BAŞKASININ MEZHEBİNDEN SANA NE?
Seçim gezilerine devam etmekte olan Cumhurbaşkanı Adayı Erdoğan’ın elindeki siyasi malzemeler bitmiş olacak ki, şimdi de mezhep ayrımcılığına başladı. Hatırlarsanız daha önce de bir ‘’Alt kimlik, üst kimlik’ ’meselesi vardı. Şimdi de Kılıçdaroğlu’na ‘’Sen alevisin’ ’diyor. Selahattin Demirtaş’a da ‘’Sen zazasın’’ diyor. Kendisi içinde ‘’Ben Sünni’yim’’ diyerek mezhep ayrımcılığında bulunuyor. Sanki Sünnilik diğer mezheplerden üstünmüş gibi. Ülke genelinde Sünnilerin sayısı diğer mezheplere ait olan vatandaşlara oranla daha fazla olabilir. Ancak bu durum Sünniliğin diğer mezhepler karşısında üstün olduğu anlamına gelmez. Bu ülkede her Türk vatandaşı kanunlar ve hukuk karşısında eşittir. Hiç kimsenin de kendi mezhebinden olmayanları dışlamaya ve horlamaya hakkı yoktur.
Bugün Irak’ın mezhep ayrımcılığı yüzünden geldiği durumu görüyoruz. Keza Suriye’nin de durumu ortada. Daha düne kadar her iki komşu ülkede mezhep ayrımcılığı diye bir sorun yoktu. Ne zaman Büyük Ortadoğu Projesi hayata geçmiş ise, o zamandan bu yana her iki ülke mezhep ayrımcılığı ile iç savaşa itildi. Zaten öngörü de buydu. Mezhep çatışması olmadan emellerine ulaşamıyorlardı. Gerçi henüz daha tam olarak amaçlarına ulaşabilmiş değiller ama bu iç savaş yüzünden ölen insanın haddi hesabı da yok. Gerek Suriye’de, gerekse Irak’ ta tam anlamıyla bir mezhep savaşı yaşanıyor. Şu an Irak’ta IŞİD denilen terörist gruplar bir yandaş yazarın dediği gibi ‘’Sünni devrim’’ yapıyorlarmış. Sanki diğer mezheplere ait olan insanlar Sünnilere karşı savaş açmışlar gibi. Önlerine kim geldiyse öldürüyorlar. Kadın, erkek, çocuk demeden acımasızca öldürüyorlar. Zaman ve yer de hiç önemli değil. Göstere göstere öldürüyorlar. Yaptıkları katliamı vidoya çekerek de internetten yayınlıyorlar. Bu kadar acımasızlar yani. En son kafasını gövdesinden ayırarak öldürdükleri bir kadının videosunu internetten yayınlamışlar. İzlerken benim kanım dondu. Bunlar Müslüman olamazlar. Bunlar Sünni de olamazlar. Bunlar olsa olsa şeytan olurlar.
Peki, IŞİD’in arkasında kimler var? Bu terörist grupları kimler destekliyor? Kimler mali kaynak aktarımında bulunuyor. Hiç bir terörist grup maddi ve manevi bir yardım almadan eylemlerine devam edemeyeceğine göre IŞİD’in de arkasında da büyük bir güç var. Bu güç ise ABD’den başkası değil kuşkusuz. Bu terörist gruplar 2012 yılından bu yana CIA’nın kontrolünde Ürdün’de eğitildiler. Eğitim masraflarını da Suudi Arabistan ile Katar üstlendi. Büyük Ortadoğu Projesi için neredeyse yapmayacakları yok. Bu amaç uğruna kadın, erkek, çocuk demeden her türlü katliamları yapmak mubah sayılıyor. Peki, ne için? Elbette ABD’nin çıkarları için. Kafası çalışmayan Arap ülkeleri de bu kirli oyunlara bilerek ve isteyerek alet oluyorlar. ABD için kendi insanlarını bile acımadan öldürüyorlar. Bu derece ABD’nin kölesi olmuşlar yani.
IŞİD denen bu terörist gruplar bu katliamları da Sünni devrim için yapıyorlarmış. Görüyoruz hemen hemen her gün Sünni devrimin nasıl yapıldığını. Sünni devrim Irak’ta cami bombalamak ile mi yapılır? Kuran ayetlerini değiştirerek mi yapılır? Yoksa yoksa savunmasız masum kadın ve çocukları katlederek mi yapılır?
IŞİD denilen bu terörist gruplar da Başbakan gibi Sünniler. Yani bugün Erdoğan’ın böbürlenerek ’’Ben Sünni’yim dediği mezhepten. Eğer Sünniler IŞİD adlı terörist grupların yaptıkları katliamlardan rahatsız olmuyorlarsa hiç kusura bakmasınlar onlar da IŞİD’in yaptığı katliamlara ortak olmuş sayılırlar. Bugün için Başbakan Erdoğan bu terörist gruplardan rahatsız olmak bir yana, daha destek olmak için çırpınıyor. Başbakan, Suriye’ye gitmekte olan Tır kamyonları için ne kadar Türkmenlere yardım gidiyordu dediyse de, bal gibi IŞİD’e silah gittiğini herkes biliyor. Zaten bu yüzden önleri kesilmedi mi?
Mezhep kışkırtıcılığı Suriye ve Irak’ta yüzlerce insanın ölümüne neden oldu. Halen de bu iç savaş her iki ülke de devam ediyor. Erdoğan yaşanmakta olan bu tablodan rahatsız olmamış olacak ki şimdi de bu mezhep kışkırtıcılığını ülke içine sokma gayreti içinde. Umarım Selahattin Demirtaş ile Kemal Kılıçdaroğlu bu oyuna gelmez. Yoksa yarından sonra hiç de önü alınmayacak bir kıvılcım ateşlendiği anda ülkenin halinin Irak ve Suriye’den hiçbir farkı kalmaz. 05.08.2014
SAİT BALCI