BAHÇELİ’NİN BAŞKANLIK ÇIKIŞININ ARKASINDA NE VAR?
Milliyetçi Hareket Partisi Genel Başkanı Devlet Bahçeli partisinin grup toplantısında “ya Erdoğan Anayasa’nın öngördüğü Cumhurbaşkanlığı yetkilerine çekilsin, ya da getirin Başkanlık sistemini Meclis’e, oylayalım” çağrısında bulunmuştu. Bunun üzerine Başbakan Binali Yıldırım da balıklama atlamıştı.
Kamuoyu şimdi Bahçeli’nin bu çıkışını konuşuyor. Kimilerine göre Bahçeli aslında Başkanlık Sistemini filan istemiyormuş ama millet bu sistemi istiyorsa da bunun önünde durulamayacağını söylemek istemiş. Bu konunun bir an evvel gündemden düşmesi gerektiği için böyle konuşmuş. Aslında Bahçeli parlamenter sistemden yanaymış. Eğer Başkanlık Sistemi gelecekse de Anayasanın ilk dört maddesi korunmak suretiyle gelmeliymiş. Falan filan. Anayasa’nın ilk dört maddesi sanki Erdoğan’ın umurundaydı. Daha önce yazmıştım. Bahçeli bal gibi Başkanlık Sisteminin önünü açtı. Aslında şu an için AKP’nin gündeminin öncelikleri arasında Başkanlık Sistemi yoktu. Şu an AKP’nin gündeminde Musul Operasyonu vardı. Suriye’de Fırat Kalkanı Operasyonu vardı. Rusya ile yeni imzalanan Türk Akımı Projesi vardı. FETÖ ile mücadele operasyonları vardı. ABD’den Fethullah Gülen’in iadesi konusu vardı. AKP’nin gündeminde Başkanlık Sistemi elbette vardı ama şu an için öncelikler arasında değildi. Bunu bir taraf yazalım.
Konuyu biraz daha açayım. Erdoğan aslında ilkbahar da veya sonbahar da yapılacak baskın bir seçimi düşünüyordu. Çünkü parlamentonun bu aritmetik tablosu Başkanlık Sistemine geçişi engelliyordu. Erdoğan diğer taraftan da FETÖ’nün siyasi ayağına giremiyordu. Eğer Erdoğan İlkbahar veya Sonbahar da yapılacak baskın bir erken seçim ile MHP ile HDP’yi parlamento dışında bırakabilirse Anayasayı tek başına değiştirme gücüne sahip olacaktı. Aynı zamanda da FETÖ’cü vekilleri de ayıklayabilecekti. Böylelikle Erdoğan hem Başkanlık Sistemini getirmiş hem de FETÖ’nün siyasi ayağını temizlemiş olacaktı. Kim ne derse desin, Erdoğan’ın Bahçeli’nin çıkışından önce kafasında bu konular vardı. Tabi şimdi durum biraz değişti. Erdoğan şimdi Bahçeli’nin çıkışı ile ilgili yeniden bir durum değerlendirmesi yapacak. Hatta Erdoğan Başbakan Binali Yıldırım’ın Bahçeli’nin çağrısına vermiş olduğu peşin yanıttan da rahatsız olmuş olabilir.
Peki, Bahçeli şimdi durduk yerde neden Başkanlık Sistemini gündeme getirdi? Bunu hiç düşündünüz mü? İsterseniz şimdi bu sorunun yanıtını bulmaya çalışalım. Her şeyden evvel bir defa Bahçeli’nin Başkanlık Sitemini göze aldığını söyleyebilirim. Yoksa Bahçeli oy vermeyeceği bir konu hakkında böylesine açık konuşamaz. Bahçeli’ye pek fazla güvenilmez ama dile getirdiği konuyu da ortada bırakamaz. Şimdi bunları bir tarafa koyalım. Bahçeli yapmış olduğu bu açıklamada tercihinin Parlamenter Sistemden yana olduğunu da söylemişti. Ancak öte yandan da Erdoğan’dan Anayasa’nın ilk dört maddesinin garantisini almak kaydıyla Başkanlık Sisteminin önüne taş koymayacağının sinyalini verdi. Eğer Erdoğan Başkanlık Sisteminde Anayasa’nın ilk dört maddesini korursa Bahçeli oy verecek. Sanırım burada hemfikiriz.
Şimdi Bahçeli’nin yapmış olduğu çıkışı biraz daha açalım. Biraz önce Erdoğan’ın asıl hedefinde baskın bir erken seçim olduğunu söylemiştim. Yani mevcut koşullarda herhangi bir aksilik olmadığı takdirde Erdoğan’ın bir erken seçime gideceğini sağır sultan bile duymuşken bu durumdan Bahçeli’nin haberdar olmaması mümkün değildi. Peki, Bahçeli baskın bir erken seçime hazır mı? İşte Bahçeli’nin çıkışının altında da bu konu yatıyor. Şu anki koşullarda Cumhuriyet Halk Partisi Kılıçdaroğlu’na rağmen yine % 25 oy alır. Ancak MHP ile HDP baraj sınırında duruyor. Yani bu iki parti yapılacak bir erken seçimde parlamento dışında kalabilir. HDP eski sisteme dönerse bağımsız Milletvekili adayları ile yine Meclise girebilir ancak eski gücünü kaybeder. Bu durumdan ise AKP karlı çıkar. Erdoğan MHP’yi meclis dışına attığı anda Başkanlık Sistemini referanduma götürecek sayıya ulaşır. Böyle bir seçim sonucu Erdoğan’a Başkanlık Sistemini getirir.
Sanırım taşlar şimdi yerli yerine oturdu. Bahçeli olası bir erken seçim de parlamento dışında kalacağını gördü. Şimdi bu yüzden atağa kalktı ve Erdoğan’a erken seçime gitmeden Başkanlık Sistemini hediye etmeyi göze aldı. Diğer taraftan da Anayasa’nın ilk dört maddesini korumak şartıyla tabanına mesaj vermiş oldu. Eğer Bahçeli’nin bu planı tutarsa Erdoğan erken seçime gitmeyebilir. Başkanlık Sistemi ile yetinebilir. Ancak bu durum yine de Erdoğan’ı tam olarak rahatlatmaz. Çünkü FETÖ / ABD darbe girişimin siyasi ayağı mevcudiyetini devam ettirdiği müddetçe darbe girişimi bertaraf edilmiş sayılmaz. Bu yüzden Erdoğan şimdi bir tercih yapacak. Ya Bahçeli’nin teklifini kabul ederek parlamentonun mevcut aritmetiği içinde Başkanlık Sistemini referanduma götürmeye çalışacak, ya da erken seçime gidecek. İkisinden biri.15.10.2016