ÇİLLER ÖZEL ÖRGÜTÜ
Gerçekleştirilmiş mevcut darbeleri araştırma yerine Ergenekon Davasına dosya oluşturma görevini üstlenen Meclis Darbeleri Araştırma Komisyonu nedense Çiller Özel Örgütü’nü pas geçiyor. Komisyon Başkanı Nimet Baş, eski Başbakan Tansu Çiller’i dinlemeye gittikleri zaman Tansu Çiller’e el altından her soruya yanıt vermek zorunda olmadığına dair bir not iletmiş. Bu iddiayı da Tansu Çiller’in kendisi bir gazeteye verdiği röportaj da söylemiş. Tabi ki bu iddia ortaya saçılınca Nimet Baş hemen olayı yalanlamış. Tansu Çiller’den ise çıt yok. Tansu Çiller kırdığı pot ile Nimet Başı zor durumda bırakmış olduğunu anlamış olsa gerek. Atalarımız ‘’Yalancının mumu yatsıya kadar yanar’’ demişler ya işte o hesap.
Benim burada sözüm Tansu Çiller’e değil Darbeleri Araştırma Komisyonu Başkanı olan Nimet Baş’a dır. Madem Darbeleri Araştırma Komisyonu kurdunuz. Peki, 12 Eylül Askeri Darbesi ile ilgili düzenlenmiş olan raporun hukuki durumu ne durumdadır? 12 Eylül Darbesi ile ilgili düzenlenmiş olan rapor 12 Eylül Davasına girmiş midir? Bu konuda savcılar harekete geçmişler midir? 12 Eylül Askeri Darbesi’nin medya ayağı araştırılmış mıdır? 12 Eylül Davasına övgüler düzen medya yazarları hakkında da soruşturma yapılmış mıdır? Yoksa 12 Davası ile ilgili yapılan bütün araştırma, darbenin mimarları olan Kenen Evren ile Tahsin Şahinkaya’nın darbe ile ilgili bilgilerinin alınmasından ibaret midir? Burada pek tabi ki 12 Eylül Askeri Darbesi ile ilgili Nimet Baş’ın yapabileceği pek bir şey yoktur. Ancak burada itirazım 12 Eylül Askeri Darbesi’nin sorgulaması da Tansu Çiller’in sorgulamasına benzediğinedir. Siz, 12 Eylül Askeri Darbesinin mimarlarını öyle yalandan sorgularsanız sizin başkanı olduğunuz Meclis Darbeleri Araştırma Komisyonuna da kimseyi inandıramazsınız.
Tansu Çiller, 28 Şubat sürecinde mağdur sıfatıyla dinlenirken öte yandan 28 Şubat öncesinde kurmuş olduğu özel Örgüt ile ilgili de soruşturulması gerekmez miydi? Elbette gerekirdi. Ama asıl amaç darbeleri araştırmak değil ki. Asıl amaç, memleketin ulusalcı aydınlarını bertaraf etmekti. Memleketi, Amerikan emperyalizmine kırdırmaktı. Büyük Ortadoğu Projesine çanak tutmaktı. İşte bunun için Irak’ın işgali sırasında vatan topraklarına Amerikan Askerlerini sokmayan vatansever ve yurtsever subaylar bertaraf edildi. Büyük Ortadoğu projelerini gerçek yüzünü halkın önüne seren ulusalcı aydınlar Silivri zindanlarına tıkıldı. İrticai faaliyetlere karıştığı Anayasa Mahkemesi Kararları ile de tescillenen siyasi iktidarın ipliğini pazara çıkaran yazarlar ve gazeteciler bertaraf edildi. İşte bu yüzden Meclis Darbeleri Araştırma Komisyonu, Büyük Ortadoğu Projesinin aksamaya uğramaması için açılan Balyoz ve Ergenekon Davalarına yardımcı olmak için kuruldu. Bunun başkanlığını yapan Nimet Baş elbette kurulan bu komisyonun görevini pekâlâ çok iyi biliyor.
Eğer Meclis Darbeleri Araştırma Komisyonu’nun görevi Büyük Ortadoğu projesine hizmet etmek almamış olsaydı dillere destan Tansu Çiller’in örgütüne de dokunulmaz mıydı? Şimdiye değin çoktan harekete geçilmez miydi? Yoksa Tansu Çiller ‘’Vatan için kurşun atan da yiyen de şereflidir’ ’derken neyi kastediyordu? Yoksa Susurluk Komisyonu ne için kurulmuştu ? Çiller Özel Örgütü diye bir Örgüt yoksa 3 Kasım 1996 yılında Susurluk’ta kaza eden aracın içinden çıkan Ülkücü Mafya Lideri Abdullah Çatlı, Emniyet Genel Müdür Yardımcısı Hüseyin Kocadağ ve Doğru Yol Partisi eski Şanlı Urfa Milletvekili Sedat Edip Bucak’ın aynı arabada ne işleri vardı? Yoksa mafya, emniyet ve milli irade aynı arabada el ele kol kola verip memleketin sorunlarını çözmek için bir toplantıya mı gidiyorlardı? 14.01.2013
SAİT BALCI