UMUDA YOLCULUK
Geride bıraktığımız 2013 yılının ardından umutlarımızın ve özlemlerimizin yeşermesi bu yıla kaldı. Yeni yıl mesajlarına da konu olan umudu yakalamak nedense pek kolay olmuyor. Ancak yine de insanoğlu umutsuz da yaşayamıyor. Savaşsız ve sömürüsüz bir yaşamı kim istemez ki. Ancak insanca yaşamak için bu kriterler de yetmiyor. Örneğin bizim ülkemizde yaşayan insanlarımıza demokrasi de lazım. Basın özgürlüğü lazım. Aklı başında gizli tanıklar lazım. Türk Ordusuna kumpas kuranları ortaya çıkaracak savcılar lazım. Atatürkçü ve yurtseverler aydınları adilce yargılayacak mahkemeler lazım.
Bu istekler salt yurt içi ile de sınırlı kalmamalı elbette. Örneğin Suriye’ye acil barış götürülmeli. Bölge kafa kesen ve acımasızca insan katleden cihatçı teröristlerden temizlenmeli. Ülkemizin Suriye sınırı bu teröristlerin geçişine kesin olarak kapatılmalı. Ruhani ile başlayan diyalog kesintisiz devam etmeli. 2.Cenevre görüşmeleri ertelenmeksizin belirlenmiş olan tarihte gerçekleştirilmeli. Kontrol, muhalif denen teröristlere asla bırakılmamalı. Toplantıyı önemsemeyenler ve katılmayanlar olası görüşmelerden dışlanmalı. En önemlisi de barışın hiç kimsenin tekelinde olmadığı bütün katılımcılara deklare edilmeli.
Bugüne kadar terörizmin arkasında yer alan Suudi Arabistan, Katar ve İsrail’e Birleşmiş Milletler tarafından yaptırımlar uygulanmalı. İnsanlıktan çıkmış cihatçı teröristlere verdikleri meddi ve manevi destek kesilmeli. Uzun bir zamandır barışı özleyen bölge halklarının isteklerine yanıt verilmeli. Eskiden olduğu gibi farklı mezheplere ait olan insanların birbirlerini sorgulamadan yaşamalarının önü açılmalı. Bölgeye Sevgi, dostluk ve barışın egemen olması için en azami gayret sarf edilmeli. Yapılacak fedakârlıktan asla kaçınılmamalı. Söz konusu barış ise gerisinin teferruattan ibaret olduğu kanısında birleşilmeli. Bölge ve Dünya barışı adına çaba sarf edenler özendirilmeli. Gerekirse barışa verdikleri katkılardan dolayı ödüller verilmeli. Hatta bu uğurda Birleşmiş Milletler Örgütünün önderliğinde bölge liderleri ile sık sık toplantılar yapılmalı. Barışı çıkmaza sürükleyen liderler uluslararası toplum tarafından da ne pahasına olursa olsun dışlanmalıdır.
Bölge Ülkelerinin kendi içlerindeki sorunların çözümünde başka ülkelerin maydanoz olmaları engellenmeli. 2014 yılından çok şey mi istiyorum bilmiyorum ama şimdiden beklentileri satın almak bir anlamda barışa bir adım daha yaklaşmaktır. Özellikle geçen yılın ikinci yarısından itibaren Rusya ve Çin’in katkılarını görmezden gelmemiz mümkün değil. Özellikle Rusya bu konuda inisiyatif aldı ve sonuçta ABD’yi dize getirdi. Gerçi Rusya’nın bu konuda başka alternatifi de yoktu ama yine de atmış olduğu adımlar hiç de küçümsenecek türde değil. ABD’nin geçmişte Irak politikasının sonuçlarını hep beraber gördük. Günlerce onca insanın katledilmesini televizyon ekranlarından yüreğimiz burkularak izledik. Bu durum ABD’nin tek kutuplu bir dünyada ne kadar tehlikeli olduğunu ispatladı. Öteden beri denge unsurunun bölge barışı adına şart olduğunu savunagelmişimdir. İşte şimdi Rusya’nın Suriye politikasına dâhil olması bu yüzden oldukça anlamlıdır. Dilerim ABD ve onunla işbirliği yapan ülkeler Suriye politikasında kendilerine yeterli dersi çıkarmışlardır. Umarım bundan böyle barış bölge halklarının üzerinden eksik olmaz. Umarım gelecek nesillere yaşayabilecekleri güzel bir memleket bırakırız. Umarım 2014 yılında da yine aynı şeyleri konuşuyor olmayız. 03.01.2014
SAİT BALCI