ERGENEKON DİYE BİR TERÖR ÖRGÜTÜ YOK
Ergenekon Davası’nda beklenen karar nihayet açıklandı. Mahkeme Ergenekon diye bir terör örgütü olmadığına karar verdi. Böylelikle Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın davanın savcısı olduğu ve eski Cumhuriyet Halk Partisi Genel Başkanı Deniz Baykal’ın da sanıklar lehine avukatı olduğu dava çökmüş oldu. Böylelikle Deniz Baykal’da haklı çıkmış oldu.
Soruşturmaların ve gözaltıların başladığı dönemler de Ergenekon Terör Örgütü’nün olduğuna dair kamuoyunda büyük algı operasyonları yapılmıştı. Daha dava açılmamışken bile memleketin yurtseverleri, aydınları, gazetecileri, yazarları, akademisyenleri terör örgütü üyesi olmakla suçlanmıştı. Masumiyet karinesi hiçe sayılmıştı. Türkiye bağırsaklarını temizliyor denmişti. Algı operasyonları ile toplum sindirilmeye çalışılmıştı. Bu sebeple bu dönemlerde algı operasyonlarına karşı dik durabilmek önemliydi. Bu açıdan Deniz Baykal’ı bir kez daha tebrik ediyorum.
FETÖ Terör Örgütü’nün algı operasyonları devam ederken ne yazık ki, kendini aydın olarak lanse eden birçok insanımız da bu operasyonlara alkış tuttu. Özellikle ‘’ Yetmez ama evet’çi’’ kesimler bu algı operasyonlarının meşrulaştırılmasına katkı sundular. Şimdi buradan isim vermeyeceğim, onlar zaten kendilerini biliyorlar. Halen daha onlara sormuş olsanız ‘’Aslında Ergenekon Terör Örgütü var’’ derler. Hatırlarsanız o zamanlarda CNN Türk Televizyonunda ‘’ Dört Bir Taraf’’ adlı tartışma programı yapılırdı. Bu tartışma programlarında bu davayı meşrulaştırmakla görevli iki gazeteci vardı. Onlara gazeteci demeye dilim pek varmıyor ama yine de gazeteci kimlikleri ile program yaptıkları için gazeteci olarak lanse edeyim. İşte bu iki gazeteci Nazlı ılıcak ile Nagehan Alçı bu davanın meşrulaştırılması ile ilgili görevliydiler. Daha soruşturmalar devam ederken gözaltına alınan yurtseverleri terörist ilan ediyorlardı. Hatta ve hatta canlı yayında kendilerini savcının yerine koyarak iddianame bile yazıyorlardı. Davanın Savcısı Zekeriya Öz’den bilgi aldıkları her hallerinden belliydi. Ancak hiç kimse onlara yazılmamış iddianame hakkında nasıl bilgi sahibi olduklarını sormadı. Çünkü onlar Ergenekon Davası’nın medya savcısıydılar. O zamanlar da dava ile ilgili gelişmeleri ilk onlar açıklarlardı. Toplum bu dava ile ilgili hangi yurtseverlerin gözaltına alınacağını onlardan öğrenirlerdi. Maalesef böyle bir dönemden geçtik.
Gün geldi, devran döndü. Ergenekon soruşturmasını yapan FETÖ Terör Örgütü ‘’Ne istedi de verilmediyse’’ bir anda terörist oluverdi. Zaten teröristlerdi de vakti zamanında yağan yağmurlarda beraber ıslanıldığı için hizmet kuruluşu olarak lanse ediliyordu. Sonra pasta paylaşılamadı ve açılan davalar tersine döndü. Ergenekon Davası’nın savcıları da FETÖ soruşturmasından sanık oldular. Yapma etme dünyası işte ne yapacaksınız? Yalan dolanla iş yaparsanız bir gün eliniz ayağınıza dolaşıveriyor. Ergenekon Davası’nda olduğu gibi hakikatler bir gün açığa çıkıveriyor. O günler de yapılan algı operasyonları da bir anda çöküveriyor. Ergenekon Terör Örgütü var denirken, FETÖ Terör Örgütü’nün varlığı ortaya çıkıveriyor.
Ergenekon Davası’nın çökmesi aslında yetmez. Bu davadan dolayı yargılanan yurtseverlerin itibarları da iade edilmelidir. Uzun tutukluluk süreleri ile ilgili tazminatlar ödenmelidir. Dava sürecinde yaşamlarını yitiren yurtseverlerin yakınlarından da özür dilenmelidir. Yani gecikmiş adalet, adalet değildir ama yine de bu süreçte mağdur olan yurtseverlerin mağduriyetleri giderilmelidir. Yoksa salt davanın çökmüş olması hiçbir anlam içermez.
Öte yandan bu davaların savunuculuğunu yapan görevli gazeteciler de yurtseverlere atmış oldukları iftiraların hesabını vermelidirler. Bu davalar devam ederken ısrarla toplumu yanıltmanın bir bedeli olmalıdır. Bu bedel neyi gerektiriyorsa, bunun gereği yapılmalıdır. Yapılan algı operasyonları bu gazetecilerin yanına kar kalmamalıdır.
Ergenekon Davası ile ilgili bugüne kadar çok yazdım. Halen daha yazılacak çok şey var. Ama bugünlük son bir konuya daha değineceğim. Eğer bu dava AKP’nin iktidar olmadığı bir dönemde çökmüş olsaydı, kesinlikle davanın seyrinin değiştirildiği yaygarasını koparırlardı. Bu sebeple davanın AKP’nin iktidarda olduğu dönemde çökmüş olmasını önemsiyorum. Kendilerinin başlatıp yine kendilerinin ‘’Ergenekon ’ ’diye bir terör örgütü olmadığının mahkeme kararıyla tescillenmesini son derece önemli buluyorum.03.12.2018