Makaleler

LOZAN’I YAŞAMAK VE YAŞATMAK

20 Kasım 1922 Salı günü başlayan Lozan Barış görüşmeleri, 24 Temmuz 1923 günü İsviçre’nin Lozan kentinde nihayet sonuçlanmıştır.

Türkiye Cumhuriyeti’nin varlığını simgeleyen bu antlaşma Türk Milletinin bağımsızlık yolunda verdiği mücadelenin eseridir. Bu antlaşma, kar kış demeden savaş cephelerine silah ve mühimmat taşıyan kadınlarımızın eseridir. Bu antlaşma bağımsızlık yolunda mücadele veren Türk Ordusunun eseridir. Bu antlaşma, Türk Milletinin cephede kazandığı savaşı masada büyük bir azimle perçinleyen İsmet İnönü’nün İşgal Devletlerinin karşısında devleştiği antlaşmasıdır. Bu antlaşma, Ulu Önder Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün parçalanmış bir ulusu tekrar bir araya getirdiği ve tüm mazlum Ülkelere örnek olan bir antlaşmadır.

Bu antlaşma sayesinde güney sınırlarımız 20 Ekim 1921 Tarihinde Ankara Antlaşması ile belirlenmiş Lozan Antlaşması ile de kesinleşmiştir. Irak sınırı ile olan uyuşmazlık bu antlaşma ile giderilmiştir. Batı sınırlarımız da Karaağaç ve çevresi Yunanlılardan alınarak savaş tazminatı karşılığı ülkemize bırakılmıştır. Ege Denizi’nde Bozcaada ve İmroz Ülkemize verilmiştir. Ayrıca, Yunanlıların elinde bırakılan Anadolu kıyısına yakın Adalar da askersiz hale getirilmiştir.

Lozan Barış Antlaşmasının en önemli maddelerinden birisi de kapitülasyonlar sorununun çözümüdür. Antlaşmanın 28.maddesiyle kapitülasyonlar bütün sonuçları ile birlikte kaldırılmış ve Türkiye Cumhuriyeti’nin önü ilelebet açılmıştır. Pek tabi ki kapitülasyonların kaldırılması İşgal Devletlerinin hiç hoşuna gitmemiştir. İşgal Devletleri müzakere süresi boyunca cephede kaybettikleri savaşı masada kazanmak için çok çaba sarf etmişlerdir. Tüm bu baskılara Baş Müzakereci İsmet İnönü hiçbir şekilde boyun eğmemiş aksine Türk Milletinin kararlılığını sürece tamamıyla yansıtmıştır. İsmet İnönü müzakere süresi boyunca çıkmaza giren antlaşmanın maddeleri konusunda hiçbir şekilde geri adım da atmamıştır. İsmet İnönü çıkmaza giren maddeler konusunda kabullenici tutum içine girmemiş ve işgal Devletlerinin baskıcı tutumu karşısında Türk Milletinin çıkarlarını koruma pahasına masayı terk etme cesaretini de göstermiştir.

Lozan Barış Antlaşmasının en önemli belgelerinden biriside Boğazlar statüsüdür. Boğazlar sorunu 23. maddede genel olarak yer almış ve Barış Antlaşmasına ek Lozan Boğazlar Sözleşmesi ile ayrıca ayrıntılı olarak düzenlenmiştir. Bu sözleşme daha sonra 1936 yılında Montrö Boğazlar Sözleşmesi ile değiştirilmiştir. Bu sözleşme çerçevesinde de Milli Egemenliği sınırlayıcı hükümler kaldırılmış ve Türk Milletinin çıkarları doğrultusunda değiştirilmiştir.

Lozan Barış Antlaşması bütün Dünya’ya örnek olan Kurtuluş Savaşlarının bir sonucudur. Bu antlaşma aynı zamanda Orta Doğunun en önemli bölgesinde barış ve güvenliği kurmak ve devam ettirmekle Dünya Barışına büyük katkılarda bulunmuştur. Bu antlaşma mazlum Ülkelerin bağımsızlık mücadelelerine de örnek olmuştur. Ulus kavramı ve ulus bilinci de Türk Milletinin cephede kazandığı savaşların sonucu olarak ortaya çıkmıştır.

Parçalanmaya yüz tutmuş bir Ülkeyi işgal Devletlerinin elinden çekip alan Ulu Önder Gazi Mustafa Kemal Atatürk için bakın Dünya Liderleri ne demişler.

‘’Mustafa Kemal sosyalist değildi. Fakat görülüyor ki iyi bir teşkilatçı, yüksek anlayışlı, ilerici, iyi düşünceli ve akıllı bir önderdir. O, soygunculara karşı bir kurtuluş savaşı yapıyor. Emperyalistlerin gururunu kıracağına ve Sultanı da yaranıyla birlikte alt edeceğine inanıyorum’’
(V. İliç Lenin, Rus İhtilali Lideri, 1921)

‘’Yakın ve Orta Doğu’da ilk cumhuriyet, doğuşunu O’na borçludur. Bu cumhuriyet, birçok ulusun Atatürk’ün yönetimindeki Türkiye’nin uluslararası otoritesi yükselmiş ve ülkesi dünya siyasetinde önemli bir rol oynamaya başlamıştır’’
(Nikita S. Hruşçef, Sovyetler Birliği Başkanı, 1963)

Kurtuluş savaşlarında şehit kanları ile kurtardığımız vatanı maalesef bugünlerde değerini bilemez hale geldik. Bir Ülkenin varlığını simgeleyen Lozan Barış Antlaşmasını önemsemez hale geldik. Dünya Devletleri liderlerinin bile geçmişte verdiğimiz mücadele karşısında hayranlıklarını dahi saklamazken bugün kutlama lüksünü bile yapamıyoruz. Maalesef bugün iktidar sahipleri Lozan’ı büyük bir coşku ile kutlayacağına unutturma peşinde koşmaktadır. Kurtuluş savaşları dönemince vermiş olduğumuz Milli Mücadeleden dolayı ortaya çıkan Lozan’a övüneceğimiz yerde bugün nerdeyse Dünya Devletlerinden özür dileme noktasına geldik. Lozan Barış Antlaşmasını yok sayma noktasına geldik. Artık gün, kaybettiğimiz itibarımızı yeniden kazanma günüdür. Gün, Lozan’ı yeniden yaşama ve yaşatma günüdür.27.07.2012 Cuma

SAİT BALCI

Paylaş

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Bu site, istenmeyenleri azaltmak için Akismet kullanıyor. Yorum verilerinizin nasıl işlendiği hakkında daha fazla bilgi edinin.

Menu Title