BugünMakaleler

BAHÇELİ’Yİ ANLAMA KLAVUZU

cropped-DB32A183F424-3.jpg

Bugünlerde herkes Milliyetçi Hareket Partisi Genel Başkanı Devlet Bahçeli’nin Başkanlık Sistemi ile ilgili ne demek istediğini anlamaya çalışıyor. Televizyon kanallarındaki tartışma programlarında da ne demek istediği tartışıldı. İktidar partililere göre Bahçeli Başkanlık Sistemine tam destek veriyordu. Ancak MHP’nin ileri gelenleri ise bugüne dek Bahçeli’nin parlamenter sistemden yana olduğunu ve bu yüzden Meclis’te ‘’evet’’ fakat referandum da ‘’hayır’’ diyeceklerini söylediler. Gelişmeler bunlarla da sınırlı kalmadı tabi.

Bahçeli ilk konuşmasında “ya Erdoğan Anayasa’nın öngördüğü Cumhurbaşkanlığı yetkilerine çekilsin, ya da getirin Başkanlık sistemini Meclis’te, oylayalım” dedi. Yine Bahçeli ‘’MHP’nin ne dediği bellidir. Sistem üzerinde yapılanlar, hukuki temeli olmayan siyasi ve hamasi uygulamalar, rejim krizine dönüşecektir. Ya fiili durum düzelsin ya da hukuki bir duruma kavuşsun. Biz millete gitmekten korkmayız, bunda da mahsur görmeyiz. Millet neye karar verirse baş göz üzerine diyerek seve seve yaparız.’’ dedi. Bahçeli’nin bu açılımının ardından MHP Genel Başkan Yardımcısı Semih Yalçın ‘ Başkanlık Sistemini toplum hayatına uygun bulmuyoruz. Parlamenter Sistemden yanayız. Halkın hakemliğine müracaat edelim. Referandum da Başkalığa hayır deyin, parlamenter sistemi destekleyin mesajını vereceğiz ‘’ dedi.

Bahçeli Semih Yalçın’ın yapmış olduğu bu açıklamamalardan sonra Meclis kürsüsünde ‘’ Söylediklerimi anlamadılar. Meclis’te evet, referandum da hayır diyecekmişiz. Havet nasıl olacakmış. MHP Meclis’te ne diyorsa milletin karşısında da aynısını diyecektir. MHP teklifi inceleyecek kararını verecektir’’ dedi. Buyurun bakalım buradan yakın. Birisi Genel Başkan diğeri Genel Başkan Yardımcısı. Sonuçta her birisinin söylediği farklı şeyler. Böyle bir durumda insanın ‘’ bunlar bir araya gelip te konuşmuyorlar mı ‘’diyesi geliyor. Eğer Genel Başkan bu tür konuları Genel Başkan Yardımcısı ile konuşmuyorsa vah MHP’nin haline. Yok, eğer konuşuyorlar da farklı düşünüyorlarsa MHP’de Genel Başkanlık sorunu var demektir. Sizce buradan başka bir anlam çıkar mı? Bahçeli’nin arkasında kala kala bir Semih Yalçın kalmıştı. O da şimdi Bahçeli’nin konuşmasından sonra açığa düşmüş oldu. Semih Yalçın bundan sonra bir açıklama yapar mı bilemem. Ancak kamuyu son gelişmelerden sonra ondan bir açıklama yapmasını bekler.

Devlet Bahçeli Meclis’te yapmış olduğu ve çok alkış alan konuşmasında da parlamenter sistemden yana olduklarını açıklamıştı. Şimdi bu durumda Bahçeli ne yapmak istiyor dersiniz? Yani Bahçeli parlamenter sistemden yana ise ne diye Başkanlık Sisteminin önünü açıyor? Parlamenter Sitemden yana olan bir insan hem Meclis’te, hem de referandum da ‘’evet’’ der mi? Hadi diyelim ki Bahçeli parlamenter sistemden yana olmakla beraber bu konunun bir an önce kapanmasını istiyor. Bu yüzden de ne olacaksa olsun demek istiyor. O zaman AKP teklifini Meclis’e getirdiği zaman neden ‘’hayır deriz’’ demiyor? Eğer AKP Başkanlık teklifini Meclis’e getirdiği zaman Bahçeli ‘’hayır’’ derse bu konu kapanmış olmaz mı? Dolayısıyla AKP bu konuyu yakın bir zaman diliminde bu aritmetik tabloya göre bir daha Meclis’e getiremeyeceği için Başkanlık Sistemi de rafa kalkmış olmaz mı? Bu durumu Bahçeli bilmiyor olamaz. Öyle değil mi?

Bahçeli’nin söylem farklılığı ile ilgili bir ihtimal daha var. O da Bahçeli’nin AKP’ye tuzak kurduğudur. Yani Bahçeli parlamenter sistemden yanayız derken diğer taraftan da Başkanlık Sistemine Meclis’te de, referandumda da ‘’evet’’ diyeceklerini söylerken AKP’yi idare ediyor olmasıdır. Yani Bahçeli Meclis’te ‘’evet’’ diyeceğini söylerken aslında ‘’hayır’’ deme olasılığıdır. Böylece AKP’nin önünü kapatması olasılığıdır. Ancak ben bu ihtimali pek olanaklı görmüyorum. Bahçeli Başbakan Binali Yıldırım ile anlaşmışken Meclis’te kesinlikle ‘’evet’’ diyecektir. Ancak MHP’nin diğer milletvekilleri ne derler onu bilemem. Eğer Meclis’ten ‘’evet’’ çıkarsa Bahçeli referandum da’’ evet’’ der. Bir taraftan parlamenter sistemden yanayım der ama öbür taraftan da Erdoğan ne isterse onu yapar. MHP’nin tabanı ise referandum da ‘’hayır’’ der. Ancak bu konu referanduma gittikten sonra öyle ya da böyle kabul edilir. Dolayısıyla MHP’nin referandum da ‘’evet’’ veya ‘’hayır’’ demesinin pek anlamı olmaz. Burada önemli olan bu konunun Meclis’teki oylamasıdır. Zaten her şey meclis oylaması ile belli olacak.

Bahçeli’nin şimdi durduk yerde Başkanlık Sistemini neden ortaya attığı ile ilgili daha önce de yazmıştım. Esasen Bahçeli’yi bu tür çıkışlara iten tek neden seçim konusudur. Bahçeli’nin kendi içindeki seçimden kaçmak için neler yaptığını biliyorsunuz. Şimdi tekrar aynı konuya dönmek istemiyorum. Ancak şunu söyleyeyim ki, Bahçeli Yargıtay’ın seçim kararını onamasından sonra ancak tüzük kurultayın da yapılacağı seçime gideceklerini söylemişti. Hatta Bahçeli seçim tarihini de kendisi vermişti. Muhalifler de bu seçim takvimine uymuşlardı. Bahçeli bu seçimi kaybedeceğini pekâlâ biliyordu. Ancak istemeyerek de olsa bu seçime gitmek zorunda kalmıştı. Peki, sonra ne oldu? 15 Temmuz Darbe girişimi oldu. Bahçeli de bu fırsattan yararlanarak verdiği sözü yuttu. Bahçeli isteseydi bu seçim yapılamaz mıydı? Elbette yapılabilirdi. Ancak Bahçeli kaybedeceği seçime bile bile gider mi? Söz vermesine rağmen gider mi? Gitmez tabi. Bahçeli sözünün eri olsaydı kaybedeceğini bile bile bu seçime giderdi.

İşte şimdi yine aynı noktadayız. Değişen fazla bir şey yok. Değişen tek şey Bahçeli’nin kendi seçimi yerine olası bir erken seçim konusudur. Bahçeli olası bir erken seçimde barajın altında kalacağını çok iyi biliyordu. Nasıl kendi içindeki seçimi kaybedeceğini biliyorsa olası bir erken seçimden de barajın altında kalacağını çok iyi biliyor. Bahçeli’ye Başkanlık Sistemini ortaya atmasının arkasında işte bu sebep var. Bahçeli kendi aklınca Erdoğan’a Başkanlığın önünü açarak olası bir erken seçimin önüne geçmek istiyor. Yani parlamenter sistemden yana olmasına rağmen baraj korkusu yüzünden Erdoğan’a Başkanlığın önünü açıyor. Yani Erdoğan’a erken seçime gitmeden Başkanlığı hediye ediyor. Bu yüzden Meclis’te de, referandumda da ‘’evet’’ diyeceğini söylüyor. Yarından sonra farklı bir rüzgâr eser mi bilemiyorum. Olası farklı esen bir rüzgârda ne yapar onu bilemiyorum. Ancak benim gördüğüm durum şimdilik bundan ibaret.

Cumhuriyet Bayramınız kutlu olsun.29.10.2016

Paylaş

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Bu site, istenmeyenleri azaltmak için Akismet kullanıyor. Yorum verilerinizin nasıl işlendiği hakkında daha fazla bilgi edinin.

Menu Title