Makaleler

YAVRU VATAN KIBRIS

cropped-DB32A183F424-3.jpg

Bir zamanlar Rauf Denktaş adında yurtsever bir kahraman vardı. O kahraman Kuzey Kıbrıs Türk Devletinin kurucusu ve ilk Cumhurbaşkanı’ydı. 17 Nisan 2005 yılına kadar da Kıbrıs Davasının yılmaz savunuculuğunu üstlendi. Görevini sürdürürken İktidar da olan AKP ile batılı güçlerin baskısına maruz kaldı. Dolayısıyla görevi sona erdikten sonra bir daha Cumhurbaşkanlığına aday olmadı. Görevini 24 Nisan 2005 tarihinde de Mehmet Ali Talat’a devretti.

Mehmet Ali Talat Cumhurbaşkanı seçilmesiyle birlikte Kıbrıs davasından tavizler vermeye başladı. Türk tarafı taviz verdikçe Rum tarafı daha fazla taviz istedi. Defalarca barış görüşmeleri yapıldı. Türk tarafı her defasında barıştan yana tavır alırken Rum tarafı uzlaşmacı hiçbir tavır sergilemedi. Hatta dönemin Başbakan’ı Erdoğan ‘’ Rum tarafı bir adım atarsa biz iki adım atacağız’’ dedi. Ancak Rum tarafı buna rağmen hiçbir adım atmadı.

2004 yılında Annan Planı ortaya atıldı. Bu plana göre Türk ve Rum kesimleri birleşecekti. Plana göre Birleşik Kıbrıs Cumhuriyeti’ndeki Bakanların en az üçte biri Türklerden oluşacaktı. Devlet Başkanlığı ve Başbakanlık 10 ayda bir Türkler ve Rumlar arasında el değiştirecekti. Bu planın devreye girmesi için 2004 yılında Rum ve Türk tarafında referandum yapıldı. Oylama sonucunda Annan planını Türk tarafı % 64.91 oy oranı ile kabul ederken, Rum kesimi ise planı 75.38 oy oranında ret etti. Böylelikle Rumlar bir kez daha uzlaşmaz tutumlarını göstermiş oldular. Avrupa Birliği de Rumların bu uzlaşmaz tutumlarını adeta ödüllendirircesine Ada’nın Rum tarafını birliğe kabul etti. Kıbrıs Rum Kesiminin Avrupa Birliğine kabul edilmesiyle birlikte Erdoğan’ın sürdürdüğü politika da başarısızlığa uğramış oldu. Ancak Erdoğan her zamanki gibi yine istifa etmedi.

Kıbrıs Rum Kesimi’nin Avrupa Birliği üyesi olmasından sonra da barış görüşmeleri devam etti. Ancak barış görüşmelerinde değişen bir tablo vardı. O da Kıbrıs Rum Kesimi’nin Avrupa Birliği ülkesi olarak masaya oturmasıydı. Dolayısıyla Kıbrıs Rum Kesimi her defasından daha çok güçlenmiş olarak masaya oturuyordu. Dolayısıyla bugüne kadar yapılan görüşmelerden de bir sonuç çıkmadı.

Şimdi bu görüşmeler yine kaldığı yerden devam ediyor. Bu sefer Türk tarafını Cumhurbaşkanı Mustafa Akıncı temsil ediyor. Ancak, Mustafa Akıncı’nın Türk tarafını temsil ettiği görüşmelerin hiç de hayra yorulacak bir tarafı yok. Çünkü Mustafa Akıncı Rumlara Annan Planından daha fazla taviz vermiş durumda. Mustafa Akıncı gerek mülkiyet konusunda, gerekse toprak konusunda Rumların hiçbir talebini geri çevirmemesi Ada’da derin endişelere yol açmış durumda.

Görünen o ki, Kıbrıs’ta emperyalist bir oyun oynanıyor. Bu oyunun başrollerinde de görünürde Türk tarafının temsilcisi gibi görünen Mustafa Akıncı’dır. Eğer yapılmakta olan görüşmeler bu seyirde giderse çok kısa bir zaman içinde ortada Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti diye bir devlet kalmayacak. Hatta yakın bir gelecekte Ada’nın Türk tarafı Birleşik Kıbrıs Cumhuriyeti’nin sömürgesi halinde yaşayan bir halka dönüşecek.10.12.2016

Paylaş

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Bu site, istenmeyenleri azaltmak için Akismet kullanıyor. Yorum verilerinizin nasıl işlendiği hakkında daha fazla bilgi edinin.

Menu Title