PENGUEN DOSYASI
Bugünlerde en çok konuşulan konuların başında Penguen Dosyası geliyor. Bu dosyasının ne olduğunu ve kimler tarafından sızdırılmış olabileceğini tahmin ediyor olmalısınız. Hani şu Wikileaks sızıntıları vardı ya, Penguen Dosyası da onlar gibi bir şey. Ancak bu dosya Wikileaks Belgeleri gibi dinleme, belge sızdırma gibi konuları içermiyor. Bu dosya tamamen Saray tarafından kaleme alınmış bir itiraf yazısı. Yazarın adı belli değil. Bu dosyanın yazarı belki Yiğit Bulut, belki Nagehan Alçı, belki de Cem Küçük. Kim bilir belki de Rasim Ozan Kütahyalı. Ancak şurası açık ki, bu yazıyı kaleme alan kesin yandaş bir kalem. Her kim olursa olsun bu kalemin ele aldığı dosya Erdoğan ile Davutoğlu’nun arasındaki kavgayı inkâr edilmez bir şekilde ortaya koymuş.
Eskiden basında dönemin Cumhurbaşkanı Gül ile Erdoğan’ın arasının açık olduğuna yönelik haberler yer alırdı. Saray Basını veya yandaş basın hatta Havuz medyası da dediğimiz basınımızın yüz akları bu haberleri anında yalanlarlardı. Hatta ekranlara çıkıp bu tür haberlerin uydurma olduğunu söylerlerdi. Keza yine Bülent Arınç ile Erdoğan arasında birçok kere kavga yaşandı. Yandaş basınımız bu kavgayı da yok saydı. Sonrasında Cemaat ile Erdoğan arasına kara kediler girdi. Önceleri yandaş basınımız bu haberleri de yalanladı, ancak kavga büyüyünce yalanlama faslına devam edememişlerdi. Sonrası ise malum durumları biliyorsunuz. Bugün geldiğimiz durum ise bunlardan daha vahim.
Uzun bir süredir Erdoğan İle Davutoğlu’nun arası zaten açıktı. Başkanlık Sistemi yüzünden açıktı. Erdoğan’ın Bakanlar Kuruluna sık sık Başkanlık etmesinden dolayı açıktı. Açılım Süreci ile ilgili yaşanan görüş farklılığı yüzünden açıktı. Milletvekili Aday listelerini bizzat Erdoğan’ın belirlemesinden dolayı açıktı. MYK’da İl Başkanları ile İlçe Başkanlarını atama yetkisi de Başbakan’dan alınınca ipler koptu. Penguen Dosyası da işin tuzu biberi oldu. Bugüne kadar herhalde hiçbir Cumhurbaşkanı bir Başbakan’ı bu derece açığa düşürmemiştir.
Geçmişte Cumhurbaşkanları İle Başbakanlar arasında Erdoğan ile Davutoğlu arasında yaşanan gerginliğe benzer durumlar yaşandı. Örneğin Demirel Cumhurbaşkanı olunca Başbakan Tansu Çiller zor anlar yaşadı. Hatta Tansu Çiller TBMM’de yaptığı bir konuşma esnasında ağladı. Keza yine Turgut Özal’ın Cumhurbaşkanlığı döneminde Yıldırım Akbulut Başbakan’dı. O dönemlerde Yıldırım Akbulut konu bakımından mizah dergilerine sürekli malzeme bile olmuştu.
Davutoğlu’nun durumu Yıldırım Akbulut kadar değil ama ondan çok da farklı değil. Bu durum Davutoğlu’nu ister istemez sıkıntıya sokuyor ama o da Erdoğan’a karşı bugüne kadar rüştünü bir türlü ispatlayamadı. Eğer siz olağan ve olağanüstü kongrelerde ipleri elinize alamazsanız Erdoğan’ın altında her zaman ezilmeye mahkûmsunuz demektir. Yine keza Milletvekili Aday Listelerinin hazırlanmasını da Erdoğan’a bırakmışsanız, bugünlerde bu sorunları yaşayacağınızı bilmelisiniz. Her şey bir tarafa, İl ve İlçe Başkanlarının ataması da elinizden alınmışsa, siz artık AKP Genel Başkanı sayılmazsınız. Dolayısıyla Başbakan da sayılmazsınız. 05.05.2016