GEÇ KALMIŞ MEKTUPLAR
Cumhurbaşkanı Erdoğan ile Başbakan Yıldırım Rus meslektaşlarına bağımsızlık günü nedeniyle birer mektup yazmışlar. Daha doğrusu Erdoğan hem kendisi için, hem de Başbakan için Rusya’nın bağımsızlık günü nedeniyle kutlama mesajı göndermiş. Belli ki, bozulan ilişkileri yeniden tamir etmenin adımını atıyorlar. Dolayısıyla bu mektuplar her ne kadar da özür mektubu olmasa da, yine de iki ülke arasında yumuşamaya neden olabilecek adımlardır. Bu yüzden Rusya’nın bağımsızlık günü sebebiyle de olsa yazılan bu mektupları önemsiyorum. Devamının gelmesini de temenni ediyorum.
Öteden beri Rusya ile olan ilişkilerimizin bozulmasına üzülmüştüm. Çünkü yaşamakta olduğumuz bölgede komşularımız ile iyi geçinmek zorundaydık. Hele hele şu an bölge politikaları yüzünden ABD ile fikir ayrılığı yaşamaya başlamışken Rusya ile yeniden ilişkilerimizin normalleşmeye doğru gitmesi ülkemizin çıkarları açısından son derece önemlidir. Hatta bencilliği bırakıp Irak, İran ve Suriye ile de resmi temaslarda bulunmanın tam zamanıdır. Henüz vakit de geçmiş değil. Her şeye yeniden başlayabiliriz. Aramızdaki görüş ve fikir ayrılıklarını giderebiliriz. Bunun için fazla bir şey yapmaya da gerek yok. Yeter ki karşılıklı görüşmeler başlasın. Sonrası zaten kendiliğinden gelir. Ancak öncelikle kabadayılığın ve bencilliğin bir kenara bırakılması gerekiyor. Ülkenin çıkarları doğrultusunda hareket etmek gerekiyor. Yapabilir miyiz? Yapmak zorundayız! Sonuçta başka Türkiye yok. Yoksa yarın çok geç olacak.
Bugüne kadar bozulan ilişkilerden bu yana ne Suriye, ne Irak ne de İran ile doğru dürüst bir temasa geçildi. Büyük Ortadoğu Projesi uğruna ABD’nin arkasından sürüklenip gidildi. Bugün itibarıyla geldiğimiz durum ortadadır. Bu bakımdan artık ABD ile olan ilişkileri gözden geçirme vakti geldi de geçiyor bile. Hatta NATO ile olan ilişkilerimizi de gözden geçirmek gerekiyor. Bugün NATO bölge ülkelerine barış yerine savaş getirmişse halen daha arkasına takılıp gitmenin de bir âlemi yok. Rusya, İran, Irak ve Suriye ile ilişkileri düzeltip, NATO ile ilişkileri askıya alabiliriz. Hatta NATO üyeliğinden çıkabiliriz. Bu hamle bize hiçbir şey kaybettirmez. Aksine komşularımız ile ilişkilerimizin düzelmesini sağlar. Ancak bu politikaya inanmak gerekir. En başta bu politikanın bölgemize ve ülkemize sağlayacağı yararları bilmek gerekir. Aslında komşu ülkelerin ve kendi ülkemizin ahde vefası için bu politikayı uygulamak zorundayız. Bugüne kadar dökülen onlarca kanın sorumlusundan da kurtulmak zorundayız. Bunun içinde kesinlikle komşularımız ile birlikte hareket etmemiz gerekiyor. ABD’yi bölgeden çıkarmamız gerekiyor. Eğer bunu yapamazsak yakın bir zamanda ABD yapacak.
Rusya’ya yazılan iki mektup ile başlamıştım. Kaldığım yerden devam edeyim. Putin ile Medvedev’e yazılan bu iki mektup hiç kuşkusuz ilişkileri yeniden canlandırmanın ön ayağıdır. Şimdi yeniden başlayan bu diyalog en iyi şekilde yönetilmelidir. Rusya halen daha bir özür bekliyorsa, özür de dilenmelidir. Çünkü onlar bizim değil, biz onların uçağını düşürdük. Bilerek düşürdük veya bilmeyerek düşürdük. Artık bunu sorgulamanın zamanı değil. Sonuçta biz bir Rusya uçağını düşürdük. Sonra biz bir turizm ülkesiyiz. Rusya’ya yaş sebze ve meyve ihraç eden bir tarım ülkeyiz. Şu anda turizm bölgeleri kan ağlıyor. Oteller bom boş. Hatta bugüne kadar otelini açmayan işletmeci var. Keza esnaflar da zor durumda. Üreticinin malı da elinde kaldı. Onlar da perişan durumda. Bu yüzden daha fazla geç olmadan Rusya ile bir an evvel barışmalı. Bozulan ekonomi canlandırılmalı. Biraz önce sorup yanıtlamıştım. Yine sorayım. Yapabilir miyiz? Yanıtım hazır. Yapmak zorundayız! Mesele Erdoğan Putin meselesi olmaktan çıktı. Mesele bozulan ekonomiyi canlandırma meselesidir. Bu yüzden şimdi efelik taslama zamanı değil, ülkeyi kurtarma zamanıdır. Bu tarihsel görev de AKP hükümetinin omuzlarındadır.16.06.2016
