PARLEMENTER SİSTEMDEN ÇOK ÇEKMİŞLER
Yandaş gazeteleri okuyor musunuz? Ben her gün bir tane Saray’a yakın gazete, bir tane de Davutoğlu’na yakın gazete okuyorum. Tabi ki bizlere hitap eden gazete de okuyorum ancak Saray’a yakın olan gazete ile Davutoğlu’na yakın olan gazeteleri okumayı asla ihmal etmiyorum. Neden biliyor musunuz? Saray’a yakın olan gazetelerin taraftarlarını nasıl kandırdıklarını öğreniyorum da ondan. Davutoğlu’na yakın olan gazeteciler ile Saray gazetecileri arasındaki iç çekişmeyi öğreniyorum da ondan. Bu arada bu gazeteler sayesinde iktidar partisinin yapmak istediği ilk hamleleri öğreniyorum. Onları okumak bu kadar önemli mi derseniz, evet önemli diyorum. Evet, bu gazeteleri satın alarak onlara katkıda bulunmuş oluyorum ama diğer taraftan da yandaşlarını nasıl kandırdıklarını öğreniyorum.
Geçen gün Star Gazetesinden Ahmet Kekeç’in bir yazısını okudum. Ahmet Kekec ‘’Hoşlansanız da olacak, hoşlanmasanız da olacak’’ adlı makalesinde, parlamenter sistemden çok çektiklerini yazıyordu. Rahatlık insanın içine batınca böyle oluyor işte. On beş yıldır kanunları istedikleri gibi değiştirmeye alıştıkları için şimdi yarınları garanti altına almaya çalışıyorlar. İktidara gelmek için araç olarak kullandıkları demokrasiyi rafa kaldırmak suretiyle iktidarlarının ömrünü uzatmaya çalışıyorlar. Ahmet Kekec sırf bu yüzden geçmiş dönemde yasalara uymak zorunda kaldıkları dönemler için’’ parlamenter sistemden çok çektik’’ diyor. Yani beyefendi geçmiş dönemlerde yasaları istedikleri gibi çiğneyemediklerine üzülüyor. O dönemlerde yasalara uymak zorunda kalmalarını da kendilerine işkence yapılmış gibi algılıyor. Anlayacağınız bunlara yasa filan denmeyecek. Petagonya da yaşıyoruz ya o yüzden. Yasa tanımamışlık bunların ruhlarına işlemiş. Daha ne diyeyim?
Yandaşlık insana neler söyletiyor görüyor musunuz? Eğer şu an bu ülke demokrasi ile yönetiliyor olsaydı ve şu an iktidar da sağ kökenli merkez bir parti olsaydı bunlar bu derece şımarmazdı. Kendi kabukları içinde demokrasi arayışları içinde olurlardı. İktidara gelmek için çırpınırlardı. Bugün yok ettikleri demokrasiye o zaman kendileri sıkı sıkıya tutunurlardı. Demokrasi sayesinde var olmaya çalışırlardı. Bugün getirmek istedikleri Başkanlık sistemini de Cumhuriyet Halk Partisi getirmek istemiş olsaydı yaygarayı koparırlardı. Ancak şimdi iktidar da kendileri olduğu için Başkanlık sistemini var güçleri ile savunuyorlar. Yoksa geçmiş dönemde parlamenter sistemden çok çektik diyen bir anlayış normal koşullarda Başkanlık sistemini savunmazdı. Ancak yandaşlık maalesef doğruyu eğriden ayırmaya engel. Taraftarlarını da işte böyle uyutuyorlar.
İktidar partisi taraftarları da benim yaptığım gibi karşıt bir gazete alıp okumuş olsaydılar eminim körü körüne AKP’ye oy vermezlerdi. En azından sorgulayarak oy verirlerdi. Bugün de rejim değişikliği yasasını okuyup ona göre karar verirlerdi. Ancak bunlarda maalesef böyle bir anlayış yok. Bunlarda yandaş gazeteler ne yazarsa doğruyu yazar mantığı var. Bugüne kadar da böyle yetiştirildiler. Sorun da zaten burada değil mi?
Yarından sonra AKP’de görevini tamamlayıp gidecek. Şu ana kadar hiçbir iktidar zaten baki kalmadı. Bunları biliyoruz. Bunları biliyoruz da, giderken hani güzelim memleketi iç savaşa bırakmadan gitmelerini ümit ediyorum. Ülkenin dokusuna daha fazla zarar vermeden gitmelerinin hayır’lı olacağını düşünüyorum. Son sözü zaten aziz milletimiz söyleyecek. Eğer Milletimize baskı yapılmaz ise sandıklar ile oynanmaz ise referandum da EVET çıkarmak için bir algı operasyonu yapılmaz ise bu seçimin galibi Cumhuriyet olur.19.02.2017