ABD’NİN MÜTTEFİKİYİZ ANCAK ORTAĞI DEĞİLİZ
AKP düne kadar hep iki taraflı dış politika uyguladı. Kimi zaman ABD’ye, kimi zamanda Rusya’ya yakınlaştı. Ancak bugüne kadar uyguladığı politika ile ne ABD’nin, ne de Rusya’nın güvenini kazanabildi. Sürekli iki arada bir derede gitti geldi.
AKP bugün yine siyasi yönden aramız açılmış olan ABD’ye yakınlaşmaya çalışıyor. Ancak bugüne kadar bir arpa yol alabilmiş değil. Belli ki Biden görüşme taleplerini ret ediyor. Aslında yeni bir gelişme olmadan ABD’nin kapısını aşındırmaya devam etmenin hiçbir şeye faydası yok ama AKP zihniyeti bu durumu kabul etmek istemiyor. Şu an için en doğru politika komşularımız olan Suriye, Irak, İran ve Rusya ile ilişkileri güçlendirmektir.
Ekonominiz güçlü ise siyasi yönden de güçlüsünüz demektir. Böyle bir durumda her devlet ile eşit mesafede görüşebilirsiniz. Ülkenizin çıkarları adına her türlü adımı atabilirsiniz. Ancak ekonomik yönden güçlü değilseniz siyasi bakımdan da güçlü değilsinizdir. Dolayısıyla siyasi bakımdan güçlü değilseniz söz sahibi de değilsinizdir. Bu durumda ikili politika uygulayamazsınız. Uygulasanız da başarılı olamazsınız.
Ülke olarak bir NATO ülkesiyiz ama NATO’nun koruduğu ülkelerden birisi de değiliz. Açıkça söylemek gerekirse, NATO konumu ile ABD’nin Rusya’yı çevreleme politikasına destek veriyoruz. Konuya bu açıdan baktığımız zaman ABD’nin gözden çıkaramadığı bir ülke sayılabiliriz. Ancak bu konum diğer NATO ülkelerinden farklı olmamızı sağlamıyor. Kâğıt üzerinde NATO’nun değerli bir ortağıyız ancak ayrıcalığımız NATO’nun önemli üyeleri olan Fransa, Almanya, İtalya ve Yunanistan’dan sonra geliyor.
Her şey bir yana şu an için ortada büyük bir proje var. Bu projenin adı Büyük Ortadoğu Projesi’dir. Ve bu proje şu an için durmuş gibi görünse de aslında içten içten devam ediyor. Biden’ın seçilmesiyle birlikte ileriki dönemlerde daha da hız kazanacak. Bölge üzerindeki gelişmeler de buna işaret ediyor. Esasen ABD’nin öncelikli politikalarından birisi budur. Bu proje ile Ortadoğu ülkelerini yeniden şekillendirecekler. Ortadoğu’nun yeraltı zenginliklerine el koyacaklar. İsrail’in güvenliğini sağlayacaklar. Bölge üzerinde kuracakları devletlerin petrollerine de el koyacaklar. Yoksa çıkarları olmadan hiç kimseye devlet kurdurmazlar. Emperyalizm böyle bir şeydir.
Büyük Ortadoğu Projesi’nin amaçları ile NATO’nun amaçları da aynıdır. Aslında NATO demek ABD demektir. Bugün NATO ülkesi olarak biz de ABD’nin Büyük Ortadoğu Projesi’ne destek veriyoruz. Bölge ülkeleri olan ve aynı zamanda komşu ülkeleriniz olan Suriye ve İran’ın parçalanmasına destek veriyoruz. Aynı zamanda bu iki ülkenin parçalanmasına vermiş olduğumuz destek ile bilerek veya bilmeyerek kendi ülkemizin parçalanmasını da kabul etmiş oluyoruz. Osmanlı’nın devletin parçalanmasını sağlayan Sevr Antlaşmasını kabul ettiği gibi bugün de Türkiye Cumhuriyeti’nin parçalanmasını sağlayacak olan Büyük Ortadoğu Projesi’ni destekliyoruz. Tabiri caizse şimdi böyle bir durumdayız. Yani devletimizin parçalanmasına destek veriyoruz. Tarihte Osmanlı’nın ve günümüzde de ülkemizin haricinde böyle bir örnek herhalde yoktur.
Mustafa Kemal Atatürk, Osmanlı gibi ülkenin parçalanmasını kabul etmiş olsaydı bugün Filistin’den hiçbir farkımız olmazdı. Tarihi gerçekler ortada iken halen daha ABD’den medet umar haldeyiz. Biden ile iletişim kurmaya çalışıyoruz. Ülkemizi parçalayacak olan ABD ile eskiden olduğu gibi yeniden barışmaya çalışıyoruz. Oysaki güç birliği yapmamız gereken ülkeler yanı başımızdadır.
Bugün İran, Suriye ve Rusya’nın rejimleri bizi tatmin etmeyebilir. Ancak bugün komşu ülkelerin rejimlerini sorgulama durumunda değiliz. Aslına bakarsanız bu ülkelerin rejimlerini beğenmek zorunda da değiliz. Bu ülkeler de Cumhuriyetimizi beğenmek zorunda değiller. Ancak ortada bir gerçek var ki o da, bölge üzerinde ABD politikalarına karşı yapmamız gereken en önemli iş güç birliğidir. Çünkü bugün tehdit ABD’dir. ABD bölgeden çekilmediği müddetçe Ortadoğu ülkelerine huzur gelmez.
Bu gerçekler doğrultusunda ve hiç vakit kaybetmeden komşu ülkeleri ile güç birliğine gidilmelidir. Mısır ile barışmak için atılan adımlar Suriye ile de atılmalıdır. Rusya ile atılan adımlar daha ileri noktaya taşınmalıdır. Çünkü bölgenin geleceği komşu ülkelerin güç birliği ile sağlanabilir. 15.03.2021