TBMM BAŞKANI’NIN YENİ TAKINTISI II. ABDÜLHAMİD
TBMM Başkanı İsmail Kahraman geçen ramazan ayında milletvekillerine verdiği iftar yemeği davetiyesine TBMM’nin kurumsal kimliğini temsil eden TBMM yaldızlı logosundaki Mustafa Kemal Atatürk’ün ‘’Egemenlik kayıtsız şartsız milletindir’’ sözünü bastırmamıştı. İsmail Kahraman ancak15 Temmuz sonrasında ‘’ Egemenlik Milletindir’’ diyebilmişti. Fakat‘’ Egemenlik kayıtsız şartsız Türk Milletinindir’’ diyememişti. Kahraman, Atatürk’ün kurmuş olduğu Cumhuriyet sayesinde bugün TBMM Başkanı olmayı içine sindirebildi ama Cumhuriyetin kurucusu Mustafa Kemal Atatürk’ü bir türlü içine sindiremedi. Bu kafayla da pek sindirebileceğini sanmıyorum. Çünkü Atatürk düşmanlığı ile yatıp Atatürk düşmanlığı ile kalkıyor.
Aynı TBMM Başkanı dün ‘’Laiklik bir kere yeni anayasada olmamalıdır. Dindar Anayasa meselesinden anayasamızın kaçınmaması lazım. Dini olarak bahsetmesi lazım. ‘’demişti. İsmail Kahraman bugün de kafayı II. Abdülhamit’e takmış durumda. Sultan Abdülhamid’in 174.yıl anısına TBMM Başkanlığı tarafından İstanbul Dolmabahçe Sarayı’nda Uluslararası Sempozyum düzenledi. Kahraman düzenlemiş olduğu bu sempozyum da Abdülhamid’e övgüler dizdi. Abdülhamid’in petrol bulunan arazilerin tapusunu üzerine geçirerek bunları koruduğunu, ittihatçıların ise Abdülhamid’in devrilmesinden sonra bunları yabancı şirketlere peş keş çektiğini söyledi. Oysaki ittihatçılar bu arazileri Abdülhamid’in üzerinden alarak hazineye devretmişlerdi. İsmail Kahraman bu gerçekleri de milletin yüzüne baka baka söyledi. Kahraman aynı zamanda Aldülhamid’in Çanakkale boğazına tahkimat yaptırdığı için Çanakkale’nin geçilemediğini söyledi. Hani bu kadarına da pes yani denir ya. İsmail Kahraman da aynen böyle dedirtti.
Şimdi burada İsmail Kahraman’a sorulacak bir soru var. O da II. Abdülhamid’in doğum günü ile ilgili düzenlemiş olduğu sempozyum gibi oturmuş olduğu koltuğun gerçek sahibi Mustafa Kemal Atatürk’ün doğum günü ile de ilgili bir sempozyum düzenleyip düzenlemeyeceğidir. Öyle ya, Abdülhamid’in doğum günü ile ilgili bir sempozyum düzenleniyorsa Mustafa Kemal Atatürk’ün doğum günü ile ilgili bir sempozyum hayli hayli düzenlenebilir. İsmail Kahraman bugüne kadar milli bayramlarımızın kutlanmasına katılmamak için çok çaba sarf etti ama kim bilir belki Atatürk’ün doğum gününü kutlar. Bugüne kadar kutlayamamıştır ama belki de bundan böyle kutlar. Bu yüzden peşin hükümlü olmamak lazım diyorum. Bekleyip görmek lazım diyorum. Öyle değil mi? Değil dediğinizi duyar gibiyim. Ben de zaten lafın gelişi söyledim.
TBMM Başkanı İsmail Kahraman Cemal Reşit Rey Konser Salonu’nda da II. Abdülhamid Han Dönemi Fotoğraf Sergisi’nin açılışına katıldı. Bu sergide de bir konuşma yapan Kahraman, Abdülhamid döneminde ‘’Fevkalade çok zengin bir fikir hayatı vardı’’, dedi. ‘’Şairler, şiir edebiyat vardı’’ dedi.’’ Şimdi pek yok’ ’dedi. Falan filan. Kahraman’ın anlattıklarına göre insanın neredeyse II.Abdülhamid dönemine geri dönesi geliyor. Halbuki II.Abdülhamid döneminde basına sansür uygulanmıştı. Kanun-i Esasi, Hürriyet, Vatan, Cumhuriyet, Namık Kemal gibi bazı kelimeler de yasaklanmıştı. Şimdi böyle bir Padişah’a özgürlükçü demek eşyanın tabiatına bile aykırıdır. Ancak konuşan İsmail Kahraman ise söylenecek bir şey yok.
TBMM Başkanı İsmail Kahraman ile ilgili bana göre yapılması gereken en doğru hareket onu kendi haline bırakmaktır. Dikkate almamaktır. Belki İsmail Kahraman böylelikle kendine gelir. Yoksa başka türlü kendine geleceği filan yok. Ne diyorsunuz ? Burada haksız mıyım? 26.09.2016
