PKK SİVİL TOPLUM ÖRGÜTÜ MÜ?
Ülkemizin NATO şapkası altında kurduğu Terörle Mücadele Mükemmeliyet Merkezi’nin ( TBMM ) AKP ve İmralı arasında yapılan görüşmelerin başlamasıyla birlikte yayımladığı İngilizce ‘’Aylık Terörizm Raporlarından’’ PKK’nın adını çıkarmışlar. İktidar partisi iyi de etmiş doğrusu. Nasıl olsa yeni ürettikleri bir terör örgütü var ya işte onu yeterli görmüş olmalılar. Bu yüzden PKK’yı listeden çıkarmış olmalılar. Daha doğrusu Büyük Ortadoğu Projesinin Büyük Eş Başkanı böyle öngörmüş olmalı. Bizim Eş Başkan kendi başına karar alamayacağına göre bu iş muhakkak Büyük Eş Başkandan başkasının olamaz. Bu durumda yıllardır terör örgütü ile mücadele ettiğini sanan Türk Ordusu da yanıltılmış oluyor. Hatta ve hatta bunca yıldır süren terörün baş sorumlusu da Türk Ordusu oluyor. PKK ise mağdur bir terör örgütü oluyor. Balyoz Davası’ da zaten bu durumu kanıtlıyor. PKK’lı terörist, Şemdin Sakık’ın gizli tanık olması da bu durumu doğruluyor.
Peki, Türk Ordusu, PKK ile mücadele ettiği için terörist olmuşsa o halde Türk Polisi ne durumdadır? Türk polisi de Doğu ve Güney Doğu Anadolu Bölgesinde Türk Ordusuna terörle mücadele konusunda destek olmamış mıdır? Peki, KCK soruşturmalarını da Türk ordusu mu yapmıştır? Eli kanlı terör örgütünün şehir yapılanması olan KCK soruşturmalarını Türk Polisi yürüttüğüne göre şimdi Türk Polisi de terörist sayılmaz mı? Terör örgütü ile bugüne kadar mücadele eden Türk Ordusu, PKK’nın terör örgütü kapsamından çıkarılmasıyla birlikte kendisi terör örgütü oluyorsa o zaman aynı şekilde PKK’nın şehir yapılanması olan KCK soruşturmalarını yürüten Türk Polisi de terörist oluyor. Peki, Türk Polisinin elebaşları kimlerdir? Türk Polisinin elebaşları da pek tabi ki Emniyet Müdürleridir. Emniyet Müdürleri de terör faaliyetlerine karışmaktan soruşturma geçirirler mi? Aslına bakarsanız terörle mücadele ederken ve kendisi terör örgütü üyesi olmakla suçlanan halen hazırda bir Emniyet Müdürü var. Kim mi dersiniz? . Hani şu ‘’Dün Devlet Bugün Cemaat’’ adlı kitabı yazan Hanefi Avcı’dır. Zaten Ahmet Şık boşuna ‘’dokunan yanar’’ dememişti. İşte görüldüğü gibi dokunan yanıyor. Dokunan pastadan kendine düşen cezayı alıyor. Demek istediğim şimdi PKK terör örgütü olmadığına göre dağa çıkan bu insanlara bir isim vermemiz gerekiyor. Öyle ya terörist değillerse bu insanlar kimlerdir? Bu sorunun yanıtını bulmamız gerekiyor.
Bu soruyu İktidar partisi ile BDP’nin yapmakta olduğu yeni Anayasayı halka anlatmakla görevlendirilen ‘’Akil İnsanlara da sorabiliriz aslında. Ne de olsa onlar Akil İnsanlar ya o yüzden. Akil İnsan olmak kolay mı? Elbette değil. Akil İnsan olmak için her şeyden evvel bir defa iktidar partisi ile görüşleriniz uyuşması gerekiyor. Mecliste grubu bulunan Cumhuriyet Halk Partisi ile Milliyetçi Hareket Partisi’nin görüşleri herhangi bir önem arz etmiyor. Onlar başka ülkenin partileri ya o yüzden. Akil İnsan olabilmek için iktidar partisinin yandaşı olmanız yeterli oluyor. İşte şimdi ben bu Akil İnsanlara PKK’nın ne tür bir örgüt olduğunu sormak istiyorum. Akil İnsanlar olduklarına göre muhakkak biliyorlardır. İzmir’de konuşan Baskın Oran, PKK’nın isteklerinin yerine getirilmezse daha da güçlü olacaklarını söylemişti ya o yüzden. Demek ki Akil insanlar İmralı Adasında sürdürülmekte olan müzakerelerden de haberliler. Durumlarını pozisyonlarını bu duruma göre ayarlıyorlar. Yani nabza göre şerbet veriyorlar. Bir nevi iktidar partisinin yaklaşan yerel seçimler öncesi propagandasını başlatmış oluyorlar. Aslında hepsine birden birer rozet takılsa kanımca daha uygun olur. Böylelikle hem PKK’nın isteklerini halka daha iyi anlatmış olurlar hem de öbür taraftan Belediye Başkan Adaylarının propagandasını yapmaya başlamış olurlar. Bir taşla iki kuş yani. Aslına bakarsanız Meclis iradesi dışında oluşturulan bu ‘’Akılsız İnsanlar’ ’gurubunun yasal bir dayanağı da yok. Çünkü ne bir siyasi partidirler, ne bir sivil toplum örgütüdürler, ne de bir vakıftırlar. Tamamen siyasi iktidarın egemenliğinde oluşturulmuş AKP yandaşlarından oluşan akılsız insan gruplarının üyesidirler. Yasal statüleri de olmadığı için bir nevi terörist örgütü de sayılabilirler. Bu yüzden Mecliste grubu bulunan Ana Muhalefet Partisi ile Milliyetçi Hareket Partisinin iradesini yansıtmayan bu grup yasal bir oluşum da değildir. Üstüne üstlük sanki yasal bir statüleri de varmış gibi bir de devletin kasasından maaş verilmesi de tam bir skandaldır.
Şimdi artık PKK’nın nasıl bir örgüt oluğuna açıklık getirebiliriz. Terör kapsamından çıkarıldığına göre bundan böyle artık terör örgütü de değildir. PKK, siyasi bir parti de olmadığına göre dağda şehit kanları üzerine araştırma yapan bir sivil toplum örgütü olsa gerek. Bu yüzden İmralı’da ikamet etmekte olan terörist başının da söylediği gibi silah filan da bırakmalarına gerek yoktur. Ne de olsa şimdiye değin nüfuz planlamasına da yeterince katkıda bulunmuşlardır. Bu yüzden PKK, yarından sonra karşımıza topluma faydalı bir sivil toplum örgütleri içinde sayılırsa hiç şaşırmayalım.17.04.2013
SAİT BALCI