ERGENEKON VE BALYOZ DAVALARI ÜZERİNE
Türkiye Barolar Birliği Başkanı Metin Feyzioğlu, Ergenekon ve Balyoz Davalarında düzmece planlarla yargılanıp neredeyse ömür boyu cezalara çarpıtılan yurtsever aydınların ve Türk Ordusunun emekli ve muvazzaf komutanların yeniden yargılanmalarının önünü açmak için bir inisiyatif almıştı. Bu önemli gelişmenin yerini şimdilik iktidar partisinin HSYK’yı kendine bağlama girişimi almış görünüyor. Yani 12 Eylül Halk Oylamasında ‘’Yetmez ama evet’’ sloganı ile yeniden şekillenen HSYK’dan bahsediyorum. Şimdi İktidar partisi, adına ‘’Paralel Devlet ‘’ dedikleri Cemaat çevreleri ile birlikte oluşturdukları HSYK’yı yeniden yapılandırma peşine düştü. Çünkü o dönemlerde HSYK’nın yapılanmasını Cemaat’a bırakmıştı. Onlar da bu fırsattan istifade bir güzel yapılandılar. Ergenekon Davası ile yurtsever aydınları Silivri zindanlarına attılar. Balyoz Davası ile de Türk Ordusunu dağıttılar. İşte o zamanlarda iktidar partisi Türk Ordusuna kurulan kumpastan rahatsız olmamıştı. Aydınların, gazetecilerin, akademisyenlerin, yazarların Silivri zindanlarına atılmasından en ufak bir üzüntü bile duymamışlardı. Hatta bu davalar üzerinden Atatürkçülerden intikam almanın keyfini bile çıkardılar.
İşte şimdi İktidar Partisi Türkiye Büyük Millet Meclisi Adalet Komisyonunda Paralel Devlet ile işbirliği içinde yapılandırdıkları HSYK’yı kendine bağlamaya çalışıyor. Eğer ekranlardan Adalet Komisyonunda müzakere edilmekte olan yasa tasarısını izlemişseniz muhakkak iktidar partisinin demokrasi anlayışını da izlemiş olmalısınız. İktidar partisinin gurur duyduğu Zeyit Aslan’ın YAR- SEN Başkanı Ömer Faruk Eminoğlu’na demokrasi adına attığı tekmeyi de izlemiş olmalısınız. Açıkçası ben burada bu Milletvekilini memlekete kazandıran İktidar partisini kutluyorum. Memleket, memleket olalı böyle bir Milletvekili görmedi. Umarım AKP’ye oy veren seçmenlerde bu tablodan hoşnut kalmışlardır. İktidar partisi de bu tablodan dolayı ne kadar övünse azdır.
Metin Feyzioğlu’nun almış olduğu inisiyatife gelince bu konuya siyasi düşünceden çok insani duygularla yaklaştığımı sizlerle paylaşmak istiyorum. Toplumun geniş katmanlarının da bu girişime destek verdiği kanaatindeyim. Bu girişimin iktidar partisinin yolsuzluklarını örtmesine vesile olmayacağını düşünüyorum. Ergenekon ve Balyoz Davası hükümlülerinin yeniden yargılanmasının önünün açılması teröristlerin serbest kalmasına neden olmayacağını düşünüyorum. Çünkü İktidar partisi bugün iktidarını paylaştığı Cemaat ile kavga halindedir. Hem de son yılların en büyük iktidar kavgasını vermektedirler. Açılım politikalarından itibaren başlayan iç kavga bugün dershaneler konusu ile tavan yapmıştır. Dershane konusu, iktidar partisinin yolsuzluk ve rüşvet olaylarının açığa çıkmasına neden olmuştur. Şu an Meclis’te görüşülmekte olan yasa tasarısı da bu kavganın bir parçasıdır. İktidar partisi bu yasa ile 12 Eylül Anayasa Halk oylamasında Cemaate teslim ettiği yargıyı geri almak istemektedir. Bu suretle de iktidarlarına karşı yürütülmekte olan rüşvet ve yolsuzluk operasyonlarını durdurmak istemektedir. Bu yüzden iktidar partisi şu an Cemaate karşı yapılacak her türlü koalisyonun içinde çekinmeden yer alacaktır. Ta ki bu operasyonlardan kurtulana dek Cemaat üzerine yaptıkları baskılarını devam ettireceklerdir. Başbakan, dün ‘’Bu davaların savcısıyım’’ demişti ama bugün de ‘’İçerde masum insanlar var’ ’diyor. Siyasi Başdanışmanı da ‘’Türk Ordusuna kumpas kuruldu’’ demişti. İktidar partisi bu yüzden cemaate karşı Balyoz ve Ergenekon hükümlülerin yeniden yargılanmasının önünü açmak için gayret sarf edecektir. Ne zamana kadar diye soracak olursanız, en azından düşmüş oldukları yalnızlıktan kurtulana kadar derim. Bu süreç zarfında da Balyoz ve Ergenekon Davaların önemli gelişmeler olacağı kanaatindeyim.
Bu gerçekleri ortaya koyduğumuz zaman Metin Feyzioğlu’nun başlatmış olduğu girişimleri yabana atmamız mümkün değil. İktidar Partisinin yolsuzluk ve rüşvet kıskacından çıkmak için olur gözüyle baktığı bu girişim başarıya ulaşır mı orasını şimdiden kestirmek pek mümkün değil. Ancak Türk Ordusuna kumpas kurulduğunu itiraf etmeleri başlı başına bir olaydır. İçeride masum insanların yattığını itiraf etmeleri de başlı başına bir olaydır. Başlatılmış olan girişim başarıya ulaşmasa bile bu itiraflar bu davaların hükümsüz kaldığının ve çöktüğünün işaretleridir. Öyle ya da böyle, çökmüş olan bu davalardan hüküm giyen yurtsever aydınlar ve Türk Ordusunun emekli ve muvazzaf subaylarının tekrar yargılanmasının önü açılmıştır.13.01.2014
SAİT BALCI