TRUMP VE POMPEO
ABD Başkanı Donald Trump’ın CIA direktörlüğüne aday gösterdiği Mike Pompeo Senato’da yapılan oylama sonucunda gerekli oy sayısına ulaşarak Amerikan Merkezi İstihbarat Teşkilatı ( CIA ) nın yeni Başkanı oldu. Pompeo’nun seçilmesi hiç kuşkusuz bir rastlantı değil. Trump Pompeo’yu Başkanlık seçimleri esnasında aday göstereceğini zaten söylemişti. Şimdi bu vaat yerine getirilmiş oldu. Bu yüzden Pompeo’nun seçilmesi hiç de şaşılacak bir durum değil.
Mike Pompeo daha evvel Cumhuriyetçi Partiden Kansas vekili olarak görev yapmıştı. Pompeo aynı zamanda Obama’nın İran ile yapmış olduğu nükleer anlaşamaya karşı çıkan Amerikan İstihbarat Komitesi üyesidir. Şimdi hal böyleyken gerek Trump’ın, gerekse Pompeo’nun yapılmış olan bu anlaşmayı devam ettireceğini düşünmek sanırım iyimserlik olur. Bu saatten sonra ABD’nin katı bir İran politikası uygulamaya başlayacağını şimdiden söyleyebilirim. Ancak Trump İran’a yönelik yeni politikayı Rusya ile anlaşmış olduğu Suriye Politikasını rayına koyduktan sonra uygulamaya başlayacak.
Obama İran politikasında değişikliğe gitmesinin sebebini uzun yıllardan beri İran’a karşı uygulanan sert politikalarının ABD açısından hiçbir getirisinin olmadığına dayandırmıştı. Hatta İran’a yönelik uygulanan ambargolardan dolayı İran’ın daha da güçlendiğini iddia etmişti. Obama İran’a yönelik uyguladığı politika değişikliğinin bir benzerini de Küba’ya yaklaşarak göstermişti. Obama’nın son yıllardaki bu politika değişikliği aslında bugüne kadar çözülemeyen İran ile Küba’yı ele geçirme politikasıydı. Dolayısıyla Obama uyguladığı bu politikalar da haklıydı. Çünkü İran ile yapılan nükleer anlaşma bir yerde İran’ı kontrol almaya yönelikti. Bunun karşılığı olarak da İran’a yönelik yaptırımlar da değişikliğe gidilmişti.
Son yapılan seçimlerde Demokratlar tekrar seçimi kazanmış olsaydı Obama’nın İran politikası aynen devam edecekti. İran’a uygulanan yaptırımlar İran’ın nükleer faaliyetlerinde kısıtlamaya gitmesi halinde sona erdirilecekti. Bunun anlamı ise İran’ın uluslararası çevrelere açılması demekti. İran’da uygulanmakta olan siyasi baskıların uluslararası arenaya taşınması demekti. İnsan hak ve özgürlüklerin tartışılmaya başlaması demekti. Sosyal medya aracılığı ile İranlıların ayaklandırılması demekti. Aslında tüm bu gelişmeler kapalı İran’ın açılmasını sağlayacaktı. Obama bu şekilde İran’ı kontrol altına alacaktı. İran’ın içine gizli ajanlarını sokacaktı. Suriye’de olduğu gibi İranlıları da rejim aleyhine ayaklandıracaktı. Kapalı olan İran, Suriye gibi yolgeçen hanına çevrilecekti. Dolayısıyla yakın bir zamanda İran’da da iç ayaklanmalar başlayacaktı. Böylelikle Büyük Ortadoğu Projesinin İran bölümü de hayata geçmiş olacaktı.
ABD Başkanlığını Donald Trump’ın kazanması ve CIA Başkanlığına Mike Pompeo’nun gelmesiyle birlikte Obama’nın uyguladığı İran politikası da bitmiş oldu. Trump ve Pompeo bundan böyle yeni bir İran politikası belirleyecekler. Dolayısıyla Genişletilmiş Kuzey Afrika Projesine yeni bir yön verecekler. Uygulayacakları yeni politikanın ipuçlarını yakında öğrenme fırsatını buluruz. Ancak burada açıkça ifade edeyim ki, bundan böyle Ortadoğu’da daha sert politikalar hâkim olmaya başlayacak. Kuzey Afrika projesi yeni dönemde kaldığı yerden yoluna aynen devam edecek. Bu politikanın dümeninde de Mike Pompeo ile Donald Trump olacak.31.01.2017