BugünMakaleler

ÖSYM BAŞKANI’NIN İSTİFASI DİĞERLERİNE ÖRNEK OLSUN

Bugünkü yazıma size bir soru sorarak başlamak istiyorum. Koltukta oturmaya devam etmek varken kim bir özeleştiri yapıp ta istifa eder? Ne dersiniz? Bugünlerde böyle örneklere rastlayabiliyor muyuz? 1990’lı yıllarda böyle bir gelenek vardı. Başarısız olan bir Bakan, Müsteşar veya Kamu Kurum ve Kuruluşlarının başında olan Genel Müdürler istifa ederlerdi. Zaten doğrusu da budur. Oturduğu koltuğun hakkını veremeyen ve başarısız olan her kim ise istifa etmelidir. İstifa edilmelidir ki, o makam daha iyi birisi tarafından temsil edebilsin. Hem istifa etmek de erdemli bir davranıştır. Ancak bu erdemli davranış AKP iktidara geldiğinden bu yana rafa kaldırıldı.

İstifa etmek erdemli bir davranıştır ama başarısız olmakla beraber koltuklarında oturmaya devam eden birçok insan bu erdemli davranışı hayata geçirmeyi aklının ucundan bile geçirmez. Çünkü ona göre o koltuğun hakkını en iyi o veriyordur. Ondan başkası asla o makamı temsil edemez. Sanki o makam ona dedesinden kalma mirastır. O da kendisine emanet edilen koltuğu başarısız olmasına rağmen sürdürmek zorundadır. Çünkü o koltuğun arkasına gizlenenler geleceklerini o koltukta oturan kişiye borçludurlar. Eğer koltuk sallanırsa onlar da mevki ve makamlarını kaybederler. Anlayacağınız koltuk işi bayağı önemlidir. Bu yüzden başarısız olmalarına rağmen koltuklarında oturmaya devam edenler devletin çıkarlarından çok kendilerinin ve oturduğu koltuğun arkasında gizlenenlerin çıkarlarını düşünürler.

Şimdi durduk yerde bu konu da nereden çıktı, dediğinizi duyar gibiyim. Müsaadenizle açıklayayım. Geçen gün devletin bir kurumunun koltuğunda oturmakta olan bir bürokratın istifa ettiğini duydum. Öncelikle ne yalan söyleyeyim bu habere inanmadım. Gazetelerin internet sitelerinden haberin doğruluğunu araştırdım. Evet, ÖSYM Başkanı Ömer Demir hakikaten istifa etmiş. Hem de istifa gerekçelerini açıklayarak istifa etmiş. Böyle istifa haberlerini 2000’li yıllardan beri doğrusunu söylemek gerekirse unutmuştuk. Hani insanın hakikaten bravo diyesi geliyor. Görevini tam olarak yapamayan, yanlış yapan bir insana bravo demek doğru olmaz ama en azından hata yaptığı için istifa eden birisine bravo denir. Kurumun önünü açtığı için tebrik edilir. İstifa mekanizmasını hayata geçirdiği için önemsenir. En azından bundan sonra kurumun başına geçecek olanalar da artık bundan böyle diken üstünde otururlar.

İstifa eden ÖSYM Başkanı Ömer Demir’den önce Ali Demir ÖSYM Başkanı’ydı. Ali Demir’den önce ise Ünal Yarımağan ÖSYM Başkanı’ydı. Ünal Yarımağan’da görevi devam ederken istifa etmişti. Ali Demir ise kopya skandallarına rağmen koltuğunda oturmaya devam etmişti. Ömer Demir yaptığı açıklama ile görevinden istifa ettiğini bakın nasıl duyurdu.

Personelin kasıt taşımayan dikkatsizlikleri sonucu ortaya çıkan yerleştirme hatası nedeniyle ÖSYM’nin kurum olarak tartışılmasının önüne geçmek maksadıyla görevden ayrılma talebimi ilgili makama bugün itibarıyla sunmuş bulunmaktayım. Yapan 3 arkadaş akşam saatlerinde bana gelip böyle bir hata yaptık ne yapacağız dediler? Yapılacak olan hatayı düzeltip kamuoyunun bilgilendirilmesidir dedik ve bahsettiğim süreç böyle çalıştı. O arkadaşlarla ilgili ben kasıtsız bir kusur olduğunu gördüm ve onlara verilebilecek bir yaptırımın benim istifam bağlamında bir anlamı olmadığını düşünüyorum. Normalde yerleşmemeleri gerekirken yanlışlıkla yerleştirildikleri için kişiler için nesnel hak mahrumiyetinden bahsedemeyiz ama idari kusur olduğunu kabul ediyoruz. Yanlışlık sonucu kişi bir hak kazanabiliyor olamaz. Kurum hata yaptıysa hatasının nedir karşılığı yapılabilir. Kusurumuz var kurum olarak böyle yapmamalıydık. ÖSYM’nin sistematik çalışması ve yapmasıyla ilgili bir güven sorunu olduğuna dair bir algı yok bende. Ama 2010 meselesi memleketimizin başına kâbus gibi çökmüştür. Binlerce kamu görevlisi kamudan ihraç edilmiştir. Bütün bu kurumlara verilen zarar gibi buraya da zarar verilmiştir. Bunun dışında bu kurumun kendi doğal çalışma düzeni içerisinde kusur üretme meselesine ilişkin sabıkası söz konusu değil. Bu kuruma sahip çıkmalıyız. Hepimizin haklarını elde etmesinde rol alan bir kurumdur. Buna sahip çıkmak buradan ayrılmayı gerektiriyorsa ayrılmalıyız. Burada bulunmayı gerektiriyorsa bulunmalıyız. Bunun özellikle vurgulanması için ben görevden ayrılma talebimi ilettim.

Ömer Demir’in yapmış olduğu bu açıklamadan ve istifasından sonra onun yerine geçecek olanlar dilerim bu istifa mektubunu iyi okurlar. Bir öğrencinin bile hakkının yenmesinin kabul edilebilir bir durum olmadığını umarım anlarlar. 24.08.2017

Paylaş

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Bu site, istenmeyenleri azaltmak için Akismet kullanıyor. Yorum verilerinizin nasıl işlendiği hakkında daha fazla bilgi edinin.

Menu Title