İMRALI’YA KILIÇDAROĞLU’DA GİTSİN
‘’Açılım Yasası AYM’ye Gider mi’’ başlıklı dünkü yazımı okuyanlar hatırlayacaklardır. Bu yazımda Cumhuriyet Halk Partisi Eskişehir Milletvekili ve Anayasa Hukukçusu Prof. Dr. Süheyl Batum ‘’PKK Yasası’’ olarak da bilinen ve Anayasaya aykırı olmasına rağmen AKP’nin ve HDP’nin oylarının yansıra CHP’nin de sessiz kalmak suretiyle meclisten geçirilen yasayı Anayasa Mahkemesine taşımak için bir girişim başlatmıştı. Süheyl Batum ilgili yasanın iptali için Anayasa Mahkemesine verilmek üzere başvuru metnini hazırlamış ve ilk imzayı da kendisi atıp partisinin Grup Başkanvekiline teslim ettiğini açıklamıştı. Bu aşamada MHP Grup Başkanvekili Özcan Yeniçeri ’de hazırlanan metni imzalamaya hazır olduklarını söylemişti. Ben de bu gelişme üzerine ‘’Açılım Yasası AYM’ye Gider mi’ ’konulu yazımda, Kılıçdaroğlu’nun, PKK açılımından yana tavır sergilediği için bu metnin Anayasa Mahkemesine gitmeyeceğini dile getirmiştim. Bu aşamada Süheyl Batum’un çabalarının da boşa gideceğini söylemiştim. Dün bu öngörümü Cumhuriyet Halk Partisi Grup Başkanvekili Engin Altay doğruladı. Engin Altay’a yüzümü kara çıkartmadığı için teşekkür ediyorum. Engin Altay’ı Cumhuriyet Halk Partisini temsil etme konusunda gösterdiği üstün başarıdan dolayı da ayrıca tebrik ediyorum.
Engin Altay düzenlemiş olduğu basın toplantısı sonrası gazetecilerin sorularını yanıtlarken ‘’Cumhuriyet Halk Partisi’nde çok seslilik olduğunu, ama partimizin o ‘’çözüm paketi’’ diye adlandırılan 6 maddelik kanun tasarısına bildiğiniz gibi desteği olmuştur, diyerek Anayasa Mahkemesine gitmeyeceklerini söyledi. Demek ki Engin Altay’a göre partide çokseslilik varmış ama sonuçta çoksesliliği oluşturan grupların hassasiyetlerini dikkate almaya gerek yokmuş. Çünkü bu konuda grup kararı varmış. Yani ilgili kanun tasarısı Anayasaya aykırı da olsa grup kararı olduğu için iptal edilemiyormuş. Çünkü partinin tavanı çözümden yanaymış. İlgili Kanun Tasarısı Meclis’te tartışılırken Murat Karayılan’ ’Önder Apo ve tüm siyasi tutsaklar özgür olmadıkça gerilla silahı bırakmayacaktır’’ demişti. PKK’nın silahı bırakmadığı 21 Temmuz’da Ceylanpınar’da askerlerimizi şehit etmesinden de anlaşılmıştı. Ama yine de Kılıçdaroğlu ‘’Analar ağlamasın’’ diye PKK’yı yasalaştırmak için elinden gelen gayreti sarf ediyor. Oysaki PKK, Anaları ağlatmaya devam ediyor. Yarından sonra insana bu ne biçim çözüm paketi diye sordukları zaman umarım Kılıçdaroğlu PKK’ya verdiği destekten dolayı şapkasını önüne alıp bir özeleştiri yapar.
Benim bugünkü yazımın ana konusu salt Kılıçdaroğlu’nun desteklediği ‘’çözüm paketi’’ değil. Zaten kamuoyunda ‘’PKK Yasası’’ olarak da bilinen kanun tasarısı Meclis’ten çoktan geçti. İlgili kanun tasarısının Anayasa Mahkemesine götürülmesinin önü de tıkandı. Bundan sonra iptal edilme olanağı da yok. O zaman ben de diyorum ki, maden PKK ile müzakere etmek artık yasal hale geldi. PKK’ya yardım ve yataklık etmek suç olmaktan çıkarıldı. Hatta PKK’ya terörist örgüt demek bile suç haline geldi. Belki de PKK’nın adı da ‘’PKK Unsurları’’ olmuştur. O zaman İmralı ile Devlet arasında posta görevini icra etmekte olan Milli İstihbarat Teşkilatının bu görevine de artık bir son vermek lazım. Çünkü gerek İmralı ile gerekse kandil ile görüşmek artık serbest hale geldi. Geçenlerde Beşir Atalay’da bundan böyle İmralı ile direk görüşmeye başlayabileceklerini söylemişti. O zaman bu çorbada tuzu olan Kılıçdaroğlu’na da bundan böyle gerek İmralı ile gerekse Kandil ile görüşme hakkı doğmuştur. Biliyorsunuz hak verilmez alınır. Kılıçdaroğlu’da bu hakkı söke söke almıştır. Hatta Kılıçdaroğlu’nun Beşir Atalay’dan daha evvel derhal görüşmelere aktif olarak katılmaya başlaması lazım. En kısa zamanda İmralı’ya gitmesi lazım. Kandil’i de ziyaret etmesi lazım. Biliyorsunuz önümüz kış. PKK’lı kardeşlerimiz kim bilir soğuk kış koşuklarında Kandil Dağlarında nasıl yaşıyorlardır? Çözüm sürecine katkıda bulunabilmek adına hangi fedakârlıklara katlanıyorlardır? Mesela çözüm sürecine destek olmak için askerlere hangi koşullarında pusu kuruyorlardır? Bunların çözüm süreci adına elbette bilinmesi, görülmesi lazım. Bu yüzden ben de bu çözüm sürecini önemsemeye başladım. Hatta ve hatta bu çözüm sürecinin önünü tıkamaya çalışan Süheyl Batum’a bile kızmaya başladım.
Şimdi ben buradan bir defa daha PKK’nın geleceği adına çözüm paketine katkı koyan tüm partilileri cani yürekten kutluyorum. Bu çözüm paketine koyduğu katkıdan dolayı ve PKK Açılımı ile ilgili Erdoğan’ın mağduriyetine son verdiği için Kılıçdaroğlu’nu tekrar tebrik ediyorum. Allah devamını getirsin diyerek sözlerime son veriyorum. Yarın bir başka konuda görüşmek üzere hoşçakalın.28.08.2014
SAİT BALCI