ADAY BELİRLEMEK Mİ, YOKSA SANDIKLARA SAHİP ÇIKMAK MI DAHA ÖNEMLİ?
Cumhuriyet Halk Partisinde Cumhurbaşkanı adayı belirleme çalışmaları eski Genel Başkan Deniz Baykal’ın CNN TÜRK ekranlarında yapmış olduğu açıklamalar ile başlamış oldu. İktidar kanadında ise böyle bir çalışma yok. Çünkü adayları zaten bellidir. Hatta bu aday geçen gün partisine üye oldu. Sanıyorum 21 Mayıs günü yapılacak olan olağanüstü genel kurulda genel başkan seçilecek. Dolayısıyla Erdoğan’ın Cumhurbaşkanı adaylığı ile ilgili ileride herhangi bir çatlak sesin çıkma olasılığı da önlenmiş olacak. AKP’de böyle bir olasılığın gündeme gelme şansı pek yoktur ama yine de iş şimdiden sağlama alınmış olacak.
Cumhurbaşkanlığı seçimleri ile ilgili iktidar kanadında herhangi bir sorun yok. Aday arayışı yok. Sandıklara sahip çıkma zorunluluğu yok. Oysaki muhalefet kanadında aday belirleme sorunu olduğu gibi sandıklara sahip çıkma sorunu da var. Bu her iki sorun Cumhuriyet Halk Partisi için son derece önemli konulardır. Bana sorarsanız sandıklara sahip çıkma konusu aday belirleme konusundan daha önemlidir. Çünkü siz her ne kadar her kesimi kucaklayacak bir aday da gösterseniz sandıklara sahip çıkamadıktan sonra göstermiş olduğunuz adayın da hiçbir önemi kalmaz. Cumhuriyet Halk Partisinin bugün maalesef sandıklara sahip çıkma konusunda sorunu var. Şu ana dek bu sorunu da çözebilmiş değil. Bu sorun Genel Başkan Kemal Kılıçdaroğlu’nun açıklamamalarına da yansımış durumda. Kılıçdaroğlu seçim sonuçları ile ilgili yapmış olduğu değerlendirme de ‘’oylar sandıkta değil, YSK’da çalınmış’’ dedi. Bu ifade bile başlı başına sandıklara sahip çıkılamadığının bir göstergesidir.
Sandıklara sahip çıkmak demek salt sandıklara sandık sorumlusu belirlemek değildir. Sandıklarda görevlendirdiğiniz sandık sorumluları oy sayımı sırasında çıkan oyların çete listesine doğru kaydedilip kaydedilmediğini kontrol etmelidir. Sonrasında çete listesindeki sonuçların seçim sonuç tutanağına doğru yazılıp yazılmadığını kontrol etmelidir. Sandıkların ilçe seçim kurullarına teslim edilmesine refakat etmelidir. İlçe seçim kurullarında seçim sonuç tutanaklarının doğru kayıt edilip edilmediği kontrol etmelidir. Her şeye rağmen tabi ki ıslak imzalı seçim sonuç tutanakları da alınmalıdır. Eğer Cumhuriyet Halk Partisinin sandık sorumlularının tamamı 16 Nisan Pazar günü yapılan rejim değişikliği referandum seçiminde görevlerini eksiksiz olarak tamamlamış olsaydılar bazı bölgelerde bulunan sandıkların tamamından EVET oyu çıkmazdı. Dışarıdan EVET oyu basılmış oy pusulaları ilçe seçim kurullarında kabul edilemezdi. Dolayısıyla bu referandum seçiminden HAYIR oyu çıkardı. Ancak siz sandıklara sahip çıkamaz iseniz her türlü seçim hilesine de açık kapı bırakmış olursunuz. Cumhuriyet Halk Partisinin sandık sorumlularının tamamı maalesef 16 Nisan rejim değişikliği referandum seçiminde sandıklara sahip çıkamadılar. Böylelikle kazanılan seçim kaybedilmiş oldu.
Ben de işte bu sebeplerden dolayı 2019 yılında yapılacak olan seçimin öncesinde Cumhurbaşkanı adayını belirlemeden evvel sandıklara sahip çıkma konusunun enine boyuna masaya yatırılmasının gerektiğini söylüyorum. Bu konunun da hayat meyat meselesi olduğunu söylüyorum. 2019 yılında yapılacak olan seçimin kaybedilmesi halinde de laik Cumhuriyeti kaybedeceğimizi söylüyorum. Anlayacağınız bu konu bu kadar önemlidir. Konunun şakaya gelecek herhangi bir yanı da yok. Yok, eğer her zamanki gibi yine zamanı gelince sandıklara nasıl olsa sahip çıkarız anlayışı içinde hareket edilirse 2019 yılında yapılacak olan Cumhurbaşkanlığı seçimini kaybedeceğimizi baştan söyleyeyim. 04.05.2017