ÜLKEMİZİ AYAKTA TUTAN RUSYA, ÇİN VE İRAN BİRLİKTELİĞİDİR
Makalenin başlığını gören okurlarımdan birçoğunun şimdiden bana kızacağını tahmin edebiliyorum. Genel de zaten hep öyle oluyor. Okurlar kendi düşüncesini savunan yazıları okuyorlar. Düşüncesine katılmadığı yazarları okumuyorlar. Eleştirilere tahammül edemiyorlar. Sebebini sorduğum zaman ‘’Düşüncesini beğenmediğim yazara neden pirim yaptırayım’’ şeklinde yanıt alıyorum. Bu tavır yerelde de, ulusal basında da hep aynı. Örneğin Sözcü Gazetesi okuyan bir okura Star Gazetesi’ni okutamazsınız. Aynı şekilde Star Gazetesi okuruna da Sözcü Gazetesi’ni okutamazsınız. Demek istediğim ülkemiz son senelerde iyice kutuplaştı. Farklı düşüncelere tahammül edemez hale geldik. Olaylara düz mantık yerine geniş açıdan bakabilirsek birçok sorunu da çözeceğiz ama şimdilik değil. Anlayacağınız henüz birbirimizi anlamaya hazır değiliz.
Yazıya neden böyle giriş yaptığımı merak ediyor olmalısınız. Haklısınız. O halde ben de açıklayayım. Ülkenin geldiği durum itibarıyla iktidar partisine kızıyor olabiliriz. Ben de birçok konudan dolayı kızıyorum. On beş yıldan bu yana ülkeyi adeta çıkmaz sokaklara doğru sürükleyen iktidar partisine kızmayalım da kime kızalım? Öyle değil mi? Ülkeyi bugüne kadar tek başlarına yönetenler onlar. Laik Cumhuriyeti ortadan kaldıranlar yine onlar. Demokrasiyi ve adaleti de ortadan kaldıranlar yine onlar. Kısacası on beş yıldan bu yana ülkeyi yönetemeyenler yine onlar. Bu konu da yapılan tüm eleştirileri fazlasıyla hak ediyorlar. Bazen özeleştiri yapıyorlar ama istifa denen mekanizmayı hiç işletmiyorlar. Bu konu da en büyük eksikleri de budur. Bugüne kadar eğer istifa mekanizmasını işletmiş olsaydılar ülkemiz şu an çok daha farklı bir durumda olurdu. Bu anlamda maalesef şu an için yapılabilecek hiç bir şey de yok. Anlayacağınız freni boşalmış kamyon gibiler.
Malum durumlardan dolayı birçoğunuzun şu an için ABD ile yaşadığımız vize sorunundan dolayı Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın elinin zayıfladığını düşündüğünüzü sanıyorum. İlk bakışta bu öngörü doğru olabilir ancak geniş açıdan baktığımız zaman bu tespit geçerli değildir. Neden biliyor musunuz? Her şeyden evvel bir defa ABD ile sorun yaşayan eski iktidar partileri ile bugünün iktidar partisini birbiri ile karıştırmamamız gerekir. Çünkü yakın bir zamana kadar eski iktidar partileri ABD ile ters düşerlerken aynı zamanda Rusya, İran ve Çin ile bu iktidar partisi kadar yakınlaşmadılar. Bugünün iktidar partisini eski iktidar partilerinden farklı kılan da budur. Rus uçağı elbette bu iktidar döneminde düşürüldü. Rusya Büyükelçisi de bu iktidar döneminde suikasta kurban gitti. Rusya ile bu iktidar döneminde olabildiği kadarı ile ikili ilişkilerimiz gerildi. Ancak öte yandan da yine bu iktidar partisi Büyük Ortadoğu Projesi’nin eş Başkanı iken gelinen nokta itibarı ile ABD’nin bu projesine ters düştü. Yani her şey bir anda oldu. Gelişmeler çok çabuk değişti. Doğrusunu isterseniz şahsen ben iktidar partisinin ABD’nin arkasından sürüklenip gitmesi yerine Astana Mutabakatı ile Çin, Rusya ve İran birlikteliği ile hareket etmesini isterim. Şu anki gelişmeler de zaten bu yönde işliyor.
Eğer şu ana kadar ABD ile yaşadığımız vize sorunu dâhil yaşadığımız birçok soruna rağmen ülkemiz halen daha çökmemiş ise bunu Çin, Rusya ve İran birlikteliğine borçluyuz. Rusya, uçağını düşürmemize ve Büyükelçisinin güvenliğini sağlayamamamıza rağmen halen daha bizimle birlikte hareket etmeye çalışıyorsa bunun sebebi de elbette salt bizim çıkarlarımızı korumak istemeleri değil. Bunun en baştaki sebebi ülkemizi geçmişte olduğu gibi ABD’ye kaptırmak istememelerinden kaynaklanıyor. Hele hele ABD’nin Ortadoğu’ya egemen olmak istediği bu dönemde Çin, Rusya ve İran’ın bize ihtiyaçları var. Rusya’nın bizi kaybetmek istememesinin altında da bu gerçek yatıyor. İktidar partisi de şimdi bunun tadını çıkarıyor.
Bölgemizde gelişmekte olan olayları elbette muhalefet gözüyle irdeleyeceğiz. Sıkı dokuyup ince eleyeceğiz. Ancak bunu yaparken iktidar partisinin elini düşmanlarımızın karşısında zayıf düşürmememiz gerekir. İktidar partisi şu an itibarıyla ABD ile bugüne kadar olmadığı kadarı ile karşı karşıya geldi. Eğer ülkemiz bugün itibarıyla ABD’ye karşı halen daha ayakta kalabiliyor ise biraz önce ifade ettiğim gibi bunu Rusya, Çin ve İran birlikteliğine borçludur. Esasen meseleye bu açıdan bakmak gerekir. ABD’nin iktidar partisini köşeye sıkıştırması kör mantık ile bizleri hoşnut edebilir ancak bu tutum asla ülkemizin hayrına değildir. Bu yüzden meseleye muhalefet çıkarları açısı yerine ülke çıkarları açısından bakmak gerekir. 11.10.2017