MEDYA’NIN GEZİ SINAVI
Değerli okurlar, siyasi iktidarın bitti bitiyor, görüştük görüşüyoruz derken Gezi Parkı ve Taksim direnişi bugün 20. gününe girdi. Bu arada siyasi iktidar, Gezi Parkına 16 Haziran Pazar günü bir saldırı düzenledi. Polis tarafından yapılan saldırının ardından Gezi Parkı eylemcilerinin çadırları sökülüp atıldı. Polisin göstericilere uyguladığı şiddeti bizim yandaş basın görmedi ama uluslararası basın nihayet görmeye başladı. Daha önce Cumhuriyet Halk Partisi Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun Avrupa Parlamentosu logosu önünde siyasi iktidarı eleştirmesine tepki veren Swoboda bile şimdi Başbakan’ın ileri demokrasisini görmeye başlamış. Buna da şükür diyorum. Gözlüklerini değiştirmiş olmalılar. Yoksa bu değişimi başka bir nedene başlamak onlara hakaret olur.
Pazartesi günü siyasi partilerin Gezi Parkı ve Taksim’e bakış açılarını yazmıştım. Bugün ise merkez medyanın hallerini yazacağım. Tam teşekküllü yandaş basını ise pas geçiyorum. Çünkü onları yazmaya değmez. İlk olarak NTV başlayacağım. İşadamı ve Başbakan’a yakınlığı ile bilinen NTV en son genel seçimlere kadar hani birazda olsa tartışma programları yaparlardı. Ancak seçimlerden sonra NTV tamamen boşatıldı. Yani siyasi iktidarın yandaş basını haline getirildi İşte bu haber kanalı olan NTV şimdi Taksim ve Gezi Parkı eylemlerine sansür uyguluyor. Hatta NTV, Türk toplumuna uyguladığı sansürü BBC Türkçe yayınlarına da uygulayınca BBC tarafından haber ortaklığı askıya alındı. İşte şimdi NTV tam anlamıyla siyasi iktidar partisine yaranmak adına haberden vazgeçen bir kanal oldu. Hatta bana sorarsanız NTV bundan böyle magazin programcılığı yapsa daha iyi olur. Böylece Ferit Şahenk’in başı da ağrımamış olur.
CNN TÜRK kanalı ise başka bir âlem oldu. Son dönemlerde Başbakan ile arayı yeniden bir nevi eski haline dönüştüren Aydın Doğan besbelli ki Başbakan’ın hışımına tekrar uğramamak istemiyor. Bu yüzden olsa gerek ki Gezi eylemlerinin başlangıcından itibaren Penguen belgeseline ağırlık verdi. Akil İnsanlar grubuna da bir üye veren Aydın Doğan durumu iyi idare ettiği söylenebilir. Ayşenur Arslan’ın Medya Mahallesi ni bile yayından kaldıran Aydın Doğan, Başbakan’ın bir dediğini iki etmiyor. Zamanında iktidarda bulunan siyasi partileri basın yoluyla hizaya getiren Aydın Doğan, Başbakan’ın bir numaralı yandaş basını haline geliverdi. Ben buradan bir haber kanalı olarak Taksim eylemlerinin yerine penguen belgeseli yayınlayan CNN TÜRK kanalının bundan böyle belgesel yayın yapan bir kanala dönüşmesinde sonsuz derece yarar görmekteyim. Mehmet Emin Karamehmet’in tasarruf sigorta fonunun el koyduğu SKY TÜRK Kanalını ise hiç hesaba almıyorum. Aynı şekilde son zamanlarda yıldızı parlayan Turgay Ciner’in Haber Türk kanalını da hiç hesaba katmıyorum. Onların durumlarını baştan biliyoruz. Bu kanallar zaten haber amaçlı değil iktidara yaranmak adına kurulmuştur. Bugünlere dek görevlerini layıkıyla yerine getirmişlerdir. Bugünden sonra da aynı şekilde yayın hayatlarına devam edeceklerdir. Eğer olası bir iktidar değişikliğinde biliniz ki en özgürlükçü yayın kanalları da yine onlar olurlar.
Gezi eylemlerine kulaklarını tıkamayan ve halen de eylemleri canlı olarak yayınlayan kanallarımız da mevcut. Onlar zaten Türk Medyasının yüz akları. Evet, Ulusal Kanal’dan bahsediyorum. Halk TV den bahsediyorum. Kanal B’den bahsediyorum. Daha yeni kurulan ve kısıtlı olanaklarına rağmen Taksim eylemlerini yayınlayan + 1 Kanal’dan bahsediyorum. Cem TV’den bahsediyorum. Yol TV ‘den bahsediyorum. Hayat TV’den bahsediyorum. Mesaj TV’den bahsediyorum. Kadırga TV’den bahsediyorum. Meltem TV’den bahsediyorum. Gezi eylemlerini yayınlamasından dolayı kanalın yayın yapacağı teknik donanımı alınan ve karartılmaya bırakılan Karadeniz TV’den bahsediyorum. İnternet üzerinden yayın yapan Çapul TV’den bahsediyorum. Bu arada Gezi eylemlerini ve Taksim direnişini yayınlayan başka bir kanal daha varsa isimlerine yer vermediğim için kusura bakmasınlar. Ancak isimleri yazdığım TV’leri tek tek kontrol ettim. Yani Gezi eylemlerin yapıldığı saatlerde kanallar arası sürekli geçiş yaptım. Hani delikanlı olan kanalları bileyim diye. Ulusal Kanal’ı anlatmama sanırım hiç gerek yok. Bazı dostlar Ulusal Kanalı dillendirdiğim için bana kızacaklar ama yiğidin hakkını da vermekten hiç çekinmem. Ulusal Kanal zaten öteden beri işçinin emekçinin, yurtseverlerin hep yanında yanı başında oldu. Bugüne kadar nerede bir eylem varsa Ulusal Kanal hep orada oldu. Bu anlamda Ulusal Kanal’ın benin yanımda apayrı bir yeri var. Sınırlı olanaklarına rağmen dimdik ayakta yayın yapıyorlar.
Halk TV ise eski durgunluğunu üzerinden atmış bir haber kanalı olarak karşımızda dimdik duruyor. Halk TV’de Gezi eylemlerini ve Taksim direnişini canlı olarak yayınladı ve yayınlamaya halen devam ediyor. Halk TV’ umarım bundan böyle de muhalefetin bir sesi ve neferi olmayı sürdürür. Toplumun haber almasına hep öncülük eder. Yandaş televizyon kanallarının yalan haberlerini gün be gün izleyicilerine ulaştırır. Yıllar öncesi kısa bir yayın hayatı sürdüren MEGA 10 adlı bir televizyon kanalımız vardı hatırlayanlar bilir. Halk TV bana göre henüz MEGA 10 adlı kanalın yayın içeriğine henüz ulaşamadığını görüyorum. Umarın Halk TV’de toplumun sesi kulağı ve sözcüsü olma yolunda hedefine ulaşır.
Bu arada amatörce yayın yapan yeni kanallarımız daha oldu. İşte bunlardan biri de Çapul TV’dir. Bu kanalımız internet üzerinden yayın yapıyor. Birkaç defa takip ettiğime göre akşam saatlerinde yayın yapıyorlar. Gündüz çektikleri görüntüleri ve röportajları yayınlıyorlar. Onların uydudan yayın yapacak ne birikimleri var ne de paraları. Onlar sadece Gezi Parkı eylemleri ve Taksim direnişleri için bir raya gelmiş çocuklar. Ama birikimli doğa için siyasi iktidara meydan okuyabilecek derecede yürekleri olan çocuklar. Yani onlar bizim çocuklarımız. Onları da internet üzerinden takip etmenizi öneririm. En azından ortaya koydukları emeklerin yabana gitmemesi için. Direniş için ortaya koydukları cesaret için.19.06.2013
SAİT BALCI