HSYK KOMİSYONUNA VERİLECEK ÜYE REJİM DEĞİŞİKLİĞİNİ MEŞRU KILAR
Yüksek Seçim Kurulu’nun 16 Nisan rejim değişikliği referandum seçiminin kabul edildiğini açıklamasının ardından TBMM de HSYK komisyonlarının kurulması için harekete geçildi. Bu anlamda TBMM ve Adalet Komisyonu üyelerinden kurulu Karma Komisyon, Meclis tarafından seçilecek HSYK üyelerini belirlemek için toplandı. CHP ile HDP, HSYK üyeliğine aday belirlemek için kurulacak olan bu alt komisyona üye vermeyeceklerini açıkladılar. Eğer CHP ile HDP bu komisyona üye vermiş olsaydılar 16 Nisan rejim değişikliği referandumunun kabul edilmesini meşrulaştırmış olacaklardı.
Aslına bakarsanız CHP ile HDP, MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’nin daha ilk baştan gündemi getirdiği rejim değişikliği sistemi ile ilgili TBMM’de kurulan komisyona da üye vermemeleri gerekirdi. Çünkü mevcut anayasamıza göre parlamenter sistemi ortadan kaldırmaya yönelik TBMM’ye teklif sunmak suçtu. Bu suçu ilk başta AKP ile MHP işlediler. Sonrasında da CHP ile HDP kurulan komisyona üye vermek suretiyle bu komisyonu meşrulaştırarak suç işlediler. Ancak Cumhuriyet Halk Partisi öbür taraftan da hem TBMM’de hem de referandum seçiminde bu sistemin kabul edilmemesi için topyekûn mücadele etti. Bu nedenle Cumhuriyet Halk Partisinin rejim değişikliği ile ilgili gerek Meclis çatısı altında gerekse referandum seçiminde verdiği mücadeleyi görmezden gelemeyiz.
Ancak şurası bir gerçek ki, eğer siz eskiden olduğu gibi yine sandıklara sahip çıkamaz iseniz verdiğiniz mücadelenin hiçbir anlamı kalmaz. Sandıklardan kayda değer bir HAYIR oyu çıkmıştır. Ancak YSK tarafından açıklanan sonuçlar verilen mücadelenin karşılığı değildir. Dolayısıyla rejim değişikliği sistemi normal şartlarda bertaraf edilmiştir ama tasdik makamı olan YSK tarafından kabul edilerek yürürlüğe girmiştir. Cumhuriyet Halk Partisi elbette mühürsüz kullanılan oy pusulalarının kabul edilmesine olan itirazını devam ettirecek. YSK ile Danıştay nezdinde seçimlerin iptal olması için gerekli itiraz başvurularını yaptı. Doğal olarak YSK ile Danıştay yapılan itiraz başvurularını kabul etmedi. Şimdi Cumhuriyet Halk Partisi söz konuşu durumu Anayasa Mahkemesine ve Avrupa İnsan Hakları Mahkemesine taşımaya hazırlanıyor. Bu süreç ne kadar sürer bilemem ama Cumhuriyet Halk Partisinin ilk başta bu yasanın TBMM de oluşan komisyonun meşrulaşmasına verdiği katkı ve sandıklara sahip çıkamamasından dolayı rejim değişikliğinin kabul edilmesine neden olmasına rağmen konu ile ilgili Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi nezdinde çözüm arayışını önemsiyorum. Zaten bu saatten sonra başka bir çıkar yol da yok. Tek çıkar yol mühürsüz kullanılan oy pusulalarının Yüksek Seçim Kurulu’na göre iptal edilmesini sağlamaktır. Ayrıyeten kabul edildiği varsayılan bu sistem ile ilgili kurulacak komisyonların meşrulaşmasını engellemektir. Şu an itibarıyla Cumhuriyet Halk Partisi bu iki konuda üzerine düşen görevi yerine getirmeye çalışıyor. Umarım bu konuda verilen mücadele herhangi bir aksaklığa uğramadan devam eder. Yoksa bugüne kadar verilen emek boşa gitmiş olur.
Laik Cumhuriyetin savunulması aslında salt Cumhuriyet Halk Partisinin de görevi değildir. Bu konuda HAYIR cephesinde yer alan Demokratik Sol Parti’nin, Demokrat Parti’nin, Saadet Partisi’nin Vatan Partisi’nin, Halkların Demokrasi Partisi’nin, Milliyetçi Hakaret Partisi’nin tabanının, Büyük Birlik Partisi’nin tabanın da sorumlulukları vardır. Hatta ve hatta demokratik sivil toplum örgütlerinin de sorumlulukları vardır. Bu anlamda bu davaya HAYIR cephesi tümden sahip çıkmalıdır. Sonuçta bu vatan salt Cumhuriyet Halk Partililerin değil, hepimizindir. Bu nedenle Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün bizlere emanet ettiği laik Cumhuriyete sahip çıkmak istiyorsak sen ben demeden hep beraber bu davaya sahip çıkmamız gerekiyor. Yoksa yarından sonra çok geç olabilir. 09.05.2017