CHP BU ANLAYIŞ İLE İKTİDAR OLAMAZ
Geçen hafta sonu Cumhuriyet Halk Partisi’nin Tüzük Kurultayı vardı. Basından takip etmişseniz üç aşağı beş yukarı parti tüzüğünde hangi maddelerin değiştiğini öğrenmişinizdir. Bu sebeple değişen tüzük maddelerini detaylı irdelemeyeceğim. Sadece bu Tüzük Kurultayında eklenmesi gereken maddeleri ele alacağım. Çünkü tüzüğe eklenmesi gereken bazı maddeler Cumhuriyet Halk Partisi’nin önünü açacaktı. Cumhuriyet Halk Partisi’ni iktidara taşıyacaktı. Fakat beklentim her zaman olduğu gibi yine boşa çıktı. Cumhuriyet Halk Partisi’nin önü yine açılmadı.
Geçen Olağanüstü Kurultay’da Genel Başkanlığa aday olan Yalova Milletvekili Muharrem İnce Bu Tüzük Kurultayına üç tüzük teklifi sunmuştu. İsterseniz Muharrem İnce’nin önerdiği tüzük tekliflerini bir hatırlayalım. Konunun daha iyi anlaşılabilmesi için bu bilgiye ihtiyaç var. Yoksa kuru kuru Tüzük Kurultayını değerlendirmenin hiçbir anlamı olmaz.
1- Partimizin Cumhurbaşkanı adayının,
2- Partimizin Milletvekili adaylarının
Partimizin kayıtlı tüm üyelerinin katılımı ile hâkim gözetiminde yapılacak önseçim ile belirlenmesi,
3-Üst Üste iki Genel Seçim de partinin birinci parti olamaması halinde başarılı olamayan Genel Başkan’ın değişiminin önünün açılması.
Muharrem İnce’nin önerdiği tüzük maddeleri bunlardı ancak, bu maddeler benimsenmedi. Bunun yanında Genel Başkan adayı olabilmenin önündeki baraj % 10’dan % 5’e düştü. Bir de Genel Merkezin partilileri destekçi üye yani pasif üye olarak dışlanabileceği bir tüzük önerisi vardı. Çok şükür bu madde ret edildi. Böylelikle İktidar partisinin milleti ayrıştırdığı gibi Genel Merkez de İl ve İlçe Başkanlıkları vasıtasıyla üyeleri ayrıştıracaktı. İl ve İlçe Başkanları kendilerine muhalif olan üyelerin seçme ve seçilme haklarını ellerinden alacaklardı. Seçme ve seçilme hakları elinden alınacak üyelerin içinde doğal olarak kadınlar da olacaktı. Böylelikle Cumhuriyet Halk Partisi’nin ilk Genel Başkanı ve Türkiye Cumhuriyeti’nin kurucusu Mustafa Kemal Atatürk’ün kadınlara tanımış olduğu seçme ve seçilme hakkı parti seçimlerinde bazı kadınların elinden alınmış olacaktı. Yine çok şükür diyorum da Allah’tan böyle bir rezalet yaşanmadı.
Üst Üste iki genel seçimde partisini birinci parti yapamayan Genel Başkan’ın tüzük ile değişimi ise kabul edilmedi. Delegelerin bu tüzük önerisini neden kabul etmediklerini ise ben halen anlayabilmiş değilim. Şu an mevcut Genel Başkan değil iki, artık sayamayacağım kadar seçim kaybetmesine rağmen halen daha koltuğunda oturmaya devam ediyorsa kardeşim, bu tüzük maddesiyle yapışmış olduğu koltuktan kaldırılabilecekti. Hadi artık sen biraz da evde otur denilebilecekti ama olmadı. Daha önce de dedim ya, Cumhuriyet Halk Partisi’nin delegelerinin çoğu ya yatmış olduğu kış uykusundan uyanabilmiş değiller ya da akıl noksanlığı yaşıyorlar. İkisinden birisi. Başka bir seçenek yok. Benim aklıma başka bir sebep gelmiyor. Eğer bu konuda bilgisi olan varsa lütfen bana da söylesin. Ben de bilgileneyim.
Konuyu biraz daha açayım. Seçim kaybeden Genel Başkan’ın bu tüzük maddesi ile kendiliğinden koltuğundan edilmesi sadece Kemal Kılıçdaroğlu için uygulanmayacaktı. Eğer bu tüzük maddesi kabul edilmiş olsaydı Kemal Kılıçdaroğlu dâhil bundan böyle seçim kaybedecek olan tüm Genel Başkanlar için uygulanacaktı. Böylelikle Cumhuriyet Halk Partisi önünü tıkayan başarısız Genel Başkanlardan kurtulabilecekti. Partiyi iktidara taşıyabilecek kadroların da önü açılabilecekti. Fakat biraz önce de ifade ettiğim gibi bu fırsat kaçırıldı. Kemal Kılıçdaroğlu dâhil bundan böyle seçim kazanamayan başarısız Genel Başkanlarının koltuklarında oturmaya devam etmeleri sağlandı. Ben sırf bu yüzden bu tüzük önerisini ret eden delegeleri tebrik ediyorum. Kendileri Cumhuriyet Halk Partisi yerine mevcut iktidar partisinin iktidarda kalması için büyük katkı sundular. Sağ olsunlar var olsunlar.
Yeri gelmişken bir de hatırlatma yapayım. Yoksa rahat edemem. Hani şimdi seçim akşamları saatler 22.00 sularını gösterdiği zaman iktidar partisinin seçimi kazandığı üç aşağı beş yukarı belli oluyordu ya. Sonrasında Başbakan ve Cumhurbaşkanı balkon konuşmasına hazırlanıyordu ya. İşte tam da bu saatlerde Cumhuriyet Halk Partisi Genel Başkanı kısık ve ağlamaklı bir şekilde seçim sonuçlarını değerlendirdiği veya basının önüne çıkamadığı zaman Genel Merkez’den seçim sonuçları ile ilgili yapılan basın açıklamasından sonra hiç kimse bundan böyle üzülmesin kardeşim. Çünkü biz akıl noksanlığı yaşayan mevcut bu delegelerin yüzünden üzülmeyi hak etmiyoruz. Seçim sonuçlarına üzülecek birileri varsa onlar da başarısız bir Genel Başkan’ı koltuğundan kalkmasına engel olan bu delegelerdir. Ki bu delegeler, Cumhuriyet Halk Partisi’ni temsil etmiyorlar. Bu delegeler Cumhuriyet Halk Partisi’nin seçim kazanmasına engel olarak İktidar partisini temsil ediyorlar.
Meselenin bir de Avrupa yönü var. Hani biz kendimize örnek olarak gelişmesini tamamlamış Avrupalı ülkelerini örnek alıyoruz ya, işte bu yüzden söylüyorum. Cumhuriyet Halk Partisi de gerek parti içi demokrasi, gerekse partinin önünün açılması konusunda Avrupalı Sosyal Demokrat Partileri örnek alıyor. Avrupalı Sosyal Demokrat Partileri örnek almadığımız tek konu ise seçimleri kaybeden Genel Başkan’ın koltuğundan kalkmamasıdır. Eğer bugün Avrupalı Sosyal Demokrat Partileri de seçimleri kaybetmelerine rağmen koltuklarında oturmaya devam etmiş olsaydılar partilerinin önünü tıkamış olurlardı. Dolayısıyla Sosyal Demokrat Partileri’nin iktidara gelmeleri de mümkün olmazdı. İşte bizim ülkemizde Cumhuriyet Halk Partisi’nin geldiği durum budur. İktidar partisine demokrasi ve adalet dersi verme konusunda son derece uzmandırlar ama kendi partilerinde demokrasinin D’sini, adaletin de A’sını uygulamazlar. Yoksa koltuklarını kaybederler.
Konuyu uzattığımın farkındayım. Son birkaç cümle daha kuracağım. Şimdi benim Genel Başkan dâhil tüm MYK Üyeleri ve partinin önünü tıkayan delegelere bir tavsiyem olacak. Bundan böyle kardeşim her seçim yenilgisinden sonra yine yeni seçim yenilgisi bahaneleri üretin ama asla koltuklarınızı bırakmayın. Çünkü o koltuklar size babalarınızın yadigârıdır. 15.03.2018