SURİYE SORUNU BÖLGE ÜLKELERİ İLE BİRLİKTE ÇÖZÜLÜR
Dün geleceği göremeyenlerin ülkeyi yönetemeyeceğini yazmıştım. Bugün de saplanmış oluğumuz Suriye bataklığından çıkış yollarını yazacağım. Ancak bunun için öncelikle bir tespit yapmak gerekiyor. Günlük politikalardan uzun vadeli politikalara geçmek gerekiyor. Suriye politikası için deneyimli diplomatlar ile çalışmak gerekiyor. Her şeyden önemlisi de bu konuda samimi olmak gerekiyor. Gerisi kendiliğinden gelecek.
Öncelikle Suriye sorunu ile başlayayım. Bizimkiler Suriye bataklığına saplandıklarından bu yana daha henüz bir çıkış yolu bulamadılar. O kadar zaman geçti ama halen daha bir arpa boyu yol alamadılar. Oldukları yere çakıldılar kaldılar. Sözde Esat’ı devirip Şam’da namaz kılacaklardı. Gel zaman git zaman Esat’ı bir türlü deviremediler. Şam’da namaz kılacağını söyleyen Davutoğlu çoktan gitti. Yerinde yeller esiyor. Erdoğan’ı da yakında ABD devirecek ama haberi yok. Çünkü Erdoğan Rus uçağını düşürerek bir anlamda bindiği dalı kesmiş oldu. Yani Suriye politikasında ABD’ye karşın elini güçlendireceği yerde elindeki kozları da kaybetti. Buna pirince giderken bulgurdan olmak deniyor. Oysa Erdoğan Rusya ile birlikte hareket etmiş olsaydı ABD’ye karşı güçsüz kalmayacaktı. Halen devam etmekte olan Suriye politikasında da söz söyleme hakkı olacaktı. Oysaki şimdi böyle seçeneği de yok. ABD İncirlik üssünden kaldırdığı uçaklarla IŞİD’i vuruyor ama oraya PYD’yi yerleştiriyor. Bu gidişle Fırat’ın ötesine de geçecekler. Anlayacağınız kısa bir zaman sonra kırmızıçizgi filan da kalmayacak. Sonrasını ise düşünemiyorum bile.
Suriye bataklığından çıkmanın tek yolu ise bölge ülkeleri ile birlikte hareket etmekten geçiyor. Bu konuda çiçeği burnunda Başbakan düşmanları azaltıp dostları çoğaltacağını söylemişti. Başbakan’ın ne demek istediğini tam olarak anlayamadım ama ben bu sözlerden Irak, İran, Suriye ve Rusya ile olan ilişkilerimizin düzeltileceği anlamını çıkardım. Yoksa bu aşamada bu sözlerden başka bir anlam çıkmaz. Eğer bu sorunların altından komşularımız ile diyalog kurarak çıkabileceğimiz noktasına gelmişler ise ülke adına bu bir kardır. Atalarımız bile ‘’zararın neresinden dönersen kardır’’ diye boşuna söylememişler. Bu yüzden ben bu söylemi tuttum. Ancak bu bakış açısı Erdoğan’a ait değilse, Başbakan boşuna konuşuyor demektir. Konuşmak için konuşuyor demektir. Bu durum ileri günlerde belli olacak. Şimdilik takip etmekle yetineceğiz.
Kaldığım yerden tekrar devam edeyim. Biraz önce Suriye bataklığından komşularımız ile yapacağımız birliktelik ile çıkabiliriz demiştim. Başka da zaten bir çıkar yol yok. Gökten zembille çözüm gelmeyeceğine göre, Irak, İran, Suriye ve Rusya ile bir an evvel iletişime geçilmesi gerekiyor. Bulunduğumuz bölgeden de taşınamayacağımıza göre, bugüne değin her ne kadar komşularımızı üzmüşsek de şimdi de onlarla bir şekilde barışmamız gerekiyor. Hatta Suriye Devlet Başkanı Esat ile bile el sıkışmamız gerekiyor. Yoksa yarın çok daha geç olacak. Her geçen gün zaten aleyhimize işliyor. Bu yüzden derhal iletişim kanallarını harekete geçirilmesi gerekiyor. Bu aşamada bu süreç eğer Erdoğan ile ilerleyemeyecekse, ülkenin ahde vefası için Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın derhal istifa etmesi gerekir. Öyle ya, ya bu sorunu çözmek için gerekli diplomatik adımları atacaksınız, ya da ben çözemiyorum diyerek istifa edeceksiniz. İkisinden biri. Başka yolu yok. Ülkenin önünü açmak için bu tür hamlelerin yapılması hayati açıdan son derece önemlidir. Ancak sizler gibi ben de Erdoğan’ın istifa edeceğine dair en ufak bir ihtimal bile göremiyorum. Ülkeyi batırır gider ama yapmış olduğu hatalardan asla geri dönmez. Ülkenin önünü açayım diye de düşünmez. Bildiğinden de bir adım geri de adım atmaz. Geleceği göremeden ülkeyi yönetmek böyle bir şey işte.
Son günlerde Rusya’dan olumlu sinyaller geliyor. Bu gelişmeler muhakkak suretle değerlendirilmelidir. Rusya ile yeniden başlayacak olan diyalog ülkemizin önünü açacak. ABD’nin tek başına Suriye’yi şekillendirmesinin önüne geçecek. Şu an itibariyle ülkemizde baş gösteren turizm krizi çözülecek. Rusya’ya yeniden yaş meyve ve sebze satmaya başlanacak. Dolayıyla otomatikman turizmciler ile üreticilerin yüzü gülecek. Ancak bunun için adımların çok dikkatli atılması gerekir. Başlayan diyalog süreci çok iyi yönetilmesi gerekir. Bunun içinde deneyimli diplomatlar ile çalışılması gerekir. Yoksa bu iş Erdoğan’ın danışmanlarına kalırsa hapı hepten yuttuk demektir.
Keza yine İran ve Irak de iletişime geçilmelidir. IŞİD ile bu ülkeler ile birlikte mücadele edilmelidir. Atalarımız bile birlikten güç doğar diye boşuna söylememişler. Tek başına hareket etmekle hiçbir sorunu çözemezsiniz. Ancak birlikte hareket ettiğiniz zaman ABD ile baş edebilirsiniz. Bölge ülkelerinin bir araya gelmemesi daima ABD’nin işine yarar. Zaten ABD bugüne kadar bu yüzden rahat hareket etti. İncirlik üssünden kaldırdığı uçaklar ile IŞİD hedeflerini vurarak onların yerine PYD’yi yerleştirdi. Hâlbuki bölge ülkeleri birlikte hareket etmiş olsaydılar ABD bu denli rahat hareket edemezdi.
Artık sadede geliyorum. Çok uzattığımın farkındayım. Ancak konunun daha iyi anlaşılabilmesi için yazmak zorundaydım. Şimdi ben diyorum ki, bu saatten sonra gerek Suriye ile gerekse Rusya ile didişmenin hiçbir âlemi yok. Saplanmış olduğumuz Suriye bataklığından çıkmak istiyorsak, muhakkak suretle komşularımız ile ilişkilerimizi derhal düzeltmek zorundayız. Bunun için karizmanız çizilecekse, çizilecek kardeşim! Bu sorunu çözmenin başka bir yolu yok. Çünkü sonuçta Türkiye Cumhuriyetinin varlığı ve bütünlüğü söz konusu. 02.06.2016