BÖLÜNMEYE DOĞRU KOŞAR ADIM
Terörist örgütler bir taraftan Irak’ı, diğer taraftan da Suriye’yi sarmış sarmalamış durumdalar. Bizim ülkemizin de onlardan pek farkı yok hani. Biz de yıllardan beri PKK ile mücadele ediyorduk ancak son yıllarda müzakere etmeye başladık. Sanki müzakere edince terörü bitirecekmişiz gibi. İktidar partisi müzakere ettikçe PKK daha çok şartlar ileri sürüyor. Böylece ucu açık müzakereler de devam edip gidiyor. Ne zamana kadar derseniz, kurtuluş savaşlarında işgal devletlerin elinden kurtardığımız vatan topraklarının bölünmesine kadar diyebilirim. Şimdilik ülkemiz için öngörülen senaryo bu. Bu kısırdöngüden kurtulma olanağı da var elbette. Ülkemizin başına bela edilen bu senaryodan kurtulmanın tek yolu da Cumhuriyet Halk Partisinin iktidarından geçiyor. Ancak burada açıkça söylemeliyim ki, Dersimli Kemal’in Genel Başkan olduğu Cumhuriyet Halk Partisinden bahsetmiyorum. Zaten şu an ülkemizin bölünmesine doğru giden yolu Erdoğan ile birlikte Dersimli Kemal yürütüyor. Erdoğan paket yapıp Meclise sevk ediyor, Dersimli Kemal’de Mecliste gerekli desteği veriyor. Yani anlayacağınız aralarında paslaşıyorlar. Demek ki Öcalan, boşuna sürece Dersimli Kemal’i de dâhil edin dememiş. Dersimli Kemal’in kim olduğunu sanıyorum belirtmeme gerek yok. Kamuoyundan onu gayet iyi tanıyorsunuz.
Peki, ne olacak bu bölgenin hali? Irak, Suriye ve ülkemiz kendini bilmez üç beş kişinin elinde oyuncak olmaya devam mı edecek? Büyük Ortadoğu Projesini bertaraf etmenin bir olanağı yok mu? Hiçbir şey yapmadan sürecin tamamlanmasını mı bekleyeceğiz? Bölge ülkeleri göz göre göre teröre mağlup mu olacaklar? Koskoca Irak Devleti, üç beş kendini bilmez teröristlere mi teslim olacak? Irak’ın hakkından gelemediği IŞİD denen terör örgütünü Kuzey Irak Kürt Yönetimi mi hakkından gelecek? Çare Barzani midir? Elbette değil. Fakat ABD IŞİD adlı terör örgütü üzerinden Barzani’yi yasalaştırmak istiyor. O yüzden operasyonun merkezini Kuzey Irak Kürt Yönetimi üzerine kuruyor. Almanya’da yapacağı silah yardımını Barzani’ye yapıyor. Bu gelişmelerin herhalde derin bir anlamı vardır. Şu an ABD ile mücadele edecek gücü olmayan Irak ile Suriye’yi anlamak mümkün ama Rusya ile İran’ı anlamak mümkün değil. Zaten şu ana kadar Ortadoğu ülkelerinin başına ne geldiyse en başta Rusya’nın işgüzarlığı yüzünden gelmiştir. Bugün Rusya, Suriye’nin yeniden savaş bataklığına dönüşmesini istemiyor ama öbür taraftan da yıllar öncesinde ABD’nin Irak’ı işgal etmesine sessiz kalmıştı. Rusya o günlerde bugün yaşananları görebilmiş olsaydı belki Orta doğunun durumu şimdi çok daha farklı olacaktı.
Bölgenin savaş bataklığına dönüşmesinden ne kadar Rusya’nın payı varsa bir o kadar da İran’ın payı vardır. Eğer İran bugüne kadar İsrail ile uğraştığı kadar biraz da bölge ülkeler arasındaki ortak kırmızıçizgiler için mücadele etmiş olsaydı belki de bugün Suriye ile Irak kan gölüne dönmemiş olacaktı. Terör örgütleri bugün Suriye ve Irak’ta cirit atıyor olmayacaklardı. Sonuç itibariyle de yarından sonra bu terör örgütleri İran’ın başına da bela olacaklar. İran’da kan gölüne dönecek. Böylelikle de bu kısırdöngü de sürüp gidecek. Başta ABD olmak üzere diğer Emperyalist Devletler istediklerini alana kadar bölge terör belasından kurtulamayacak. Dolayısıyla da terörden beslenen ülkeler kına yakacaklar. Bizlerde sıranın bize gelmesini büyük bir sabırsızlıkla bekliyor olacağız. Ülkemiz ne zaman savaş alanına dönerse işte o zaman rahat edeceğiz. Bizi bu terör belasına sürükleyenlere de o zaman hayır dualar edeceğiz.
Yarın tekrar buluşana dek şen ve esen kalın. 17.09.2014
SAİT BALCI