VERGİ ALMASINI BİLİRLER AMA HESAP VERMESİNİ BİLMEZLER
Geçenlerde Televizyon ekranlarından Türkiye Büyük Millet Meclisinde yapılmakta olan Bütçe görüşmelerini seyrettim. Adına ne kadar ‘’Bütçe Görüşmeleri’’ denilebilirse işte o kadar. Eskiden Bütçe Görüşmeleri Sayıştay tarafından gelen detaylı raporlardan sonra yapılırdı. Yani hükümetin icraatları bu raporlar ile aklanmış olurdu. Şimdi ise yapılmakta olan Bütçe Görüşmelerinde Sayıştay Raporları sansüre uğruyor. Yani siyasi iktidarın birçok gizli icraatları bu yöntemle milletten kaçırılıyor. Sayıştay Raporlarını tırpanlamayı bugüne kadar hiçbir iktidar akla getirmemişti. Doğrusunu isterseniz bu konuda Başbakan’ın eline kimse su dökemez. Yani vatandaşlar, ödemiş oldukları vergilerin nerede harcandığını, hangi kaynaklara aktarıldığını bilemeyecekler. Başbakan, Sayıştay Raporlarını vatandaşın kafasını karıştırmamak için Meclisin gündemine gelmesine gerek görmemiş olmalı. Yoksa Ülkenin koskoca Başbakanı’nın vatandaşlarına veremeyeceği hesabı olur mu?
Bu bütçe görüşmelerinde dikkatimi çeken bir başka gelişme daha var. O da, Başbakan sanki Mecliste bütçe görüşmeleri yerine bir başka görüşmeler yapılıyormuş gibi konuşuyor. Yani Bütçe görüşmeleri hakkında Cumhuriyet Halk Partisinin eleştirilerine yanıt vereceğine başka konularda konuşuyor. Kemal Kılıçdaroğlu haklı olarak Başbakan’a Sayıştay Raporlarını soruyor fakat Başbakan hiç oralı bile değil. Neden derseniz, arkasında biat eden milletvekilleri var da o yüzden. Sayıştay Raporları İktidar partisi Milletvekillerini ilgilendirmiyor ki Başbakanlarına hesap sorabilsinler. Eğer bu Milletvekilleri Başbakan’dan çok halkın Milletvekilleri olabilmiş olsaydılar Başbakan bu kadar rahat olamazdı. Oylar çantada keklik olmasaydı Meclisin gündemine Sayıştay Raporları da gelirdi, Başbakan da Meclisi muhatap alıp muhalefet partilerinin eleştirilerine yanıt vermek zorunda kalırdı. Ancak iktidar partisinde hesap soracak Milletvekilli bulunabilir mi? Mümkün değil. İktidar Partisi Milletvekillerinin her biri yeniden aday gösterilememe korkusuyla Başbakan’ın bir dediğini iki etmezler. Böyle bir yapıya sahip Meclis’ten daha ne beklenebilir ki?
Egemenlik Milletin derler ama Millete hesap vermekten kaçarlar. İleri demokrasi derler ama eleştirilere bile tahammül edemezler. Milli iradeyi temsil ettiklerini söylerler ama Milli iradenin yakınından bile geçmezler. Muhalefet partilerini halktan kopuk diye suçlarlar ama kendileri polis ordusu ile gezerler. Askeri vesayeti kaldırdık diye övünürler ancak kendileri sivil vesayet olduklarını bilmezler. İleri demokrasiden bahsederler ama memleketin zindanlarını vatansever ve yurtsever aydınlarla doldururlar. Bireysel özgürlüklerden bahsederler ama vatandaşını mahkeme kararı olmaksızın dinlerler. Vatandaşlarının bilgisayarlarına virüs yoluyla dosya, telefonlarına da sehven telefon numarası yüklerler. Bu hizmetlerden herhangi bir ücret almazlar ancak can güvenliğinizi de sağlamazlar. Vergi almasını bilirler ama hesabını vermezler. Daha başka ne diyeyim? Demokrasiyi böylesine içine sindirmiş bir iktidara sahibiz işte. 13.12.2013
SAİT BALCI