RUSYA İLE İPLERİ KOPARMA GİRİŞİMİ YENİ ÖZÜR GEREKTİRİR
Tarih, 14.11.2019. Cumhurbaşkanı Erdoğan, ABD Başkanı Trump ile görüşmesine ilişkin ‘’ ABD ile köklü müttefik bağımıza uygun bir şekilde ilişkilerimizde yeni bir sayfa açmakta kararlıyız’’ dedi. Bu açıklama sonrası ABD ile yeniden sıcak ilişkiler geliştirilirken Rusya’ya karşı mesafeli davranılmaya başlandı.
Doğrusunu isterseniz ben bu filmi daha önce de görmüştüm. FETÖ / ABD ortaklığı ülkemizin Rusya ile arasını açmak için 24.11.2015 tarihinde Rusya Hava Kuvvetlerine ait Suhoy Su-24 tipi uçağı sınır ihlali gerekçesi ile FETÖ’ye mensup hava kuvvetlerimiz ile düşürmüştük. 19.12.2016 tarihinde ise Rusya’nın Ankara Büyükelçisi Andrey Karlov FETÖ’ye mensup bir polis tarafından vuruldu. Tüm bu gelişmeler Türk – Rus ilişkilerini bozmak içindi. O dönem ABD / FETÖ amaçlarına ulaştılar. Bozulan ikili ilişkiler Rusya’ya yapmakta olduğumuz meyve ve sebze ihracatını vurdu. Rus turistlerin ülkemize gelmemesine neden oldu. Sonuçta Rusya’dan özür dilenerek ikili ilişkiler yeniden canlandırıldı.
Rusya ile ikili ilişkiler yeniden normale dönünce Suriye’de birlikte hareket etmeye başladık. ABD’nin Suriye’ye girmemize izin vermemesi üzerine Rusya ve Suriye’nin izniyle 24.08.2016 tarihinde Fırat Kalkanı Operasyonu ile Suriye’ye girdik. 23.01.2017 tarihinde Astana Görüşmeleri başladı. 20.01.2018 tarihinde Zeytin Dalı Operasyonu yapıldı. 2013 ve 2015 yıllarında ABD’den Füze Savunma sistemi istememize rağmen olumlu yanıt alamayınca Rusya ile S-400 Füze Savunma Sistemi anlaşmasını imzaladık. Bu anlaşmaya göre 12.07.2019 tarihinde S – 400 Füze Savunma Sistemi ülkemize nakledilmeye başlandı. 09.10.2019 tarihinde Barış Pınarı Harekâtı yapıldı. Tüm bu olaylar ABD’nin ülkemizi dışlaması üzerine gelişti.
Rusya ile ikili ilişkiler devam ederken ABD ile sorunlar yaşamaya başladık. ABD / FETÖ ortak girişimi 15.07.2016 tarihinde darbe girişiminde bulundu. 29.10.2019 tarihinde ülkemize yaptırım kararları alındı ve Temsilciler Meclisinde kabul edildi. Bu yaptırım kararları 11.12.2019 tarihinde Senato da kabul edildi. Rusya’dan alınan S – 400 Füze Savunma sistemine karşılık F- 35’ler verilmedi ve programdan çıkarıldık. CAATSA yaptırımları devreye girdi. ABD Başkanı Donald Trump 09.10.2019 tarihinde Cumhurbaşkanı Erdoğan’a küstah bir mektup yazdı. Şimdi ABD ile yaşadığımız tüm olumsuz olaylardan sonra yine ABD ile ortak hareket etmeye başladık. Bunun ilk emareleri Suriye’de ve sonrasında Libya’da görülmeye başladı. Her sıkıştığımızda Rusya’ya sığındık ama sonrasında yine ABD ile ortak hareket etmek için tüm olanları görmezden geldik.
Geldiğimiz nokta itibarıyla Rusya ile olan ikili ilişkileri bozmak için elimizden geleni yapmaya başladık. Geçmişte bu ilişkiyi ABD / FETÖ bozmaya çalışıyordu. Bu ikili ilişkiyi şimdi iktidar partisinin kendisi bozmaya çalışıyor. Peki, Rusya ile olan ikili ilişkilerin yerini hangi devlet ile kapatacağız? Suriye’de varlığımızı sağlayan yeni bir Rusya var mı? ABD istediğimiz silahları vermeyince bu sefer kimden alacağız? Yaş sebze ve meyve ihraç edebileceğimiz yeni bir Rusya var mı? Rusya’dan gelen turistlerin yerine hangi ülke ile telafi edeceğiz? Bu soruların yanıtı var mı?
Bugüne kadar Rusya ile de sorun yaşamış olabiliriz. Ancak her bir sorunu görüşerek ortak akıl geliştirerek çözebiliriz. Rusya çok doğal olarak Suriye’nin toprak bütünlüğünü savunuyor. Oysaki biz Suriye içinde yuvalanan terörist yapıları desteklemek suretiyle meşru Suriye Devleti’ni hedef alıyoruz. Beşar Esat’ı ister kabul edelim, ister etmeyelim. Ülkemiz şu an Doğu ve Güney Doğu Anadolu Bölgesinde PKK Terör Örgütü ile nasıl mücadele ediyorsa Beşar Esat’da kendi ülkesinde terörle mücadele ediyor. Bu gerçeği görmezden gelemeyiz.
Libya konusu ise Suriye’den biraz farklıdır. Libya konusunda Akdeniz’deki haklarımız için attığımız adımlarda sonuna kadar haklıyız. Ancak bu haklılığımızı Rusya’ya yerine ABD ile hareket ederek çözemeyiz. Buradaki sorunu da Rusya ile birlikte çözebiliriz. Önemli olan Akdeniz’de bulunan haklarımıza sahip çıkmak ise bu konuyu da Rusya ile masaya oturarak çözebiliriz. Rusya ile masaya oturmak demek Akdeniz’den vazgeçtiğimiz anlamına gelmez. Akdeniz meselesini de Rusya ile karşılıklı olarak çözebiliriz. Rusya olmasaydı zaten şu an ABD ile de masaya oturamıyor olacaktık. Şu an gerek Libya’da, gerekse Suriye’de söz sahibi konumuna gelmiş isek zaten bunu Rusya’ya borçluyuz.
Şimdi tüm olanlardan sonra Rusya ile olan ilişkileri kopartmanın kime ne faydası olacak? Yarından sonra ABD ile yaşanacak en ufak bir sorunda yine Rusya ile bir araya gelmek için can atmayacak mıyız? Yine özür dilemek zorunda kalmayacak mıyız? Ancak peşin olarak söyleyeyim ki, pabuç bu sefer daha pahalı olabilir. 11.07.2020