CHARLİE HEBDO KARİKATÜRLERİ YAYINLAMAK CUMHURİYET’E Mİ KALDI?
DENİZ FENERİNİ UNUTMA!
SOMA VE ERMENEK MADEN KAZASINI UNUTTURMA!
GEZİ PARKI EYLEMLERİNDE KAYBETTİĞİMİZ 6 ŞEHİDİMİZİ UNUTMA!
17– 25 ARALIK YOLSUZLUK VE RÜŞVET ÇARKINI UNUTTURMA!
KAÇAK SARAYI VE MALİYETİNİ UNUTMA!
PKK İLE MÜZAKERE MASASINA OTURANLARI UNUTTURMA!
VE GÜNDEM DEĞİŞTİRMELERİNE ASLA KANMA
Cumhuriyet Gazetesi dünkü sayısında Paris’te yayınlanmakta olan CHARLİE HEBDO adlı mizah dergisinden seçme karikatürler yayınlamış. İyi güzel hoş da bu dergi,
Ülkemizde katledilen gazetecilerin makalelerini yayınlamış mıydı? Peki, Ergenekon Davalarından dolayı gazeteciler Silivri zindanlarına atıldığı zaman onların yazılarına yer vermiş miydi? Yani demek istediğim, basın özgürlüğü illaki Avrupalı gazetecilerin, yazarların ve çizerlerin katledilmesi durumunda hatırlamak zorunda değil. Avrupalı gazeteciler, yazarlar ve çizerler eğer basın özgürlüğüne inanıyorlarsa kendi ülkelerin dışındaki ülkelerdeki basın özgürlüğü ile de ilgilenmeleri gerekiyor. Teröre kurban giden yazarların makalelerine ve kitaplarına da yer vermeleri gerekiyor. Yoksa basın özgürlüğü sadece kendi yazar ve çizerlerine yapılan terörist saldırılar sonucunda hatırlanacaksa, o özgürlüğün adı basın özgürlüğü olamaz.
Paris’te yayınlanan CHARLİE HEBDO adlı mizah dergisine IŞİD teröristlerinin yapmış olduğu katliamı dün de yazdım. Böylesine bir katliamı kabul etmek zaten mümkün değil. Her ne şartlarda olursa olsun, insanları böylesine bir katliam ile öldürmek hiç kimsenin haddine değildir. Ancak öbür taraftan da insanların dinen kabul ettikleri peygamberler hakkında da alaysı karikatürler çizmek de hoş değil. Belki Avrupalı milletler böylesine bir mizahı kabul edebilirler. Fakat Müslüman toplumlar onların medeniyet anlayışına daha henüz ulaşamadığı için böylesine mizahları daha henüz kaldırabilecek kapasitede değiller. Bu durumun suçlusu da onlar değil.
Gelişmiş ülkeler bu konuda bizden kat kat önde gidiyorlar. Fakat öbür taraftan da bizim gelişmemizi ve çağdaş medeniyetler seviyesine ulaşmamızı da asla istemiyorlar. Bu işteki tezatlık da zaten burada yatıyor. Siz bir taraftan Müslüman ülkelerinin kutsal saydıkları değerleri hiçe sayarak dalga geçeceksiniz ama öbür taraftan da gelişmelerini kabul etmeyeceksiniz. Müslüman ülkelerden böylesine bir olgu beklemek doğru değil. Çünkü gelişmesini tamamlayamayan ülkeler kutsal saydıkları değerlere sıkı sıkaya bağlı olurlar. Önemsedikleri değerleri asla kaybetmek istemezler. Müslüman ülkelerdeki insanlar bu dünyadan göçtükten sonra tek sığınabilecekleri yer din duygusudur. Bundan yirmi otuz sene sonra bu durum değişir mi bilemem. Ancak bugünkü yaşam şartlarında Müslüman ülkelerde yaşayan insanlar dini değerleri ile asla alay edilmesini istemezler. Böyle bir durumu da zaten kaldıramazlar. Bu yüzden gelişmesini tamamlayamamış ülkelerin dini hassasiyetlerini göz önünde bulundurmak gereklidir.
Bugün asıl yazmak istediğim konu Cumhuriyet Gazetesinin CHARLİE HEBDO adlı mizah dergisinden seçmece karikatürler yayınlamış olmasıydı. Bu konuda Cumhuriyet Gazetesinin Genel Yayın Yönetmeni olan Utku Çakırözer, ‘’Yazarlarını terör saldırılarında yitiren Cumhuriyet, CHARLİE HEBDO katliamının acısını çok iyi anlamaktadır’’ diyor Cumhuriyet Gazetesi yazarları her şeyden önce bir defa dini inançlar ile dalga geçtikleri için katledilmediler. Dini kendi amaçları doğrultusunda kullanan sahte din bezirgânlarının iplerini pazara çıkardıkları için katledildiler. Sahte din bezirgânlarının ülkeyi ortaçağ karanlığına doğru sürüklemelerine engel olmaya çalıştıkları için katledildiler. Bunlara en iyi örnek te Uğur Mumcu’dur. Cumhuriyet Gazetesinin burada yaptığı şey ise bu mizah dergisinin dini inançlar ile dalga geçmesine ortak olma çabasıdır.
Cumhuriyet Gazetesi toplumun dini inançları ile alay eden bir mizah dergilerine sahip çakacağına, Laik Türkiye Cumhuriyetine sahip çıkmalıdır. Tavrını, ülkenin bölünmez bütünlüğünden yana koymalıdır. Lozan ile sınırları çizilmiş olan vatan topraklarını savunmalıdır. Gülen Cemaatini savunacağına, Atatürk’ün ilkelerini ve devrimlerini savunmalıdır. Haksız mıyım?
Yarın tekrar görüşmek üzere esen kalın. 15.01.2015