S-400 MESELESİ
Bu aralar ülkemizin gündeminde olan önemli konulardan birisi, Rusya’dan satın almış olduğumuz S-400 Füze Savunma Sisteminden dolayı ABD tarafından kapsama alındığımız CAATSA yaptırımları ve F-35 programından çıkarılmamızdır.
ABD, uzun zamandan bu yana Rusya’dan almış olduğumuz S-400 Füze Savunma Sistemi ile ilgili baskı yapıyordu. Yaptıkları her açıklamada bu anlaşmadan vazgeçmemizi salık veriyorlardı. Hatta ABD Savunma Bakanı Vekili Patrick M. Shanahan, Milli Savunma Bakanı Hulusi Akar’a göndermiş olduğu mektup ile konunun ABD açısından ne kadar önemli olduğuna değinmişti. Bu mektup aynı zamanda ABD eski Başkanı Lyndon Baines Johnson’un Başbakan İsmet İnönü’ye Kıbrıs Barış Harekâtı zamanında yazmış olduğu mektubu anımsatmıştı. Dolayısıyla ABD Savunma Bakanı Vekili Patrick M.Sahanahan’ın yazmış olduğu mektuptan konunun ABD açısından ne kadar önemli olduğunu bir kez daha anladık.
Her şeyden evvel bir konunun altını çizmekte son derece fayda var. O da, Rusya’dan satın almış olduğumuz S-400 Füze Savunma Sistemi hakkında son derece haklı olduğumuzdur. Bu konu da iki nedenden dolayı haklıyız. Birincisi 2013 ve 2015 yıllarında NATO’dan füze savunma sistemi almak istememize rağmen bu talebimizin teknolojisi ile birlikte olumlu bakılmamasıdır. İkinci neden ise tek kutuplu dünyanın Ortadoğu’da barışı sağlayamamasıdır. Daha doğrusu NATO’nun günümüzdeki birinci görevi, Ortadoğu’da bulunan ülkelerin rejimlerini değiştirmek suretiyle burada bulunan enerji yataklarına el koymak istemesi, yine bu bölgede İsrail’in korunması amacıyla yeni yapılanmaların hayata geçirilmesidir. Bu sebeplerle Rusya’dan alınan S-400 Füze Savunma Sistemi ABD’nin tek kutuplu dünyasına alternatif bir dünyanın gelişmesine katkı verecektir. Bu alternatif ABD’nin Ortadoğu’yu tek başına şekillendirmesine de engel olacaktır. Yani, Yeni Dünya Düzeni ’ne denge gelecektir.
Rusya’dan S-400 Füze Savunma Sistemi alınmasından sonra kamuoyunda bu sistem ile ilgili yoğun eleştiriler yapılmaya başlandı. S-400 Füze Savunma Sistemini sorgulanmaya başlandı. Elbette S-400 Füze Savunma sistemi sorgulanabilir. Artısı eksisi gözden geçirilebilir. Ancak bu süreci tamamlamış bulunmaktayız. Çünkü S-400 Füze Savunma Sistemi satın alındı. 12 Temmuz’dan itibaren de ülkemize sevki başlandı. Bu aşamadan sonra bu sistemi sorgulamaktan çok bu sistemin ülkemizin savunma sistemine vereceği katkıları konuşmamız gerekir. Sonrasında da milli silah sanayimizin gelişmesine kafa yormamız gerekir.
Bugün ise kafa yormamız gereken asıl konu, Rusya’dan satın almış olduğumuz S-400 Füze Savunma Sistemi ile ilgili ABD tarafından uygulanması planlanan CAATSA yaptırımlarına ile ilgili nasıl mücadele edeceğimizdir. Bu konuda en büyük sorumluluk Cumhurbaşkanı Erdoğan’dadır. ABD’ye karşı mücadele edebilmenin tek yolu komşu ülkelerimiz ile yapacağımız sıkı güç birliğidir. Suriye Devlet Başkanı Beşar Esat ile el sıkışmamızdır. Cenevre Görüşmelerinden çok Astana Görüşmelerinin baz alınmasıdır. Rusya ile diyaloğu daha ileri safhaya taşımaktır. Devlet olarak atılacak bu hamleler hiç kuşkusuz ülkemizi bölgede daha güçlü hale getirecektir. Ortadoğu’da söz sahibi olmamızı sağlayacaktır. Yoksa ABD ile tek başımıza mücadele edemeyiz. Bu konuda ABD ile mücadele etmekte olan Rusya ile İran’ın yanında olmamız bizi daha da güçlü kılar. Yoksa Suriye’de ordudan kaçan Özgür Suriye Ordusu adı verilen paralel yapı ile olan işbirliği bizi hiçbir yere taşımaz. Ülke olarak biz bölgede bulunan diğer meşru devletler ile güç birliği yapmak mecburiyetindeyiz. Meşru olmayan yapılar ile meşruluğu tartışılan yapılar işbirliği yapar. Oysaki biz meşru bir devletiz. 22.07.2019