TÜRK ORDUSUNA İNDİRİLEN BALYOZ
21.09.2012 Cuma günü Balyoz Davası sonuçlandı.250’si tutuklu 365 sanıklı davanın kararlarının açıklanmasıyla tutuklu yakınları adeta şok yaşadılar.
Kararın 20.09.2012 Perşembe günü açıklanacağı beklenirken 10. Ağır ceza Mahkemesi geç saatlerde kararın 21.09.2012 Cuma günü açıklanacağının söylemesi ile umutların bir gün daha ertelemesine neden olmuştu.
Hiç kuşku yok ki belki tüm yargılanan sanıklar beraat etmeyeceklerini tahmin etmişlerdir ama 16 yıl gibi 18 yıl gibi 20 yıl gibi kararları da beklememişlerdir. Suç ise darbeye teşebbüs etmek suretiyle seçilmiş hükümeti görevden men etmeye çalışmak. Dikkat edin lütfen darbe yapmak değil, darbeye teşebbüs etmek. Peki, bir darbe yapılmış mı? Hayır. Darbe için bir hazırlık var mı? Yine hayır. O halde darbeye teşebbüs 20 yıl olursa Darbenin alasını yapan Kenan Evren yargılandığı davadan kaç yıl alır? Herhalde 50 veya 70,80 yıl falan. Peki, 12 Eylül Davasının hayatta kalan darbecileri ceza alırlar mı? Kesinlikle hayır. Göreceksiniz kısa bir zaman sonra dava düşecektir. Davanın sanıkları olan Kenan Evren ve Tahsin Şahinkaya duruşmaya bile gelmiyorlar. Zaten dava açıldığı zaman bankalardaki paralarını da çekmişler. Kimbilir ne olur ne olmaz diye herhalde. Eminim göstermelik olarak açılan bu dava nihai bir yargılama statüsünde olmuş olsaydı bizim kahramanlar parayı da çektiklerine göre soluğu yurt dışında alacaklardı herhalde. Kaçmadıklarına göre yakın bir zamanda bu dava daha önce de söylediğim gibi düşecektir. Oysa Balyoz Davasının sanıkları aslanlar gibi geldiler ifade verdiler ve tutuklandılar. Bu güne kadar olduğu gibi bugünden sonrada içeride aslanlar gibi dimdik haklarını sonuna dek aramaya devam edecekler. Yılmadan, usanmadan vatan için verdikleri mücadelenin aynısını şimdi de Amerikan tertipleri için vermeye devam edecekler.
Sonuçlanan Balyoz Davasında Orgeneral İbrahim Fırtına, Oramiral Özden Örnek ve Orgeneral Çetin Doğan 20 yıl, Bilgin Balanlı, Nejat Bek ve Milliyetçi Hareket Partisi Milletvekili Engin Alan’ın da aralarında bulunduğu komutanlara da 18 şer yıl verildi. Hani deyim yerindeyse adalet dağıtıldı. Belki de bu dava bugüne kadar yapılan en adaletsiz davaların arasına bile girmiştir. Sonuçlanan bu Balyoz davası Guinness Dünya Rekorlar Kitabına girmeyi de hak etmiştir. Çünkü uzun bir süredir sanık avukatları dava için gösterdikleri tanıkların dinlenmemesi üzerine duruşmalara katılmıyorlardı. Balyoz Davası buna rağmen devam etti. Düşünebiliyor musunuz sanık avukatlarının duruşmalara katılmadığı dava bütün hızıyla devam etti ve 21.09.2012 cuma günü sonuçlandı. Demek ki avukatlar bugüne kadar yapılan duruşmalara hiç katılmamış olsalardı dava yine aynen devam ederek sonuçlanacaktı. Yani davaya katıl veya katılma sonuç fark etmiyor. Eğer adil bir yargılamadan söz edeceksek sanık avukatlarının gösterdikleri tanıklar dinlenemez miydi? Bu davada Amerikan tertipleri olmasaydı söz konusu dava bu kadar hızlı sonuçlandırılır mıydı? Yarından sonra söz konusu bu davalarda verilen kararlar muhakkak bozulacaktır. Ancak bu aşamada davanın seyrinin ne zaman değişeceğini bilemiyorum Bildiğim tek şey bu davanın Amerikan tertipleri doğrultusunda sonuçlandığıdır.
Bu davada Askerin herhangi bir darbeye teşebbüsünün olmadığını sadece bu komutanların ABD’nin isteği doğrultusunda yargılandıklarını cümle âlem biliyor. Peki, Anayasa Askere, Cumhuriyetin korunması ile ilgili yetki vermiş mi? Evet vermiş. Peki, bu maddeler halen Anayasada yerini koruyor mu? Evet koruyor. Peki, darbeye teşebbüs dahi olsa bu durum davalık olabilir mi? Hayır. Aynı durum 12 Eylül Davası için de geçerlidir. Anayasada açık ve seçik Askere cumhuriyetin tehlikede olduğu durumlarda devreye girmesi konusunda izin var.12 Eylül Darbesini de ister kabul edelim ister etmeyelim ama bu darbe de yargılanamaz. Anayasanın askere verdiği yetki şimdi bile kaldırılsa yine de yargılama geçmişe yönelik uygulanamaz. Bütün bunlar biline biline eksik darbe planı suçlamasından dolayı sanıklara tam ceza verilemez.
Davanın bir başka yönü de 20.09.2012 günü davanın sonuçlanacağı söyleniyor fakat öbür taraftan da daha son sözleri alınmamış sanıklar var Böyle bir duruşma olabilir mi? Siz dava ile ilgili kararı almak için toplanıyorsunuz fakat öbür taraftan son sözleri alınmamış kişilerin o gün son sözlerini alıyorsunuz. Hiç olacak iş mi bu? Ya kararlar 20.09.2012 günü açıklanmış olsaydı daha birkaç tutuklunun son sözlerin alınmamış olmasından dolayı hukuk çiğnenmiş sayılmaz mıydı? Zaten avukatların istedikleri tanıklarlın dinlenmesi sağlanmadan alınmış olan bu kararlar bir hukuk ihlalidir. Avukatların duruşmalara katılmadığı bu davada alınan kararlarda tartışmalıdır. Söz konusu bu davalarda karar vermek bu kadar basit midir? Hâkim ve savcıların kararları iler ilgili açılacak davalar kendilerine de açılabilecek olsaydı bu kararlar yine bu şekilde sonuçlanır mıydı?
Bu köprülerin altından daha çok sular akar. Kimin haklı kimin haksız olduğu er ya da geç ortaya çıkar. O yüzden Balyoz Davasının kararları daha çok tartışılacak.24.09.2012 SAİT BALCI