NELER OLUYOR?
Rejim değişikliği referandumu ile ilgili son iki haftaya girmek üzereyiz. Şunun şurasında iki hafta gibi kısa bir süre kaldı. İktidar partisi her zaman olduğu gibi yine devletin tüm olanaklarını kullanarak EVET kampanyası yürütüyor. Ana Muhalefet Partisi olan Cumhuriyet Halk Partisi de elindeki olanaklarla rejim değişikliği yasasının sakıncalarını Türk Milletine anlatmaya çalışıyor. Keza Milliyetçi Hareket Partisinin Atatürkçü milletvekilleri ile partiden ihraç edilen Genel Başkan Adayları da rejim değişikliği yasasını tabanlarına anlatmaya çalışıyorlar. Siyasi partilerin dışında kurulan platformlar da referanduma sunulan Başkanlık sisteminin sakıncalarını millete anlatmaya çalışıyorlar.
Referanduma sunulan rejim değişikliği yasasının kampanyası bu atmosferde giderse 16 Nisan akşamı sandıklardan büyük bir olasılıkla HAYIR oyu çıkar. Çünkü şu ana kadar yapılmış olan anket sonuçlarından HAYIR oylarının önde olduğu ayan beyan ortada. İktidar partisinin yaptırmış olduğu anketlerden de HAYIR oyları önde gidiyor. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın ‘’Anket sonuçlarından sağlıklı sonuçlar gelmiyor’ demesi de bu yüzdendi. Erdoğan anket sonuçlarından HAYIR oylarının önde olduğunu itiraf etmesinden bu yana bu konuda başka bir açıklama da yapmadı. Daha önce yapılan seçimler öncesinde anket sonuçları iktidar partisi lehine çıkardı. Yapılan anket sonuçları da televizyon ekranlarından çarşaf çarşaf yayınlanırdı. Şimdi ise böyle bir durum yok. Biraz önce de ifade ettiğim gibi, rejim değişikliği yasası ile ilgili yapılan tüm anket sonuçlarından HAYIR oylarının önde gittiğini dünya alem biliyor. Dolayısıyla bu seçim atmosferine göre 16 Nisan akşamı sandıklardan HAYIR oyu çıkar. Bu durumu bilmek için âlim filan olmaya da gerek yok. Memleketin haline şöyle bir baksanız anlarsınız.
İktidar partisinin devletin tüm olanaklarını kullanmasına rağmen HAYIR oylarının önde gitmesi normal de, dün normal olmayan bir haber gündeme bomba gibi düştü. Bu haber neydi biliyor musunuz? Sizi daha fazla merakta bırakmadan söyleyeyim. Bu haber ABD Dışişleri Bakanlığı’nın vatandaşlarına terör tehdidi nedeniyle ülkemizin güneydoğusuna gitmemeleri konusunda uyarmasıydı. Ben bu haberden ABD’li yetkililerin ülkemizin güneydoğusunda terör eylemi olacağına dair bir istihbarat aldığını çıkardım. Yoksa ABD’nin Dışişleri Bakanlığı vatandaşlarını durduk yerde uyarma gereği duymazdı. Öyle değil mi? ABD ülkemizde gerçekleşen terör eylemleri ile ilgili ne zaman bir istihbarat almışsa bunun sonucunda ya bir terör eylemi gerçekleşmiştir, ya da terör eylemi uygulama esnasında engellenmiştir. Genellikle de Milli İstihbarat Servisinin yeterli istihbaratı alamamasından ve güvenlik güçlerinin de yeterli güvenliği sağlayamamasından dolayı terör eylemi gerçekleşmiştir. İşte şimdi yine o günlere doğru gidiyoruz. Umarım bu konuda istihbarat ve güvenlik kurumları gerekli tedbirleri alırlar da bu referandum aşamasında ülkemizin insanları teröre kurban gitmez.
Bu konu ile ilgili daha önce de bir yazı yazmıştım. Benim burnuma maalesef kötü kokular geliyor. Yaratılacak bir kargaşa ortamı ile iktidar partisi EVET oylarını artırmayı hedefliyor. İktidar partisinin bugüne kadar yapmış olduğu çalışmaların hiçbir işe yaramadığını sizler de biliyorsunuz. Dolayısıyla şimdi sıra büyük çapta düzenlenecek kargaşa ortamlarına geldi. Böyle bir kargaşa ortamı yaratılırsa maalesef birçok vatandaşımız yine teröre kurban gidecek. İktidar partisi ise böyle bir ortamda terörle mücadele ediyormuş görüntüsü vererek EVET oylarını arttırmayı hedefleyecek. Eğer bu plan da tutmaz ise seçimleri ertelemeye çalışacak. ABD’nin Dışişleri Bakanlığı’nın vatandaşlarını uyarmasından ben böyle bir senaryonun uygulamaya konulduğunu düşünüyorum. Umarım bu konuda yanılırım. Yanılırım da boşu boşuna onlarca vatandaşımız teröre kurban gitmez. Rejim değişikliği referandumu da Türk Milletinin HAYIR oyları ile bertaraf edilir. Bizler de derin bir nefes alırız.30.03.2017