YSK GEREĞİNİ YAPMALI
16 Nisan Pazar günü rejim değişikliği referandum seçimi yapıldı. Sandıkların tamamı açılmadan Yüksek Seçim Kurulu Başkanı Sadi Güven seçimi ‘’EVET’’ oylarının kazandığını açıkladı. Aslında Yüksek Seçim Kurulu Başkanı’nın böyle bir hakkı yoktu. Aynı zamanda bu bir suçtu. Ancak iktidar partisinin acelesi vardır. Başbakan Binali Yıldırım balkon konuşması yapacaktı. Cumhurbaşkanı Erdoğan’da zafer konuşması yapacaktı. Seçim sonucu kesinleşmeden konuşmaları da doğru olmazdı. Bu yüzden sanki seçimler sonuçlanmış gibi Yüksek Seçim Kurulu Başkanı Sadi Güven’e seçimi ‘’EVET’’ oylarının kazandığını söylettiler. Sadi Güven de tarafsızlığını ve bağımsızlığını bir tarafa atıp Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın istediği üzere seçimi ‘’EVET’’ oylarının kazandığını ilan etti.
Peki, hak yerini buldu mu? Seçimi gerçekten EVET oyu kullananlar mı kazandı? Seçim adil bir ortamda mı yapıldı? İktidar partisi seçim için devletin tüm maddi ve manevi olanaklarını kullanırken Cumhuriyet Halk Partisi kısıtlı imkânları ile seçim kampanyasını yürütmesi bu referanduma gölge düşürmedi mi? Elbette düşürdü. Rejim değişikliğini de içinde barındıran Başkanlık sistemi referandumu OHAL kapsamında ve adil olmayan bir ortamda yapıldı. Bunlarla da yetinilmedi. Yüksek Seçim Kurulu Başkanı daha sandıkların tamamı açılmadan Anadolu Ajansı’nın yayınlamış olduğu seçim sonuçlarına göre EVET oylarının kazandığını ilan etti.
Seçimden sonra Avrupa Güvenlik ve İşbirliği Teşkilatı ( AGİT ) ülkemizde yapılan partili Cumhurbaşkanlığı sistemi referandumu ile ilgili değerlendirmelerde bulundu. AGİT her şeyden önce bu seçimin eşit koşullarda yapılmadığını belirtti. Yüksek Seçim Kurulu’nun şeffaf davranmadığını açıkladı. YSK’nın aldığı mühürsüz zarf ve pusulaların da geçerli sayılacağına yönelik kararın seçim güvenliğinin altını oyduğu ve yasalarla çeliştiğine dikkat çekti.
Avrupa Güvenlik ve İşbirliği Teşkilatı’nın yapmış olduğu eleştiriler bunlarla da sınırlı kalmadı. AGİT aynı zamanda 18 maddelik Anayasa değişikliğinin her bir maddesinin ayrı ayrı oylanması gerektiğini dikkat çekti. İfade özgürlüğünün kısıtlandığına, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın devlet kaynaklarını kendi çıkarı için kullandığını işaret etti. Kampanya sürecinde tarafların medyada eşitsiz görünümüne dikkat çeken AGİT, bunların yasalara aykırı olduğunu da belirtti. AGİT Erdoğan ve hükümet yetkililerinin ‘Hayır oyu kullananlara ‘terörist’ yakıştırması yaptığına da değindi.
Rejim değişikliği referandumu ile ilgili her türlü usulsüzlük ve hukuksuzluk yapıldı. Belki de son yıllarda bu seçimde yapılan usulsüzlük ve hukuksuzluk hiçbir seçimde bu kadar yapılmamıştır. Şimdi bu hukuksuzlukların giderilmesi için Cumhuriyet Halk Partisi Yüksek Seçim Kurulu’na itiraz etti. Aynı zamanda vatandaşlar ülkenin dört bir tarafında bulunan İlçe Seçim Kurullarına bireysel anlamda itiraz dilekçeleri verdiler.
Millet şimdi elinden alınan Cumhuriyetini geri istiyor. Eğer ortada bir hukuksuzluk ve usulsüzlük varsa Yüksek Seçim Kurulu ortaya çıkıp bunları açıklamalıdır. Mühürsüz kullanılan seçim pusulalarını ve zarfları neden kabul ettiğini açıklamalıdır. Seçimin sonucunu neden erken ilan ettiğini açıklamalıdır. Top artık Yüksek Seçim Kurulu’ndadır. 19.04.2017