BAYIR BUCAK TÜRKMENLERİ
Ne zamandır şu bizim Bayır Bucak Türkmenlerini yazayım diyordum. Ancak bugüne kadar her nedense yazma fırsatım olmadı. Suriye Ordusunun bölgeye yeniden hâkim olmaya başlamasından sonra artık yazmaya karar verdim. Demek ki nasip bugüneymiş. O halde başlayayım.
Bayır Bucak Türkmenleri konusuna girmeden evvel konunun daha iyi anlaşılabilmesi için bir tespit yapmak zorundayım. Yoksa konu dağılıp gidiyor. Öncelikle kendimize şu soruyu sormamız gerekiyor. Suriye’de iç savaş çıkmadan evvel Bayır Bucak Türkmenleri adına kurulmuş bir devlet var mıdır? Peki, iç savaş çıktıktan sonra Bayır Bucak Türkmenlerine devlet kurma hakkı tanınmış mıdır? Bu iki sorunun yanıtı birçok konuyu aydınlatacak. Buradan başlayayım. Her şeyden evvel Suriye toprakları içerisinde El Kaide, IŞİD, PYD gibi unsurlarında da yer aldığı bir devlet oluşumu yoktu. Dolaysıyla da Bayır Bucak Türkmenleri adına kurulmuş bir devlet de yoktu. Ancak Suriye toprakları içinde yaşayan Bayır Bucak Türkmenleri vardı. Bu Türkmenler de Suriye Devletine bağlıydılar. Daha da doğrusu yaşadıkları bir bölge vardı ve Suriye Devletinin vatandaşlarıydılar. Halen daha öyleler. Dolayısıyla da Suriye toprakları içinde kardeşçe yaşayıp gidiyorlardı. O zamanlar bugünün koşullarında olduğu gibi bir iç savaş da yoktu. Ancak ABD ve onunla birlikte hareket eden Emperyalist güçlerin Büyük Ortadoğu Projesi vardı. Bu proje kapsamında da Suriye’yi bir iç savaşa sürüklemek suretiyle parçalama politikası vardı. Dolayısıyla bu parçalama politikasının içinde de Bayır Bucak Türkmenleri de vardı. Konumuz da zaten budur.
Ne zaman ABD ve onunla birlikte hareket eden Emperyalist güçler Suriye’yi parçalamak için harekete geçmişlerse Bayır Bucak Türkmenleri de o saatten sonra bu terörist grupların hedefi haline geldiler. Ancak daha sonraki süreçte Suriye Ordusu bölgeye hâkim olmaya başlamasından sonra Bayır Bucak Türkmenleri de Suriye Devletine karşı tavır almaya başladılar. Bulundukları bölgeyi terörist örgütlere karşı savunurlarken aynı zamanda Suriye Ordusuna karşı da mücadeleye giriştiler. Bayır Bucak Türkmenlerin hatası da buradan kaynaklanıyor. Suriye Devleti daha parçalanmamışken, meşru Suriye Devlet Başkanı Beşar Esat iktidarını korurken Suriye Devletine karşı mücadeleye girişmek yanlış bir politikaydı. Bu yanlış politika halen daha devam ediyor. Oysaki Suriye ordusu her bölgeye hâkim olmaya çalışıyor. Teröristler tarafından işgal edilen toprakları Rusya’nın da yardımıyla geri almaya çalışıyor. Yani anlayacağınız Beşar Esat Suriye’nin bütünlüğünü korumaya çalışıyor. Eğer Beşar Esat Emperyalist güçler ile giriştiği bu mücadeleyi kazanırsa Suriye’ye barış gelecek. Ülkenin bütünlüğü korunacak. Ülke El Kaide ve IŞİD tipi terörist örgütlerinden temizlenecek. Düne kadar Suriye’de barış içinde yaşayan Türkmenler de dâhil olmak üzere diğer unsurlar yine aynı şekilde huzur içinde yaşamaya devam edecekler. Ancak Suriye parçalanırsa ülke tam bir iç savaşa sürüklenecek. Büyük bir ihtimalle ABD ve onların desteklediği gruplar Suriye’ye hâkim olmaya başlayacaklar. Böyle bir tabloda Bayır Bucak Türkmenlerini hiç kimse tanımayacak. Dahası onları yaşadıkları yerlerden sürecekler. Çünkü oluşturmak istedikleri harita içinde Bayır Bucak Türkmenleri diye bir yer yok. Bayır Bucak Türkmenlerini böyle bir felaketin beklediğini şimdiden söyleyeyim.
Bugün Büyük Ortadoğu Projesinin Eş Başkanlığı sıfatını halen daha sürdürüyor olmuş olsaydık, Bayır Bucak Türkmenlerini koruyabilirdik. Onlara kol kanat gerebilirdik. Ancak bugün geldiğimiz nokta itibariyle böyle bir konumuz da yok. Anlayacağınız Büyük Ortadoğu projesinden dışlanmış durumdayız. Dolayısıyla bırakın Bayır Bucak Türkmenlerini korumayı, kendimizi bile koruyacak durumda değiliz. Suriye toprakları içinde uçuşa kapalı bir koridorun oluşumunu sağlayabilmiş olsaydık, belki bir nebze de olsa Suriye politikasında söz söylemeye devam ediyor olabilirdik. Keza yine PYD’nin kantonlarını birleştirmesine mani olabilseydik, Suriye politikasında etkin roller alabilirdik. Ancak ABD ve onunla birlikte hareket eden Emperyalist güçler Suriye pastasını hiç kimse ile paylaşmak istemiyorlar. Evet, ortada bir pasta var ve bu pastayı sadece kendileri yemek istiyorlar. Bölge üzerinde PYD’nin kantonlarını birleştirerek ikinci bir İsrail devletini kurmak istiyorlar. Dolayısıyla bu planların içinde ne biz varız, ne de Bayır Bucak Türkmenleri var. Bayır Bucak Türkmenleri bugün Suriye devletine karşı vermiş olduğu mücadelenin karşılığını yarından sonra yaşadıkları bölgeden atılmaları suretiyle alacaklar. İşte o zaman Bayır Bucak Türkmenlerini bölge politikalarından dışlanan AKP Hükümeti de kurtaramayacak.
Büyük Ortadoğu projesi halen daha bütün hızıyla devam ediyor. IŞİD ele geçirdiği bölgelerden kovulurken yerine PYD yerleşiyor. Plan kurgulandığı gibi aynen işliyor. Bu sebeplerden dolayı hiç vakit kaybetmeksizin bölge ülkeleri ile güç birliğine gitmemiz gerekiyor. ABD ile birlikte hareket eden Emperyalist güçlere karşı ortak hareket etmemiz gerekiyor. Bayır Bucak Türkmenleri de oluşan yeni tablonun içinde yer alması gerekiyor. Ancak bunun için bir an evvel komşu ülkeler ile bir araya gelmemiz gerekiyor. Bayır Bucak Türkmenleri de Suriye ordusu ile çarpışmayı bırakıp safını doğru yerde alması gerekiyor. Yoksa yarın çok geç olacak. Suriye’nin parçalanmasıyla birlikte Bayır Bucak Türkmenleri de dağılıp gidecekler.18.06.2016