SUÇ, MGK BELGELERİNİN DEŞİFRESİNDEN İBARET DEĞİL
TCK’nın 327.328.329 ve 336.maddelerinde yazılı olan ‘’Devlet güvenliğine ilişkin belgeleri temin etme’’ ,’’Siyasal ve askeri casusluk’ ’Devletin güvenliğine ve siyasal yararlarına ilişkin bilgileri açıklama’’ ve ‘’Yasaklanan bilgileri açıklama’’ suçlamaları ile Taraf Gazetesi yazarları olan Mehmet Baransu, Arzu Yılmaz ve Hüseyin Özkaya hakkında suç duyurusunda bulunuldu. Suç duyurusunu Başbakanlık, Milli İstihbarat Teşkilatı ve Milli Güvenlik Kurulu yaptı. Aslında yapılmış olan bu suç duyurularını Gülen Cemaati’ni fişlemenin açığa çıkmasının vermiş olduğu ezikliğin öfkeye dönüşmesi de diyebiliriz.
Peki, bu belgeleri edinmek ve yayınlamak suç ise ki bende öyle düşünüyorum o zaman Mehmet Baransu bu suçu ilk defa mı işledi? Elbette hayır. Ergenekon ve Balyoz Davalarında Askeriyenin kozmik odasından alınan belgeler suç unsuru oluşturmadı mı? Genel Kurmay Başkanlığı’nın kozmik odasına Cumhurbaşkanının izni olmadan girilemezken Hâkim Kadir Kayan hangi yetki ile girdi? Yoksa Kadir Kayan’ın yetkisi Cumhurbaşkanının üzerinde miydi? Hadi diyelim Kadir Kayan hukuk çerçevesi içinde Genel Kurmay Başkanlığı’nın kozmik odasında ele geçirdiği belgeleri mahkemeye taşıdı. Peki, işin aslı gerçekte öyle miydi? Elbette hayır. Kozmik odada ele geçirildiği söylenen belgeleri aslında Milli Güvenlik Kurulu Toplantılarında irticai faaliyetlere karıştığı için ordudan atılan bugünün yazarı İskender Pala, askeriyenin içinde yer alan bir köstebek tarafından ele geçirmişti. İskender Pala, gizli olan bu belgeleri Mehmet Baransu’ya teslim etti. En nihayetinde Mehmet Baransu’da bavul dolusu bu belgeleri Ergenekon ve Balyoz Davalarına dayanak oluşturması için savcıya teslim etti.
Ergenekon ve Balyoz Davalarının alt yapısını hazırlanmasında Genel Kurmay Başkanlığı’nın kozmik odasında ele geçirilen belgeler suç değil mi? Onlar da devletin mahremiyeti değil mi? Peki Başbakan devletin gizli belgelerinin ortaya çıkarılıp yayınlanmasına gösterdiği hassasiyeti Türk Ordusunun mahremiyeti ayaklar altına alınırken göstermiş miydi? Yoksa o zamanlar devletin gizli belgelerinin ortaya çıkarmak suç değildi de şimdi mi suç oldu? Yoksa sosyal devletin kanunları kişiye özel midir? Benim bildiğim kadarı ile demokrasi ile yönetilen ülkelerde böyle zikzaklar olmaz. Hele hele ileri demokrasi ile yönetilen ülkelerde hiç olmaz.
Devletin gizli belgelerini ele geçirmek basın ve medya yoluyla deşifre etmek her hâlükârda suçtur. Taraf Gazetesi yazarı olan Mehmet Baransu ile birlikte İskender Pala dâhil askeriyenin kozmik odasından belge çalma hırsızlığına katılan askeri köstebekler bu suçları işlemişlerdir. Bu yüzden devletin güvenliğine ilişkin işlenen suçlar sadece Milli Güvenlik Kurulunda alınmış olan kararların deşifre olmasından ibaret değildir. Bu suçların kapsamına Türk Ordusunun mahremiyetinden belge çalanlar da girmelidir. Yani devletin gizli bilgilerinin deşifresi isteğe göre suç unsuru olmaz. Bu belgeleri ele geçirmek ya suçtur ya da değildir. Suç ise Mehmet Baransu ile birlikte İskender Pala, Türk Ordusunun kozmik odasından aldıkları belgelerden dolayı da yargılanmalıdırlar.
Başbakan ise devletin gizli belgelerinin deşifre olmasından ziyade, Milli Güvenlik Kurulu Toplantılarında Gülen Cemaati ile ilgili alınmış olan kararlara atmış olduğu imzanın deşifre olmasından rahatsızlık duymuştur. Yoksa Başbakan devletin mahremiyetini düşünmüş olsaydı Türk ordusunun mahremiyetinden Bavul dolusu evraklar ortaya saçıldığı zaman suç duyurusunda bulunurdu.11.12.2013
SAİT BALCI