ÇAPULCU’DAN MODERN EŞKİYA’YA ODTÜ
ODTÜ’yü basmak artık alışkanlık haline geldi. Özerk Üniversite talep edersiniz basılırsınız. Parasız eğitim derseniz basılırsınız. Son yılların en büyük kitle eylemi olan Gezi Parkı eylemlerine katılırsınız aranmadık yeriniz kalmaz. Üstüne üstlük kadınsanız tecavüze bile uğrarsınız. Çıplak olarak ifadenizi alırlar. Günümüz demokrasisi maalesef bu işte. Şimdi de ODTÜ kampüsünde bulunan ağaçlara sahip çıkan gençlerin adı ‘’modern eşkıya ‘’ oldu. Vatana millete hayırlı olsun. Bir gece yarısı Ankara Belediyesi gelip ortalığı toza dumana katabilir ve onlar görevlerini yapmış olurlar, fakat ertesi gün siz ağaç dikmeye kalkarsanız adınız modern eşkıya olur. Son yıllarda baskınlar da böyle gece yarıları yapılır hale geldi maalesef. Balyoz ve Ergenekon Davası baskınları bile böyle gece yarısı yapıldı. Şimdi de ODTÜ’ye baskın gece yarısı yapılıyor. Gündüz milletin yüzüne bakacak cesaretleri yok da o yüzden. Dünyanın hangi ülkesinde ağaç diken insana eşkıya denmiştir. Var mıdır tarihte bir örneği? Uygar medeniyetlerde doğayı koruyan insana değer verilir, ödüllendirilir. İnsanların doğayı korumaları için daha teşvik edilir. Ancak bizim ülkemizde tam tersi uygulanıyor. Zorla Üniversitelere giriliyor. Üniversite yönetiminin bile haberi olmadan ağaçlar talan ediliyor, bunun adı da maalesef hizmet oluyor. Sanki hizmet edecek yer kalmadı. Koskoca ülkede kala kala ODTÜ kampüsü kaldı öyle mi?
ODTÜ’ye sahip çıkan bu gençlere eşkıya demek bir devlet adamına yakışır mı? Bu gençlere bu derece düşman olunur mu? Nedir bu gençlerin suçu? Bu gençlerin elinde Suriye’ye kandırılarak gönderilen gençlerde olduğu gibi silah mı var? Bellerinde PKK’lı teröristler gibi, intihar saldırısı için bomba mı taşıyorlar? Ya ne var? Kitap, defter var. Özerk üniversite özlemi var. Bilim var. Parasız eğitim talebi var. Ülkenin polis devletine dönüşmesine itiraz var. Demokrasi talebi var. Özgürlük talebi var. Tutsak edilen memleketin aydınlarını sahiplenme içgüdüsü var. Basın Özgürlüğü talebi var. Ayrışmaya ve ötekileştirmeye itiraz var. Lozan’da sınırları çizilmiş olan vatan toprağını savunma azmi var. Ayaklar altına alınan Türk Milletini tekrar ayağa kaldırma gayreti var. Kısacası Atatürk’ün bizlere emanet ettiği laik Cumhuriyeti korunma ve kollama görevi var. Daha ne olsun?
Onlar El Kaide bağlantılı terör örgütlerin Suriye’de yaptıkları gibi masum insanları katletmiyorlar. Öldürülmüş olan insanların kalplerini çıkarıp vahşice yemiyorlar. Hamile kadınların karınlarındaki bebeklerine nişan almıyorlar. Yoldan geçen kadınlara hunharca tecavüz etmiyorlar. Ele geçirdikleri masum insanları yere yatırıp pala ile başlarını gövdelerinden ayırmıyorlar. Sınır kapılarında devlete meydan okumuyorlar. Ya ne yapıyorlar? Üniversitelerinin yeşil kalması için mücadele ediyorlar. Ellerine silah alıp devlete meydan okuyan teröristler eşkıya olmuyor da bu yurtsever ve vatansever gençler mi eşkıya oluyor? Hadi canım sizde.
Ey on yıldır memleketi yöneten siyasi iktidar! Sizler bu gençlerle uğraşacağınıza Suriye sınır kapılarını yolgeçen hanına çeviren El Kaide bağlantılı terör örgütleri ile mücadele edin. Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi’nin terörizmin finansmanıyla mücadele kapsamında El Kaide Terör Örgütü için almış olduğu kararı uygulayın. Ülkeyi terk edecek dediğiniz PKK terör örgütü ile mücadele edin. Ayağımızı bastığımız havasını kokladığımız bu coğrafyada gelecek nesillere yaşanabilir bir vatan bırakın. Gelecek nesillere savaş yerine barışı aşılayın. Kutuplaştırma ve ayrıştırma yerine birleştirmeyi ilke edinin. Sonuçta bu vatan, hepimizin ve gençlerde geleceğimizin teminatı ve garantisidir. Unutmayın ki biz onlara nasıl bir vatan, nasıl bir gelecek bırakırsak onlar da bizim bıraktığımız emaneti koruyup kollayacaklardır. Cumhuriyet Bayramımızın 90.yılı hepimize kutlu olsun. 28.10.2013
SAİT BALCI