Makaleler

TAZMİNATI, DAVUTOĞLU ÖDESİN

sait-balci
Kıbrıs Rum Kesimi, 1974,1975 ve 1977 yıllarında Ankara’ya Kıbrıs Barış Harekatı ile ilgili 3 defa devletlerarası dava açmış. Ancak açılan bu davalar herhangi bir sonuç doğurmadan sonuçlanmış. Fakat daha sonra Rum Kesiminin davayı devam ettirmeleri üzerine Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi 2001 yılında Rumların açtığı davayı kabul edilebilir bulmuş. 2011 yılında Kıbrıs Rum Yönetimi açılmış olan davaya ilişkin Avrupa İnsan Hakları Mahkemesine başvuru yapmış. İşte şimdi Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi açılan bu davadan dolayı ülkemizi 90 Milyon Euro tazminat ödemeye mahkûm etti.

İsterseniz şimdi geçmişi hatırlamak amacıyla geriye doğru kısa bir yolculuk yapalım. Ne de olsa başarılı bir dış politikamız var ya o yüzden. Dışişleri Bakanımız Ahmet Davutoğlu yönetiminde komşularımız ile sıfır sorun yaşıyoruz ya o yüzden. Şu an ülkemizin üzerine kara bulutlar gibi çöken AKP’nin iktidara gelmesinden sonra, Kıbrıs politikasında da yeni bir dönem başlamıştı. Yıllardır Kıbrıs Davasının Babası sayılan Rauf Denktaş’ın sürdürdüğü siyasi çizgi terkedilmiş, yerine ‘’ver kurtul’’ politikası benimsenmişti. Bu politikanın uygulanabilmesi içinde Rauf Denktaş aforoz edilmiş ve onun yerini Mehmet Ali Talat almıştı. Ahmet Davutoğlu ile Mehmet Ali Talat ikilisi yıllardır Rauf Denktaş’ın çözemediği Kıbrıs sorununu, Rumlar bir adım atarsa biz de iki adım atarak çözecektik. Böylelikle yıllardır çözülemeyen Kıbrıs sorunu bu muhteşem ikili sayesinde çözüme kavuşmuş olacaktı. Ancak olaylar tahmin edildiği gibi gelişmedi. Rumlar barış görüşmeleri adına hiç adım atmadılar. Kıbrıs Rum Kesiminin Avrupa Birliğine üye olmasından önce düzenlenen referandumda Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti Annan Planını evet derken, Kıbrıs Rum Kesimi yapılan referandumda hayır diyerek bir kez daha çözümü kimin tıkadığını ispatladılar. Bizim muhteşem ikili Kıbrıs Rum Kesiminin gerçek niyetini bu aşamada anladılar ama geç kaldılar. Çünkü Kıbrıs Rum kesimi bir kez daha bizimkileri atlatarak Avrupa Birliğine tek başlarına üye olmayı başardı. Yıllardır Rauf Denktaş’ın önderliğinde savunulan Kıbrıs Davası da bu iki acemi politikacı sayesinde o zaman kaybedilmiş oldu.

Kıbrıs Davası zamanında sahiplenilmediği için Avrupa İnsan Hakları Mahkemesinin ülkemizi şimdi tazminata mahkûm etmesi beklenen bir gelişmeydi. Ben burada şaşılacak bir durum görmüyorum. Eğer AKP İktidarı Rauf Denktaş’ı dışlayacağı yerde onun tecrübelerinden yararlanarak bu davayı sahiplenmiş olsaydı bugün ne Kıbrıs Rum Kesimi bizden önce Avrupa Birliğine üye olmuş olurdu, ne de şimdi bu Tazminat Davası aleyhimize sonuçlanırdı Bu Tazminat Davası düpe düz Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu’nun dış politika başarısızlığının eseridir.

Şimdi Ahmet Davutoğlu Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi ülkemizi tazminata mahkum etmesi ile ilgili’’ Bu dava 10 yıl sonra tekrar gündeme getirildi. Kesinlikle uluslar arası hukuk bağlamında ne bağlayıcıdır ne de bizim açımızdan kıymet ifade eder’’ demiş. Ben de Davutoğlu’nun bu ifadelerine katılıyorum. Çünkü başından bu yana Kıbrıs Davasında ‘’ver kurtulcu ‘’ bir politika izlerseniz olacağı budur. Bu yüzden Kıbrıs Davasında izlenen başarısız politikanın sonucu aleyhimize sonuçlanan bu tazminat ülkemizi bağlamaz. Bu davanın sonucu bağlasa bağlasa bireysel olarak Ahmet Davutoğlu’nu bağlar. Bu yüzden bu tazminatı Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu’nun ödemesi gerekir. 13.05.2014

SAİT BALCI

Paylaş

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Bu site, istenmeyenleri azaltmak için Akismet kullanıyor. Yorum verilerinizin nasıl işlendiği hakkında daha fazla bilgi edinin.

Menu Title