TRUMP’IN AYAK SESLERİ
Biz AKP ile MHP’nin kongresi ile meşgul olurken ABD sessiz sedasız kasım ayında yapılacak olan seçimlere hazırlanıyor. Demokratların şu an itibarıyla iki adayı var. Bunlardan birisi eski Başkan Bill Clinton’un eşi ve aynı zamanda geçen dönem Dışişleri Bakanı olan Hillary Clinton. Diğer aday ise Bernie Sanders. Bu iki aday demokratların adayı olmak için kıyasıya yarışıyorlar. Hillary Clinton ise bu yarışı önde götürüyor. Cumhuriyetçilerin adayı ise Donald Trump. Evet, bugün kasım ayında ABD’de yapılacak olan seçimleri yazmaya karar verdim. Elin seçiminden bize ne demeyin. Çünkü ABD seçimleri bizi kökten etkileyecek. Şu an itibariyle hiç kimsenin umurunda değil ama seçimlerden sonra ülkemizde 7,5 şiddetinde bir deprem olacak. Ben aylar öncesinde bu durumu hissetmeye başladım bile. Artık bundan sonrasını ABD seçimlerini umursamayanlar düşünsün.
Evet, biraz önce de bahsettim gibi ABD seçimleri sessiz sedasız devam ediyor. Şu an itibariyle Demokrat adaylardan Hillary Clinton ile Bernie Sanders kıyasıya yarışıyorlar. Bu yarışta Hillary Clinton önde gidiyor. Büyük bir ihtimalle Clinton Demokratların adayı olacak. Ancak Demokratların adayı olmak seçilmek anlamına gelmiyor. Çünkü Cumhuriyetçilerin Adayı Donald Trump emin adımlarla ilerliyor. Şu an itibariyle Trump Cumhuriyetçilerin tek adayı durumunda. Trump ile yarışan diğer adaylar daha önce çekilmişlerdi. Şu an itibariyle Cumhuriyetçi Partinin bağımsız delegeleri de Trump’ı destekleyeceklerini açıklamışlar. Bu nedenle, Donald Trump’ı Cumhuriyetçilerin kesin adayı olarak görebiliriz.
Peki, bundan sonra ne olacak? Seçimleri kim kazanacak? Bunu şimdiden bilmemiz mümkün değil. Ancak ABD’de bir gelenek var. Bu geleneğe göre her iki parti de iki dönem görev yaptıktan sonra seçimleri kaybediyorlar. Bu durumda iki dönemdir iktidarda olan Demokratlar kasım ayında yapılacak olan seçimleri kaybedebilirler. Belki de bu sefer durum değişebilir. Ancak benim öngörüm geleneğin değişmeyeceği yönünde. Dolayısıyla bu seçimleri büyük bir ihtimalle Cumhuriyetçiler kazanacak. Donald Trump’da Başkan olacak.
Şimdi bir analiz yapalım. Cumhuriyetçilerin politikasının Demokratlara göre daha şahin olduğunu sanırım söylememe gerek yok. Geçmiş dönemde Irak’a nasıl girdiklerini hatırlatmama gerek yok. Hal böyleyken şimdi ortada bir Suriye savaşı var. Bu savaşın Irak’ın savaşından pek bir farkı da yok. Cumhuriyetçilerin politikasının Demokratların politikası ile örtüşmediğini baştan söylemiştim. Demokratlar Suriye sorununun çözümünü zamana yaymışlardı. Suriye’ye kendi askerleri yerine eğittikleri teröristleri sokmuşlardı. Bu politika halen daha devam ediyor. Ne zaman sonuçlanacağı ise belli değil.
ABD seçimlerini Cumhuriyetçiler kazandığı takdirde ABD’nin Suriye politikası da büyük bir olasılıkla değişecek. Cumhuriyetçiler geçmiş dönemde Irak’a nasıl girmişlerse seçimleri kazandıkları takdirde de Suriye’ye öyle girecekler. Çünkü Cumhuriyetçilerin genel politikaları bu. Ortada bir sorun varsa bu sorunu zamana yayarak çözmek yerine anında çözmeyi yeğliyorlar. Bugüne kadar olan politikaları böyleydi. Bu seçimleri kazandıkları takdirde büyük bir olasılıkla politikaları yine aynı olur. Hele hele Trump gibi bir emlak zengini ABD Başkanı seçilirse, vay Ortadoğu’nun haline. Trump’ın bilinen en büyük zaafının Müslümanlara olan düşmanlığı olduğunu da biliyor olmalısınız. Böyle bir durumda ortalığın anacık babacık olacağını şimdiden görebiliyorum. Yoksa normal koşullarda ABD Başkanının Cumhuriyetçi olmuş, demokrat olmuş bizi o kadar ilgilendirmez. Sonuçta her iki parti de Büyük Ortadoğu Projesi kapsamında ABD’nin çıkarlarına hizmet edecekler. Ortadoğu’yu kan gölüne çevirecekler.
Peki, ABD seçimlerini Cumhuriyetçiler kazanırsa bizim ülkemiz nasıl etkilenir? Bunu hiç düşündünüz mü? Ülkeyi şu an itibariyle Erdoğan tek başına kendisi yönetiyor. Dolayısıyla da ABD ile gemileri yakmış durumda. Uzun bir süredir Suriye konusunda görüş ayrılığı da devam ediyor. Büyük Ortadoğu Eş Başkanlığı’nın biteli ise hayli zaman oldu. PKK ile PYD’ye bakış açılarında da büyük görüş ayrılıkları var. Bu durum terörle mücadele açısından doğru bir politika ancak, ABD’ye göre yanlış politika. Hal böyle olunca Donald Trump’ın seçilmesinden sonra olacakları hiç düşünemiyorum bile. 27.05.2016