DOLARIN YÜKSELİŞİNDEN MERKEZ SORUMLUYMUŞ
UĞUR MUMCU’YU VE DEVRİM ŞEHİTLERİNİ UNUTMA!
DENİZ FENERİNİ UNUTTURMA!
SOMA VE ERMENEK MADEN KAZALARINI UNUTMA!
GEZİ PARKI EYLEMLERİNDE KAYBETTİĞİMİZ 6 ŞEHİDİMİZİ UNUTTURMA!
17– 25 ARALIK YOLSUZLUK VE RÜŞVET ÇARKINI UNUTMA!
KAÇAK SARAYI VE MALİYETİNİ UNUTTURMA!
PKK İLE MÜZAKERE MASASINA OTURANLARI UNUTMA!
VE GÜNDEM DEĞİŞTİRMELERİNE ASLA KANMA!
Cumhur Başbakan Erdoğan, geçen gün Kolombiya’ya gitmeden önce doların yükselişi ile ilgili sorulan soruya verdiği yanıtta yine Merkez Bankasını suçladı. Hani kendisi piyasaların nabzını çok iyi tutuyor ya o yüzden. Zaten gittiği her yerden Merkez Bankasını topa tutuyordu. Faizlerin indirilmesini şart koşuyordu. Örnek olarak da ABD’de ki faizlerin seyrini kanıt gösteriyordu. Yani ABD’nin ekonomisi ile bizim ekonomiyi eşit gösteriyordu. Bir Allah’ın kulu çıkıp ta Erdoğan’a, ABD’nin ekonomisi ile bizimki karşılaştırılabilir mi diye sormuyorlar. Ne Başbakan sorabiliyor, ne de Bakanlar sorabiliyorlar. Hiç kimse Erdoğan’a yanlış biliyorsun diyemiyor. O da her bildiğini doğru zannediyor. Olan da ülkemize oluyor.
Erdoğan’ın dövizlerin yükselişine ve borsanın düşmesine neden olan açıklamalarına ara verip biraz da Güney Amerika’ya yapmakta olduğu dış geziye değineyim. Yoksa bu dış gezi arada kaynayıp gidiyor. Siz Erdoğan’ın neden Güney Amerika’ya gittiğini biliyor musunuz? Ben bilmiyorum. Cumhurbaşkanlığı kaynaklarından edinilen bilgiye göre, Cumhurbaşkanı Erdoğan, 9–10 Şubat tarihlerinde Kolombiya’yı, 10–11 Şubat’ta Küba’yı, 11–12 Şubat’ta ise Meksika’yı ziyaret edecekmiş. Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü İbrahim Kalın’ın bir gazetecinin Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Küba ziyareti sırasında cami temeli atacağına ilişkin iddiaları anımsatması üzerine Kalın, “Küba ziyaretimizde böyle bir cami temel atma gibi bir şey söz konusu değil. Böyle bir şey programımızda yok” yanıtını vermiş. Kalın aynı basın toplantısında, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Latin Amerika’ya yapacağı ziyaretlerine mart ayında Brezilya, Arjantin ve Şili ile devam edeceğini belirtmiş. Kalın, Erdoğan’ın önümüzdeki aylarda, İran, Suudi Arabistan, AB üyesi ülkeler, Brüksel, Kazakistan ve Özbekistan’a da resmi ziyaretler gerçekleştireceğini anımsatmış. Ancak Cumhurbaşkanlığı sözcüsü İbrahim Kalın, Erdoğan’ın neden Güney Amerika ülkelerini ziyaret edeceğine dair bir bilgi vermemiş. Erdoğan’ın yapacağı bu ziyaretler herhalde büyük bir sır olsa gerek. Memleket çok dar geldi de mi gidiyor, yoksa Amerika’yı yeniden mi keşfe gidiyor belli değil. Cami açmaya gitmediğine göre namaz kılmaya da gitmiyor olsa gerek. Ziyaret edeceği ülkelerdeki mevkidaşlarını kutlamaya gidiyor desem yeni de seçilmediler. Peki, Erdoğan bu ülkelere neden gidiyor? Bilen varsa lütfen bana da söylesin. Çünkü bu ziyaretlerin arkasında muhakkak bir bit yeniği var. Son olarak uçakta Deniz Feneri Davası ile ilgili yapılan soruşturma kapsamında ‘’suç işlemek amacıyla örgüt kurmak, nitelikli dolandırıcılık evrakta sahtecilik ‘’suçlamaları ile 2011 yılında tutuklanan ve sonra bağımsız ve tarafsız yargı tarafından aklanan eski RTÜK Başkanı Zahit Akman da var. Yorumu size bırakıyorum.
Ben tekrar Erdoğan’ın yurtdışı gezisine çıkmadan önce piyasalar ile ilgili yapmış olduğu açıklamalara döneceğim. Erdoğan yapmış olduğu açıklama da ‘’Dolar’ın yükselişini değerlendirmek bana ait değil. Bu Merkez’in kabiliyeti, yönetemiyorsa hesabını verecektir’’ dedi. Merkez Bankası elbette piyasaları dengede tutamıyorsa hesabını muhakkak vermeli. Ancak Merkez Bankasına dışarıdan da müdahale de edilmemeli. Yani Erdoğan Merkez Bankasının işine karışmamalı. Yani Erdoğan kendi işine bakmalı. Cumhurbaşkanı olarak görev ve yetkileri içinde devleti yönetmek başka bir şey, Merkez Bankasının işlerine karışmak başka bir şeydir. Eğer sen iki de bir, Amerika’da faizler düşük sen de düşür, diye baskı yaparsan o zaman piyasaların alt üst olmasından dolayı Merkez Bankası yerine sen hesap verirsin. Bu iş sanıldığı gibi faizleri indirmekle halledilecek bir iş olsaydı şimdiye değin ekonomi çoktan rayına girmiş olurdu. Sen bir taraftan hem serbest piyasa ekonomisi uygulayacaksın, fakat öbür taraftan da piyasalara müdahale edeceksin. Böyle bir ekonomi anlayışı var mı?
Bir taraftan ülkede ne var ne yok satacaksın. Üreten bir ülkeyi tüketen ülke konumuna getireceksin. Ülkeyi iç sermaye yerine dış sermayeye emanet edeceksin. İki de bir serbest piyasa koşullarında Merkez Bankasına müdahale edeceksin. Sonra da bütün sorumluluğu Merkez Bankasına atacaksın. Yok, öyle yağma arkadaş. Ya merkez Bankasının işine karışmayacaksın, ya da doların yükselişinin hesabını sen vereceksin.
Yarın tekrar görüşmek üzere esen kalın.11.02,2015