SİLİVRİ MEYDAN MUHAREBESİ
Beklenen oldu. Silivri barikatları yıkıldı. Siyasi iktidarın antidemokratik uygulamaları yurtsever halkımızı yıldıramadı. Barikatlara yüklenen Atatürkçülere her zamanki gibi yine kötü hava şartlarına rağmen tazyikli su sıkılması ihmal edilmedi. Bununla da yetinilmeyip biber gazı da sıkıldı. Hem de İstiklal Marşı’nın söylendiği sırada. Herhalde şimdiye değin bu kadar gaddarlık görülmemiştir. Neredeyse ellerinden gelse kurşun sıkacaklar. O dereceye geldiler yani. Diyarbakır’da düzenlenen Nevruz kutlamalarında açılan PKK Bayraklarını, terörist başı Abdullah Öcalan’ın posterlerini göremeyenler, Silivri’de açılan Türk Bayraklarını ve Atatürk posterlerini gördüler. PKK’nın terörist örgüt olduğunu unutanlar, Silivri Toplama Kampında esir tutulan yurtsever aydınlarımıza sahip çıkan halkımıza terörist muamelesi yaptılar. Terörist başının talimatıyla KCK Davasından yargılananları serbest bırakanlar Ergenekon ve Balyoz Davasından yargılanan yurtseverleri içerde tutmaya devam ediyorlar. Hem de hukuku ve adaleti ayaklar altına alarak. Bunun adı da ileri demokrasi oluyor işte.
Duruşma Salonunda şimdiye değin görülmeyen yeni uygulamalar da yapıldı. Savunmanın avukatlarına vekâletnameleri soruldu. İleri demokrasinin gereği olacak ki bu avukatlar dışarı atıldı. Sanık ve avukatların hiçbir talebini dinlemeyen Mahkeme Heyeti, polisin sıkmış olduğu gazdan dolayı duruşmaya ara verdiler. Öğleden sonra ise duruşma açılır açılmaz kapanması da bir oldu. ‘’Aç kapa artema’’ yani. Belli ki yurttaşların aydınlarına sahip çıkmasından çekindiler. Halka rağmen duruşmayı götüremeyeceklerini gördüler. Demokrasi çığlıkları altında karar alamayacaklarını anladılar. Türk Halkının olumsuz hava şartlarında bile yurtsever aydınlarına sahip çıkmasını kaldıramadılar. Tıpkı Kurtuluş Savaşlarında olduğu gibi, Türk Halkının önüne konan tüm engelleri aştığını gördüler. Her şeye rağmen Türk Halkının önünde duramayacaklarını anladılar. Bu yüzden de duruşmayı ertelemeyi uygun buldular. Yani duruşmayı halktan kaçırdılar.
Böylesine bir mahkeme şimdiye kadar ne görüldü ne de işitildi. Teröristleri Habur sınır kapısından girişlerinde Seyyar Mahkeme kurarak salıverenler şimdi yurtsever aydınlara terörist muamelesi yapıyorlar. Yurtsever aydınların bırakın savunma haklarını, avukatlarına bile tahammül edemiyorlar. İstiyorlar ki halk, yurtseverlerine sahip çıkmasın. İstiyorlar ki tutuklu yurtseverlerimizi istedikleri gibi yargılasınlar. On beş yirmi değil bu sefer kırk elli yıl ceza verebilsinler. Ancak yeter ki halk önlerine gelmesin. Halktan korkuyorlar çünkü. Halka rağmen ceza yağdıramayacaklarını biliyorlar. Halkın olmadığı gün karar vermek istiyorlar. İstiyorlar ki önlerine hiç engel çıkmasın. Hiç kimse bu davalara sahip çıkmasın. Kendi kendilerine al gülüm ver gülüm davayı bağlamak istiyorlar. Çünkü gün geçtikçe öne sürdükleri iddiaların çürüdüğünü görüyorlar. İddianameye giren iddiaların delil niteliği taşımadığını çok iyi biliyorlar. Bu yüzden sanıklara suçunuz budur diyemiyorlar. Gün geçtikçe öne sürülen iddiaların düzmece planlarla oluştuğu gün yüzüne çıkıyor. Davanın gizli tanıkları bile öne sürülen bu örgütü tanımadıkları ifadelerinde itiraf ediyorlar. Olmayan bir örgütün üyesi olmanın mümkün olmadığı su yüzüne çıkıyor. Bu yüzden karar almalarının zor olduğunu iyi biliyorlar. O yüzden de bir an evvel sonuca gitmek istiyorlar.
Sürdürülmekte olan bu adaletsiz mahkemeye rağmen yurtsever halkın ve aydınların Silivri Cumhuriyeti’ndeki demokrasi ve hukuk mücadelesi kaldığı yerden devam edecek. Bugün yüzlerce ise yarın binlerce olacak. Adalet arayışı her geçen gün biraz daha artarak devam edecek Mücadele, bir proje uğruna yaratılan bu dava tamamen çökene dek devam edecek. Ta ki hak ve hukuk yerini bulana kadar. Bakalım gelecek duruşmada daha neler olacak. Hep beraber yaşayıp göreceğiz.10.04.2013
SAİT BALCI
Eşkıya dünyaya hükümdar olmaz sözü bir kez daha kanıtlandı.ABD'nin gazıyla iktidara gelenler Türk kadınının, Türk gençliğinin ve BÜYÜK TÜRK MİLLETİNİN önünde tarla sıçanlarına döndüler….