GOKAP İÇİN HER İSTEDİKLERİNİ YAPTIRACAKLAR
16 Nisan rejim değişikliği referandumu ile birlikte kritik bir eşik daha aşıldı. Böylelikle ülkenin geleceği ile ilgili bir karar alınırken TBMM’ye takılma endişesi de ortadan kalkmış oldu. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın rejim değişikliği sisteminin yürürlüğe girmesinden sonra kararları tek başına almasının da önü açılmış oldu. Dolayısıyla ABD bundan böyle ülkemizden istediği hamleleri yaptırırken TBMM’ye takılmamış olacak. Böylelikle ülkemiz tam anlamıyla NATO’nun arka bahçesi olacak.
Körfez savaşı dönemlerini hatırlıyor olmalısınız. O dönemlerde Irak’ın işgali ülkemiz üzerinden yapılacaktı. Ancak dönemin Başbakanı Bülent Ecevit bu plana izin vermedi. Başbakan Bülent Ecevit’in bu onurlu duruşu emperyalist çevreleri rahatsız etti. Çünkü ülkenin başında Bülent Ecevit hükümeti olduğu müddetçe istediklerini yaptıramayacaklardı. Bu nedenle Anavatan Partisi, Milliyetçi Hareket partisi ve Demokratik Sol Parti’den oluşan 57. Hükümeti dağıttılar. Ülke erken seçime sürüklendi. 18 Kasım 2002 yılında yapılan erken seçimleri AKP kazandı. AKP’nin tek başına iktidara gelmesinden sonra ABD Irak için tekrar harekete geçti. ABD askerlerinin ülkemiz üzerinden Irak’a geçişi TBMM’de oylandı. 1 Mart tezkeresi olarak bilinen “Türk Silahlı Kuvvetleri’nin yabancı ülkelere gönderilmesi ve yabancı silahlı kuvvetlerin Türkiye’de bulunmasını sağlayan Başbakanlık Tezkeresi 267 salt çoğunluk oyuna erişemediği için ret edilmiş oldu.
AKP’nin tek başına iktidara geldiği ilk dönemde de istediği tezkereyi çıkartamayan ABD, Irak’ı başka planlarla işgal etmek zorunda kalmıştı. Bundan dolayı ABD Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Başkan seçilmesini ve TBMM’nin tüm yetkilerini eline almasını destekledi. Çünkü ABD çok iyi biliyor ki, TBMM’nin yetkileri alınmadığı sürece ülkemize istediği hamleleri yaptıramayacaktı. ABD işte şimdi bu isteğine kavuşmuş oldu. Artık Başkanlık sistemi dediğimiz rejim değişikliği sistemi 2019 yılında yürürlüğe girmesinden sonra ABD, Cumhurbaşkanı Erdoğan sayesinde ülkemize her istediğini yaptırabilecek. Bunun için salt Erdoğan ile görüşmesi de yeterli olacak.
2019 yılında herhangi bir aksilik olmaz ise Cumhurbaşkanı Erdoğan büyük bir olasılıkla Başkanlık için aday olacak. Ancak Erdoğan’ın bu seçimi kazanıp kazanmayacağı ile ilgili şimdiden herhangi bir öngörüye sahip değilim. Her zaman olduğu gibi yine kazanır mı bilemem. Ancak Erdoğan veya AKP kanadından herhangi bir ismin seçilmesi halinde ABD’nin planlarım tıkır tıkır işlemeye başlayacağını söyleyebilirim.
16 Nisan rejim değişikliği referandumu bu nedenlerden dolayı önemliydi. Eğer bu seçimde HAYIR oyları kazanmış olsaydı ABD’nin tüm planları yine alt üst olacaktı. Aslına bakarsanız bu seçimi HAYIR oyları kazandı. Ancak Yüksek Seçim Kurulu kendi aldığı kararları ihlal ederek referandumun kabul edilmesini sağladı
Yüksek Seçim Kurulu’nun yangından mal kaçırırcasına referandum seçimini EVET oylarını kazandırması ise her şeyin bittiği anlamına gelmiyor. Cumhuriyet Halk Partisi bundan sonraki süreçte itiraz merciinin Danıştay ve Anayasa Mahkemesi olduğunu söylüyor. Eğer Danıştay ve Anayasa Mahkemesinden de bir sonuç çıkmaz ise son umut Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi olacak. Avrupa İnsan Hakları Mahkemesinde AGİT’in düzenlediği rapor delil olarak sunulacak. Ben şimdiden bu sürecin nasıl işleyeceğini bilemiyorum. Ancak bildiğim bir şey var. O da rejim değişikliği sistemi yürürlüğe girerse laik cumhuriyet yıkılmış olacak. Parlamenter sistem ortadan kaldırılmış olacak. Dolayısıyla da ABD’nin ekmeğine yağ sürülmüş olacak.22.04.2017