GÖNDERİN BAKALIM TIRLARI, SONUMUZ NE OLACAK!
Cenevre 2 Toplantısının yaklaştığı bugünlerde Suriye’ye Tırlar dolusu bol bol silah göndermeye devam ediyoruz. Hani gören de Suriye ile savaştayız zannedecek. Birleşmiş Milletler Örgütü El Kaide’yi terör örgütleri içine almış ama bana mısın bile demiyoruz. Yine Birleşmiş Milletler Örgütü, terör örgütünün finansmanını dondurma kararı almış ama umurumuzda değil. Yani tam gaz yola devam ediyoruz. Freni boşalmış kamyon gibi. Irak’ın idama mahkûm edilen ve kırmızı bülten ile aranan eski Cumhurbaşkanı Yardımcısı Tarık Haşimi’yi el üstünde tutan biziz. Yine El Kaide Terör Örgütünün finansörü olarak bilinen Yasin El Kadı bizim ülkemizde cirit atıyor. Hatta Yasin El Kadı geçenlerde bir gazeteye tam sayfa ilan bile verdi. İçimizden biri olmuş ama haberimiz yok. Allah sonumuzu hayır etsin. Daha ne diyeyim.
Terörün finansmanına yeterince destek vermiyormuşuz gibi şimdi de Tır vakaları ortaya çıktı. Milli İstihbarat Teşkilatının kontrolünde Suriye’de Esat rejimine karşı savaşmaya giden insan azmanlarına silah yardımları yapıyoruz. Bir değil iki değil. Sürekli silah gönderiyoruz. Ne zamandan beri göndermeye başladığımızı ise bilen eden yok. Sınır kapıları yolgeçen hanına döndüğünden beri desek doğru olur. İktidar partisi ile Cemaat, iktidar savaşı yaşamamış olsaydı belki Suriye’ye silah taşıyan bu tırlardan hiç haberimiz olmayacaktı. Yolda Tır kontrolü yapan güvenlik güçlerine ve Savcılara hem kızıyorum hem de destek veriyorum. Destekliyorum çünkü iktidarın yapmış olduğu silah kaçakçılığının önüne geçilmesini istiyorum. El Kaide Terör Örgütüne silah yardımı yapılmasını istemiyorum. Çünkü bu savaş bizim savaşımız değil. Diğer taraftan kızıyorum çünkü Suriye’ye el altından tırlar dolusu giden silahları yakalamak için, illaki İktidar Cemaat kavgasının mı çıkması gerekiyordu? Devletin savcısı ve güvenlik güçleri her hâlükârda savaş halinde olmadığımız için Cumhurbaşkanı da emir verse, Başbakan da emir verse o insanlık suçu işlemeye gönderilen silahlara geçit verilmemesi gerekiyor. Bu silah sevkiyatına müsaade eden her kimse de devlete hesap vermesi gerekiyor.
Hadi diyelim şimdilik batılılar da yapmakta olduğumuz silah sevkiyatına göz yumuyorlar. Peki, ama ne zamana kadar? Daha ne zamana kadar bu silah kaçakçılığını yapacağız? Ya yarından sonra Suriye Devlet Başkanı Beşşar Esat iktidarını daha da güçlendirirse ne olacak? Esat ülkesinden teröristleri temizlerse ne olacak? Zaten gidişat da onu göstermiyor mu? Birleşmiş Milletler Örgütüne Rusya ile Çin’in egemen olduğunu varsayarsak durum kendiliğinden ortaya çıkıyor. Bölgede ABD’nin de Rusya’ya ayak uydurduğunu hesaba katarsak bizim politikaların çoktan iflas etmiş olduğu ortaya çıkıyor. Mısır politikamız çöktü. Tunus politikamızda ona keza. Irak politikasında da yine sorunlar yaşamakta olduğumuz gün gibi aşikâr. Irak Başbakanı Nuri El Maliki, Kuzey Irak Bölgesinden kaçak petrol almamıza izin vermedi. İşimiz gücümüz kaçakçılık ya o yüzden. Suriye’ye kaçak silah göndeririz. Kuzey Irak’tan da kaçak petrol almaya kalkarız. Yakında Avrupalı Devletler bizi kaçakçı ve terörist ülke ilan ederlerse hiç şaşırmayalım. 22.01.2014
SAİT BALCI