandr Dugin’in kızı Darya Dugina’ya Moskova’da aracına düzenlenen bombalı saldırıdır. Darya Dugine bu saldırıda yaşamını kaybetti. ABD Başkanı Biden bu saldırı konusunda da Darya Dugina’nın Ukraynalı bir grup tarafından öldürüldüğünü kabul ediyor. Bu iki konu kullanılmak üzere Biden’in önünde duruyor.
Gelinen durum itibarıyla Biden’in elinde Ukrayna Devlet Başkanı Zelenski’yi yarı yolda bırakmak için yeterli bahane var. Her iki bahane Biden için yeterlidir. Öte yandan Biden’in Ukrayna için ABD Temsilciler Meclisi’nden yeni bir destek paketi çıkarabilmesi eskisi kadar kolay değil. Bu durum hiç kuşkusuz Zelenski’nin kredisinin bittiği anlamına gelir. Ancak Zelenski halen daha bu durumdan etkilenmişe benzemiyor. Ona göre batılılar ve ABD silah ve her türlü destek konusunda süresiz söz verdiler. Bu sebeple verdileri sözü sonuna kadar devam ettirmeleri gerekiyor. Ancak işin kötüsü Biden Zelenski gibi düşünmüyor.
Şurası açık ki, ABD bugüne kadar çıkarına ters düştüğü anda hiçbir devlete sonsuza değin destek vermedi. Bu durum ABD’nin genlerinde vardır. Daha dün Afganistan Devlet Başkanı Eşref Gani’yi Taliban’a karşı üstünlük sağlayamadığı için yüz üstü bıraktı. Sonuçta Taliban Kabil’i de ele geçirerek Afganistan’da söz sahibi oldu. Oysaki Afganlılar ABD’den Taliban’a karşı verilen mücadelenin sonuna kadar destek ummuşlardı. ABD işte böyledir. Gelişen olaylar çıkarına ters düştüğü anda yön değiştirir. Bu durumun tarihte de birçok örneği vardır.
Ukrayna Devlet Başkanı Zelenski halen daha ABD’nin kendisini terk etmeyeceğini düşünüyor. Ancak ABD yeni yol haritasını çizmeye çoktan başladı. Gelecek yıl yapılacak olan başkanlık seçimleri öncesi Ukrayna’da daha fazla silah kaybetmemek ve Rusya’nın uzayacak savaşta daha fazla karlı çıkmasını önlemek adına Ukrayna’yı her an satabilir.
ABD Rusya’yı kontrol altında tutmak adına onu yeniden Yeni Stratejik Saldırı Silahlarının Azaltılması Antlaşmasına geri döndürebilirse hanesine yine bir kar olarak yazdırabilir. Ancak bunun için Ukrayna’ya verilen silah yardımlarının sona ermesi gerekiyor. Gelinen durum itibarıyla Biden’in işi kolay değil.
Biden öte yandan Putin’i sıkıştırmak için yeni hamleler yapmaktan da çekinmiyor. Son yapmış olduğu hamle Karadeniz’de ABD’ye ait insansız hava uçağının Rusya tarafından düşürülmesini sağlamak oldu. Biden ‘in yapmış olduğu bu hamle de hiçbir işe yaramayacak. Çünkü ABD her ne kadar Karadeniz’de insansız hava uçağı bulundurma hakkına sahip ise de bu alan aynı zamanda Rusya’nın da kırmızı çizgisidir. Bu sebeple Rusya’nın ABD’nin insansız uçağını düşürmesi ABD’nin eline hiçbir koz vermez. Çünkü bu insansız hava uçağı ABD adına bilgi topluyordu.
Her geçen süre ABD’nin aleyhine işliyor. Zira Avrupalı ülkeler de Rusya’nın Ukrayna’ya yapmış olduğu askeri hareket günlerindeki takındıkları tavırları sürdürebilecek durumda değiller. Çünkü bu tavırları onlara pahalıya mal oldu. Rusya’nın ekonomisine zarar vermeye çalışırlarken kendi ekonomilerine zarar verdiler. Dolayısıyla onlar da ABD gibi Ukrayna’ya silah vermeyi kesmenin bahanesini arıyorlar. Çünkü Zelenski’nin kaybettiği toprakları geri alacağına olan inançlarını çoktan kaybettiler. Dahası savaş ne kadar uzarsa Ukrayna’nın o derece kaybedeceğini düşünüyorlar. Bu koşullarda Ukrayna’ya boşu boşuna silah vermenin anlamı olmadığını düşünüyorlar. Bu sebeple Biden yakın bir zamanda Zelenski’yi yüz üstü bırakırsa bu durum onlar için de bulunmaz bir fırsat olacak. Çünkü Avrupalı devletler ABD’den önce Ukrayna’yı yalnız bırakamazlar.
Rusya’nın Ukrayna’ya başlatmış olduğu askerî harekât nasıl değerlendirilirse değerlendirilsin, bu harekatın kazananı Zelenski olmayacak. Ancak şurası bir gerçek ki, bu savaşın kazananı varsa kaybedenleri de olacak. Kaybedecek olanlar harekatın sonunu beklemeden çekilseler de yine kaybeden tarafında olacaklar. Bu sebeple yapacakları yeni bir manevra Ukrayna’ya daha fazla kaybettirmeyi önlemekten başka onlara hiçbir şey kazandırmayacak. 21.03.2023