AFFET BİZİ ATAM
Bugün 10 Kasım 2016. Atamızı kaybedeli tamı tamamına 78 yıl oldu. 78 yıldır bu topraklarda bölünmeden, parçalanmadan yaşayabiliyorsak bunu ulu önderimiz Atatürk’e borçluyuz. Zamanında dört bir tarafı düşman işgali ile kuşatılmış olan bu topraklarda yaşamaya devam ediyorsak eğer bunu da Atatürk’e borçluyuz. İşgal kuvvetlerinin boyunduruğuna giren bir imparatorluktan çağdaş parlamenter bir Cumhuriyet’e geçmişsek eğer bunu da Atatürk’e borçluyuz. 78 yıl önce hayata gözlerini yuman ulu önder Mustafa Kemal Atatürk’e borçluyuz.
Peki, bugün bir ülkeyi yoktan var eden Mustafa Kemal Atatürk’ü anlayabiliyor muyuz? Onun her alanda yapmış olduğu devrimleri anlayabiliyor muyuz? Devrimlerine sahip çıkabiliyor muyuz? İşgal altında bulunan bir ülkeyi bağımsızlığa kavuşturmasını anlayabiliyor muyuz? Yani ona sahip çıkabiliyor muyuz? İşte bütün mesele de zaten bu. Şimdi tüm benliğim ile Atamıza sahip çıkıyoruz demek isterdim. Onun bıraktığı yoldan devam ediyoruz demek isterdim. Ancak maalesef ona sahip çıktık diyemiyorum. Onun koltuğunu da doldurduk diyemiyorum. O kadar basiretsiz ve cılız bir siyaset yapıyoruz ki, sanıyorum şimdi kemikleri sızlıyordur. İki imam ile bir müezzine bile yenildik ya, artık ne desem boş. Kelimeler bile anlamsız geliyor artık. Çağdaşlığı ve bilimi örnek almış bir milletin nesilleri olarak şu an geldiğimiz durumdan utanıyorum. Yokluk ile varlık arasında düşmanları denize döken bir milletin evladı olarak inanın kahroluyorum.
‘’Atam sana verdiğimiz sözü tuttuk’’ demek istiyorum. ‘’Senin yolundan gidiyoruz’’ demek istiyorum. ‘’Yapmış olduğun devrimlere sahip çıktık’’ demek istiyorum. Ama diyemiyorum. Neden biliyor musun Atam? Senin gibi kararlı bir mücadele veremedik te o yüzden. Senin açtığın yolda yürüyemedik te o yüzden. Senin gibi memleketimize sahip çıkamadık ta o yüzden. Senin gibi laikliğe sahip çıkamadık ta o yüzden. Senin gibi içteki ve dıştaki düşmanları yenemedik te o yüzden. Daha ne diyeyim Atam? Senin gibi olamadık işte. İçimizdeki Bizanslıları yenip te senin gibi milletimizi esaretten kurtaramadık. Kurtarmaktan vazgeçtim, geleceğe dönük umut bile olamadık Atam. Ne olur affet bizi.
Sanki düşmanları denize döken millet biz değildik. Sanki mazlum milletlere ilham olan millet te biz değildik. Sanki koskoca Türkiye Cumhuriyetini kuran da biz değildik. Anlayacağın şimdi bu durumdayız Atam. Şimdi ülke yönetiminde söz hakkımız bile yok. Kurmuş olduğun Cumhuriyeti de koruyamaz hale geldik. Şimdi ne bir umudumuz var, ne de bir heyecanımız. Bırakmış olduğun koltuğu sahiplenenler inan senin gibi cesaretli ve başarılı olamadılar. Koltuklarını korumaktan başka hiçbir şey de yapamadılar, inan. Ne millete umut olabildiler, ne de bırakmış olduğun Cumhuriyet’e sahip çıkabildiler. Anlayacağın Atam, işte bu kadar basiretsiz ve beceriksiz kaldık. Bizlere emanet etmiş olduğun bu ülkeye sahip çıkamadık. Kurmuş olduğun laik Türkiye Cumhuriyetini senin kadar koruyup kollayamadık. Seni anlayamadık. Seni anlatamadık Atam. Affet bizi.
Biliyorum şimdi ağlayıp sızlamanın zamanı değil. İçimizde suçlu aramanın da sırası değil. Ancak kurmuş olduğun Cumhuriyeti koruyup kollaması gerekenler biraz da olsa vicdan azabı çekmiyorlarsa onları hoş görecek de değilim. Hiçbir şey olmamış gibi davranacak da değilim. Sanki görevlerini dört dörtlük yapıyorlarmış gibi de onları alkışlayacak değilim. Onları huzurunda asla savunacak değilim. Senden asıl özür dilemesi gereken de asıl ben değilim. Bugün senden özür dilemesi gerekenler varsa onlar şu an koltuklarda oturanlardır. Bugüne kadar laik Türkiye Cumhuriyetini koruyup kollayamayanlardır. Yapmış olduğun devrimleri sahip çıkamayanlardır. Fakat yine de kurmuş olduğun Cumhuriyeti emanet etmiş olduğun bir evladın olarak kendi nam ve hesabıma senden özür diliyorum Atam. Ne olur affet bizi.10.11.2016