KULLANILMIŞLAR
‘’ Bizim vardığımız sonuç şu; paket beklentileri karşılayacak, çözüme katkı sunacak, Türkiye’yi demokratikleştirecek bir paket değil. Bu paket ile biz akil insanların fazla bir, ilgisi de yok. Biz bir nevi PR çalışması yapmışız aslında. Hükümet almış bunu okumuş, bir, iki noktasından yararlanmış anladığım kadarıyla. Ama bunun içeriğinin Akil İnsanlarla ilgisi yok. Terörle mücadele kanunundan hiç söz edilmiyor. Ana dilde eğitimi kolejlere havale ederek demokratikleşme hedeflenmiş. Bu olsa olsa özgürlükleri özelleştirerek taşeronlaştırmadır aslında. Başbakan paketin içine demokrasi koymayı unutmuş.’’ Bu değerlendirmeler Akil İnsanlar heyetinin İç Anadolu Bölgesi üyelerinden Celalettin Can ile Zübeyir Teker’e ait. Görünüşe bakılırsa Celalettin Can ile Zübeyir Teker’in akılları yeni başlarına gelmiş olmalı. Demek ki şimdiye değin akılsız gezmişler. Buna da şükür. En azından kullanılmış olduklarını geç de olsa anlamışlar ya o da yeter. Hiç anlamamış olsalar ne yapacaksınız? Darısı geri kalanların başına diyelim.
Aslında Akil İnsanlar Grubu yurt gezilerine çıkmadan evvel keşke memleketin aydın, yurtsever insanlarından yani gerçek Akil İnsanlardan bir ders alabilselerdi iyi olurdu. Hem o zaman böyle pişman olmaya da gerek kalmazdı. O zaman Başbakan’ın gerçek niyetini de baştan öğrenmiş olurlardı. Hal ve hareketlerini ona göre ayarlarlardı. En azından boşuna vakit geçirmemiş olurlardı. Yurtsever aydınların protestolarına maruz kalmamış olurlardı. Belki de yurtsever aydınlar ile birlikte Akil İnsanlara akıl vermek için toplantıdan toplantıya koştururlardı. Kapalı salonlarda yapılan toplantılarda saygı duruşu ile istiklal marşımızı okumayı öğrenirlerdi. Türk Milleti’nin nasıl ayaklar altına alındığına yakından tanık olurlardı. Türk Milletinin bayrağına ve ecdadına sahip çıkmasına tanıklık etmiş olurlardı. Ancak insan akılsız olunca bu değerleri düşünemiyor. Ne zaman aklınız başınıza gelirse o zaman gerçekleri görebiliyorsunuz. Ben bu yüzden Akil İnsanlar grubuna kızmıyorum. Çünkü akılsız oluşları onların suçu değil. Yüce Allah gönderirken onlara biraz eksik gitmiş hepsi o kadar. Daha ne olsun ki.
Başbakan kamuoyuna açıkladığı demokratikleşmeme paket ile ilgili her gittiği yerde paketin tüm toplumun iradesini yansıttığını söylüyor. Milletin hizmetkârı olduğunu söylüyor. Başbakan bir taraftan paketin, milletin iradesini yansıttığını söylüyor fakat Akil İnsanlar grubu üyeleri ise paketin demokratikleşmeyi yansıtmadığını söylüyorlar. Hangisine inanacaksınız? Bir tarafta koskoca Başbakan var, öbür tarafta ise Başbakan’ın kendi atamış olduğu ve memleketi karış karış gezdiklerini söyleyen Akil İnsanlar Grubunun üyeleri var. Ne dersiniz?
Başbakan’ın açıkladığı demokratikleşmeme paketine muhalefet partilerinin tepkileri anlıyorum. Türk Milleti’nin hassasiyetlerini de anlıyorum. Şimdilerde Akil İnsanlar Grubunun günah çıkarmalarını da anlamaya başladım. Ancak anlayamadığım halen bir husus daha var. O da geçenlerde söz konusu paketi eleştiren iktidar partisinin Anayasa Komisyonu Başkanı Burhan Kuzu’dur. Burhan Kuzu özellikle ‘’Ana Dilde Eğitim’e kafayı takmış durumda. Gerçi iktidar partisinin kafa takılmayacak bir uygulaması hemen hemen yok ama o da kafayı ‘’Ana Dilde Eğitim’e’ ’takmış işte. Bir defa kafaya taktınız mı geri dönmek de zor olur. Onca lafı muhalefet partililerine söyleseniz bişey olmaz ama kendi Başbakanınızın paketini eleştirirseniz iş değişir. Bir bakarsınız Başbakan bir günde paketleyiverir insanı alimallah. Ne de olsa Başbakan o. Onun açıkladığı bir paket eleştirilebilir mi hiç? Hem demokrasi de zarar görür alimallah. Görünüşe bakılırsa Akil İnsanlardan sonra Burhan Kuzu’nun da aklı yeni başına yeni gelmiş olmalı. Ancak bu gidişle Burhan Kuzu’nun da sonu Ergun Özbudun’dan farklı olamayacağa benziyor. 09.10.2013.
SAİT BALCI