KAMU GÖREVLİLERİ TARAFSIZ OLMALI
Cumhurbaşkanı Erdoğan düzenlemiş olduğu referandum mitinglerinin birinde ‘’İnsan tarafsız olamaz. Cumhurbaşkanı da tarafsız olamaz. Kamu görevinde olanlar da tarafsız olamaz. Bu eşyanın tabiatına aykırıdır’’ dedi. Şimdi iktidar çevreleri neden hep HAYIR diyorsunuz diye soruyorlar. Ben de onlara HAYIR demek için başka bir sebep aramaya gerek var mı diye soruyorum. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın yapmış olduğu bu açıklama bile başlı başına HAYIR dememiz için yeterli bir sebeptir.
Taraflı olmak en başta size oy vermeyen seçmen kitlesini ötekileştirmek demektir. Eğer yaşadığımız ülkede azıcıkta olsa biraz demokrasi diye bir şey varsa, insanlar istediği siyasi partiye rahat rahat oy verebilmelidirler. İstediği siyasi partinin üyesi olabilmelidirler. İnsanlar geçmiş dönemlerde iktidara gelen siyasi partilerin dışındaki partilere nasıl oy vermişler ise şimdi de AKP dışındaki partilere oy verebilmelidirler. AKP dışındaki partilere oy veren seçmenler de bu ülkenin vatandaşlarıdırlar. Demokrasi gereği de siyasi tercihlerini istedikleri kullanabilirler. Ben burada rahatsız olunacak bir durum görmüyorum.
Taraflı olma durumuna bir de AKP öncesi iktidara gelen siyasi partiler açısından bakalım. AKP öncesinde DSP, ANAP, MHP koalisyon dönemleri vardı. RP ile DYP arasında yapılan koalisyon dönemleri vardı. ANAP’ın tek başına iktidara geldiği dönemlerde var. Biraz daha geriye gidersek CHP’nin de iktidar olduğu dönemleri de görürüz. Eğer geçmiş dönemlerde iktidara gelen siyasi partilerin liderleri veya seçilen Cumhurbaşkanları Erdoğan’ın söylediği gibi kamu görevlilerini taraflı olmaya teşvik etmiş olsaydılar bugün onlara atmadıkları iftira kalmazdı. Ayrıca geçmiş dönemlerde iktidara gelen siyasi partiler de böyle bir yaklaşım içine girmiş olsaydılar doğru olmazdı. Dolayısıyla da şimdi Erdoğan’ın kamu görevlilerini taraflı olmaya zorlaması doğru değildir. Ayrıca böyle bir yaklaşım insan hak ve özgürlükleri ile de bağdaşmaz.
Meselenin bir başka boyutu daha var. O da tarafsızlığını yitiren kamu görevlilerin kendisi gibi düşünmeyen vatandaşlara nasıl yaklaşacaklarıdır. Halen hazırda zaten Cumhurbaşkanı Erdoğan tarafsızlığını yitirmiş durumdadır. Bu yüzden kendinden olmayan yurttaşları ötekileştirdi. Bu ayrımcılığa bir de kamu görevlileri katılırsa, ülkenin geleceği durumu varın artık siz düşünün. Örneğin muhalefet partili olduğu bilinen bir vatandaşın kamu kurumlarında işinin olduğunu farz edin. Böyle bir durumu farz etmeye bile gerek yok. İktidar partilisinden muhalefet partilisine kadar birçok partilinin muhakkak suretle kamu kurumlarında işi vardır. Şimdi böyle bir durumda iktidar partili olarak tarafsızlığını yitirmiş bir memur muhalefet partili olduğu bilinen bir vatandaşın işinin görülmesinde nasıl bir tavır sergiler? Bunu hiç düşündünüz mü? Böyle bir yaklaşım benimsenebilir mi? Elbette kamu kurumlarında çalışan memurların da bir siyasi görüşü vardır. Ancak bu memurlar görüşlerini kendilerine saklamak zorundadırlar. Yoksa yarından sonra kamu düzeni diye bir şey kalmaz. Hatta böyle bir durum sonucunda sosyal devlet çöker.
Yazılı ve görsel basını takip ediyorsanız biliyor olmalısınız. Son günlerde memurlar ile ilgili performans konusu gündeme geldi. Yani anlayacağınız bundan böyle memurlar göstermiş oldukları performansa göre değerlendirilecekler. İlk etapta bu haber insana hoş geliyor olabilir. Özellikle bu haber kamu da işi bitmeyen vatandaşları memnun edecektir. Ancak işin bir de arka tarafı var. İktidar partisi geçmiş dönemlerde muhalefet partililerden işe alınmış vatandaşları veya kendi dönemlerinde işe girmiş muhalifleri ayıklamak için şimdi bu performans konusunu ortaya attı. Hani FETÖ ile mücadele anlamında suçsuz yere görevlerine son verdikleri kamu çalışanları yetmemiş gibi şimdi de Cumhurbaşkanı Erdoğan kamu görevlilerinin tarafsız olamayacaklarını söyleyerek kamu çalışanlarını kendilerinden olmaya zorluyor. Sanıyorum kendilerinden olmayanları da büyük bir ihtimalle performans yöntemi ile işten atacaklar. Anlayacağınız durum bunu gösteriyor. 23.02.2017
