MISIR’DA İKTİDAR, SURİYE’DE MUHALEFET
Büyük Ortadoğu Projesinin Büyük Eş Başkanının bize biçtiği role göre Mısır’da ayrı, Suriye’de ayrı telden çalıyoruz. Yani Mısır’da iktidardayız fakat Suriye’de muhalefetteyiz. Irak’ta da muhalefetteyiz. Yani malum bölgelerimizde tamamen henüz iktidar olamamışız. Ortadoğu Projesinden nasibini almış olan Irak’ı yine kaybetmişiz. Mısır’da da iktidarımız henüz pek pekişmiş durumda değil. Bu durum elbette Büyük Ortadoğu Projesi Eş Başkanını üzüyor. Şekillendirilenler yeniden ayağa kalkıyor. Bizim gibi itaat etmiyorlar. Suriye’de Beşşar Esat ile mücadele edileceği yerde şimdi yine Mısır’da sükûneti sağlamak gerekiyor. Demokrasi tam bir yola girdi derken başka bir yerden patlak veriyor. Şu demokrasiyi de yola koymak ne kadar zor bir sanatmış canım.
Cumhurbaşkanı Muhammet Mursi Yeni Anayasaya yetkilerini artıran maddeler koyunca olan oldu. Tahrir Meydanı yine eskiden olduğu gibi ‘’Demokrasi’’mitinglerine sahne oldu. Hâlbuki Amerika Birleşik Devletleri Mısır’ı hallettim sıra Suriye’de derken Mısır’ın Arap Baharından tam nasibini almamış olduğu ortaya çıktı. Yeni Anayasa ile Mursi’nin yetkilerinin bir oldubitti içinde arttıracaklarını zannettiler. Ama yanıldılar. Mısır halkı bu alavere dalavereyi yutmadı. Eskiden olduğu gibi yine Tahrir Meydanlarını doldurdular. Hatta Başkanlık Sarayına dayandılar. Ordu ise halktan yana tavır aldı. Bu durum Cumhurbaşkanı Muhammet Mursi’yi ve Başkan Obama’yı endişelendirdi. Mevcut duruma derhal müdahale edildi. Bizimki Ankara’dan telefonla katıldı. Obama ise Başkanlık Sarayından müdahale etti. Cumhurbaşkanı Muhammet Mursi’ye muhalefetle görüşmesini buyurdular. Yetkilerini arttıran maddelerin şimdilik geri çekilmesini istediler. Muhammet Mursi’de talimatlara derhal uydu. Anayasa Referandumundan geçici olarak yetkilerini arttıran maddeleri geri çekti. Ancak baştan halkın Başkanlık Sarayına dayandığı sıralarda Anayasa Referandumunun ertelenebileceğini söylemişti. Ancak ilk günlere oranla halkın tepkisi biraz dinince Anayasa Referandumunun zamanında yapılacağını duyurdu. Cumhurbaşkanı şimdilik yetkilerini artıran maddeleri geri çekmiş durumda. Ancak yarın ne olur bilinmez. Bir bakarsınız yetkilerini arttıran maddeleri tekrar Anayasa Referandumuna koymuş olduğunu görebiliriz. Amerikan işbirlikçilerinin sözüne güven olur mu? Elbette olmaz.
Suriye Cephesinde ise muhalefetteyiz. Devlet Başkanı Beşar Esat’a top yekûn saldırmamıza rağmen bir türlü deviremedik. Aslında bu cephede yenildik desek yerindedir. Davutoğlu her ne kadar yeni şekillenen Suriye’nin teröristlerinin düzenledikleri toplantılarına katılsa da aslında bu toplantılardan dışlanmış durumda. Yoksa Hillary Clinton durduk yerde Özgür Suriye Teröristlerinin oluşumunu Ahmet Davutoğlu’ndan almazdı. Davutoğlu işi bozuntuya vermeden sanki eskiden olduğu gibi yetkiliymiş gibi dolaşıyor. Suriye oyuncağının elinden alınması elbette kolay kolay yutulacak bir durum değil hani. Ancak siz verilen görevi yapamazsanız kızağı işte böyle bir gün ayağınızın altından çekiverirler. Vahşi kapitalizm işte böyle bir şeydir. Siz de bir anda tüyleri yolunmuş tavuk gibi ortada kalıverirsiniz. Yani Amerika ile gelirseniz Amerika ile gidersiniz. Bu aralar başka giden olmasa da yakında gidenler kervanına yeni katılanların olacağı aşikârdır.
Geldiğimiz noktada Suriye’de henüz muhalefet durumdayız. Ancak Mısır’da iktidardayız. Geçmişte de Irak’ta da iktidarda idik. Ancak Amerika Birleşik Devletlerinin Irak’tan çekilmesinden sonra Irak’ta da muhalefet durumuna düştük. İran’da ise halen muhalefetteyiz. Gelecekte Amerika Birleşik Devletlerinin bölgeden tamamen çıktığı zaman yine tüm bölgelerde muhalefet durumuna düşeceğiz. Bizim açımızdan şimdilik pek bir sorun görünmüyor. Ancak yarından sonra Amerika Birleşik Devletleri’nin bölgeden tamamen çekildiği zaman olanlar olacak. Şekillenen komşu ülkeleri bu güne kadar ettiğimiz eziyetleri unutacaklarını pek sanmıyorum. Dökülen kanların da telafisinin mümkün olmadığına göre gelecekte işimizin pek kolay olmayacağı anlaşılıyor. Amerika ile gelenlerin yine Amerika ile gideceklerinden dolayı sorumluluktan kaçmak isteyeceklerdir. Ancak her koşulda bölge barışına dinamit koyanlar bu sorumluluklarından asla kurtulamayacaklardır.14.12.2012
SAİT BALCI