AKIL NOKSANLIĞI SALT BİZE MAHSUS DEĞİL
Ünlü yazar Aziz Nesin 1982 Anayasa Halk oylamasından sonra İzmir’de düzenlenen bir panel de sorulan bir soru üzerine ülkemizin % 60’nın aptal olduğunu söylemişti. Aziz Nesin daha sonra bu oranı % 92 olarak düzeltti. Sanıyorum ne demek istediğimi anladınız. Memleketimizin insanları 2010 halk oylamasında nasıl ‘’ Yetmez ama evet’’ demişlerse 12 Eylül referandumunda da % 92 oranında evet demişlerdi. Aziz Nesin de 12 Eylül referandumu sonucundaki bu oranı aptallık oranı olarak belirlemiş.
Aziz Nesin’in mantığından yola çıkarsak ülkemizin aptallık oranının sabit olmadığını yani değişkenlik gösterdiğini söyleyebilirim. Bu oran 12 Eylül halk oylamasında % 92 iken 2007 Anayasa değişikliğinde % 68.95’dir. 2010 yılında yapılan halk oylamasında ise % 57.88’ze düşmüştür. Ben bu verilerden akıl noksanlığı oranımızın yıllar itibarıyla düşüş gösterdiğini ve önümüzdeki 16 Nisan rejim değişikliği referandumunda daha da düşük çıkacağını düşünüyorum. Ancak şimdiden bu oranın kaç olacağına dair kesin bir tahminim yok. Eğer seçim OHAL döneminin devam etmesine rağmen normal seyirde olursa bu oran ilk defa bu sene çok düşük oranda çıkacağını söyleyebilirim. Ancak bu oranın sağlıklı çıkabilmesi için sandıklara müdahale yapılmaması gerekir. Seçim rüşvetleri dağıtılmaması gerekir. Oy sayımında HAYIR oylarının EVET oylarına ilave edilmemesi gerekir. Şu ana kadar HAYIR kampanyalarına yapılan baskılara en azından bu saatten sonra son vermek gerekir. Görsel ve yazılı medyaya yapılan baskılara son vermek gerekir. Anlayacağınız rejim değişikliği yasası ile ilgili her türlü yapılmakta olan baskılara son vermek gerekir. Eğer bundan sonraki süreç bu şekilde işlerse akıl noksanlığı ile ilgili en sağlıklı veriyi 16 Nisan’da alabiliriz.
Bizim ülkemizde akıl noksanlığı olur da yabancı ülkeler de olmaz mı? Elbette olur. Yoksa siz akıl noksanlığının salt ülkemize ait olduğunu mu düşünüyorsunuz? Bakın hiç te öyle değil. Aptallığın ülkesi olmaz. Bizleri yaratan Allah akıl eksikliğini salt bizim ülkemizde doğanlara vermiş olamaz. Dünya üzerinde birçok ülkede de aptal olan insanlar vardır. Özellikle gelişmesini tamamlayamamış ülkelerdeki aptallık oranı bizim ülkemizin çok çok üzerindedir. Eğer bu oranları merak ediyorsanız Afrika ülkelerinin yaşam şartlarını gözünüzün önüne getirin. Bu ülkelerin nasıl yönetildiklerini araştırın. Söz konusu bu ülkelerin yaşam şartlarını incelediğiniz zaman bizim insanlarımızın ne kadar şanslı olduğunu göreceksiniz. Ancak bizim ölçütümüz bu ülkeler değildir. Bizim gibi ülkelerin temel alacağı ülkeler gelişmesini tamamlamış Avrupa ülkeleridir.
Peki, akıl noksanlığı salt gelişmesini tamamlayamamış toplumlara mı mahsustur? Elbette değil. Bakın en son ABD’de yapılan seçimlerde demokrasi ile uzaktan yakından alakası olmayan bir emlak milyarderi ABD’ye Başkan seçildi. Clinton çok mu demokrat diye sorarsanız elbette hayır derim. Ancak Clinton ABD açısından kötünün iyisiydi. Ancak ABD seçmeni bu seçimlerde % 48 oranla Trump’ı seçti. Meseleye bu açıdan baktığımız zaman ABD’deki akıl noksanlığı oranının % 48 olduğunu söyleyebilirim.
Daha önce yazmış olduğum bir yazıda ABD açısından Trump’ın seçilmesinin hiçbir önemi olmadığına değinmiştim. ABD’yi asıl yönetenlerin CIA ve Pentagon’un olduğunu söylemiştim. Halen daha aynı görüşteyim. CIA ve Pentagon da bugün Trump’tan pek memnun değil. CIA ve Pentagon Clinton’a da destek vermediler. Çünkü Clinton onlara göre Obama’nın devamıydı. Obama’nın ikinci dönemi de CIA ve Pentagon’a göre başarısızdı. Bu açıdan CIA ve Pentagon istemeyerek de olsa Trump’ı desteklemek zorunda kaldılar. CIA ve Pentagon asıl seçimi Ted Cruz’un Cumhuriyetçilerin adayı olamadığı zaman kaybettiler. O saatten sonra CIA ve Pentagon açısından Trump’ı seçtirmekten başka bir seçenek kalmamıştı. Meseleyi bu açıdan değerlendirdiğimiz zaman CIA ve Pentagon açısından ABD seçmeninin aptallık oranı Trump’ın Cumhuriyetçilerin adayı olduğu % 44.20 ‘dir. ABD seçmeni açısından ise bu aptallık oranı Trump’ın Clinton karşısında aldığı oy oranı yani % 48’dir. 21.03.2017