Makaleler

MECLİS DARBELERİ ARAŞTIRMA KOMİSYONU SİVİL DARBELERİ DE ARAŞTIRSIN

            Meclis Darbeleri Araştırma Komisyonu uzun zamandır birçok eski siyasetçiyi, yazılı ve görsel medya sahiplerini dinliyor. Dinlenenler arasında eski Başbakanlardan Tansu Çiller,9.Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel, Aydın Doğan, Dinç Bilgin gibi birçok önemli isimler de mevcut. Meclis Darbeleri Araştırma Komisyonunun bilgisine başvurduğu 12 Eylül Askeri Darbesinin mimarları olan, yani asıl darbeyi yapan Kenan Evren ile Tahsin Şahinkaya bilgi vermeyi ret etmişler. Onlar zaten 12 Eylül Davasına da katılmıyorlar. Darbeleri Araştırma Komisyonunun ilk görevi darbenin alasını yapan bu iki paşayı zorla da olsa dinlemek değil midir? Bu iki paşanın yargılanabileceklerine halen inanmıyorum ama en azından darbeler konusunda Meclis Araştırma Komisyonuna bilgi vermelidirler. Meclis Araştırma Komisyonu da sağda solda darbeyi araştıracağına adam gibi bu iki paşayı dinlemelidirler. Yoksa 12 Eylül Askeri Darbesi darbe sayılmıyorsa o zaman iş başkadır. Zaten darbe yapmak suç değil, darbeyi planlamak suç oldu. Yani hata kaza bir toplantıda veya bir panelde siyasi iktidarın faşizan uygulamalarını darbeyle önlemeyi söylemiş olsanız yandınız demektir. Anında fişlenirsiniz. Apar topar gözaltına bile alınırsınız. Anında Ergenekon Terör Örgütüne üye olmaktan tutuklanırsınız. Önce de dediğim gibi darbeyi yapmak suç değil düşünmek suçtur. Balyoz ve Ergenekon Davası tutukluları da zaten bu yüzden içerde değiller mi?

Meclis Darbeleri Araştırma Komisyonunun raporu tamamlandıktan sonra bu raporun ne işe yarayacağını çok merak ediyorum doğrusu. Acaba bu rapor oluştuktan sonra artık Ülkemizde darbeler devri kapanacak mıdır? İleriki dönemlerde askeri darbelerin mimarı ABD Ülkemizde darbe yapmayacak mıdır? Yazık günah değil midir koskoca ABD’ye. ABD yoksa durduk yerde kendi çıkarlarını gözeten ülkelere bundan böyle nasıl müdahale edecektir? Meclis Araştırma Komisyonu bana kalırsa öncelikle ABD’nin yolunu tutmalıdır. Obama’ya eski darbeleri ve darbe söylentilerini araştırıp araştırmayacaklarını sormalıdırlar. Yoksa öyle durduk yerde ABD’den izin almadan darbe araştırılır mı? ABD belki yeniden ileriki yıllarda Ülkemize çeki düzen vermek için darbe yapacaktır. Belki de post modern darbe girişiminde bulunacaktır. ABD bu. ABD’nin ne zaman ne yapacağı belli olmaz ki.

Meclis Darbeleri Araştırma Komisyonu, darbeleri araştırmadan önce Anayasanın Askere verdiği görevi de araştırmaları gerekir. Bir taraftan Anayasamıza göre Askere Ülkenin güvenliği tehlikeye maruz kalma durumunda görev yetkisi var. Fakat öbür taraftan halen daha darbeler konusunda eski siyasetçiler ve medya patronları dinleniyor. Bu nasıl iştir?12 Eylül Askeri Darbesi sorgulanamıyor ise darbe söylentileri de yargılanamaz. Eğer darbeleri araştırmak çok mühim ise bu darbeler ünlü Türk Hahamı Tuncay Güney’e de sorulabilir. Eminim Tuncay Güney’in bu konuda çok bildikleri vardır. Tuncay Güney’in kamuoyunu da yeterince aydınlatacağına olan inancım tamdır.

Benim Meclis Darbeleri Araştırma Komisyonuna bir önerim olacak. Madem halen hazırda Darbeleri Araştırma Komisyonu kurulmuş. O halde bu komisyon sivil İktidarların demokrasi üzerinde egemen olan faşizan tutumlarını da araştırsın isterim. Görsel ve Yazılı Medya üzerinde kurulan baskıları da araştırsın. Örneğin daha dün İktidar Partisinin kongresine alınmayan gazetecilerden bilgi alsınlar. AKP’nin kongresini izlemelerinin neden engellendiğini araştırsınlar. Örneğin yine siyasi iktidarın gazete patronlarına köşe yazarlarını şikâyet etmesini araştırsınlar. Örneğin Aydın Doğan AKP İktidarı boyunca Başbakan tarafından yapılan baskıları anlatsın. Aydın Doğan, Başbakan’ın direktifleri ile Doğan Medya’da olan görevlerini çocuklarına devretmesi konusunda yapılan baskıları anlatsın. Milliyet gazetesinin satılması yönünde aldığı baskıları anlatsın. Star Televizyonunu neden sattığını anlatsın. Yani medya patronları 28 Şubat sürecinde mi yoksa şimdi mi daha baskı altında bulunuyorlar bir anlatıversinler bakayım. Dinç Bilgin 28 Şubat sürecine karşı koyamadığını için şimdi pişmanlık duyduğunu söylemiş. Bence Dinç Bilgin’in hiç üzülmesine gerek yok. Meydan boş. Hemen tekrar medyaya adımını atsın. Makale yazarlarını yorum konusunda serbest bıraksın. Sonra da İktidar partisinden gelen baskılara boyun eğmesin. Şimdi Cumhuriyet, Sözcü, Aydınlık ve Yurt gazetelerinin demokrasi adına verdiği mücadeleye bir omuzda kendisi atsın. Hem böylelikle geçmişin pişmanlığını da üzerinden atmış olur.15.10.2012

 

SAİT BALCI

Paylaş

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Bu site, istenmeyenleri azaltmak için Akismet kullanıyor. Yorum verilerinizin nasıl işlendiği hakkında daha fazla bilgi edinin.

Menu Title