ABD FIRAT’IN BATISI İÇİN SÖZ VERMİŞ
Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu TRT Haber kanalı ile yaptığı söyleşide ‘’ABD Fırat’ın batısına YPG’nin olmayacağı garantisini verdi’ ’demiş. Fırat’ın batısı ile ilgili eski Başbakan Ahmet Davutoğlu’ da çok konuşurdu. ‘’Fırat’ın batısı kırmızıçizgimiz’’ derdi. ‘’Sabrımızı kimse sınamaya kalkmasın’ ’derdi. Davutoğlu sanki bölgede söz sahibiymiş gibi böyle atıp tutardı. Sanırım şimdi atıp tutma ihalesi Dışişleri Bakanına kalmış. O da Davutoğlu’nun kaldığı yerden devam ediyor. Ancak şimdiye kadar bir arpa boyu yol almış değiller. Bundan sonra da alacaklarını hiç sanmıyorum. Çünkü bunlar konuşmaktan başka bir şey yapmasını bilmiyorlar. Seçimler sırasında ‘’Onlar konuşur, AKP yapar’’ diyorlardı. Şimdi bunlar konuşuyor, ABD yapıyor.
Fırat’ın batısı bizim kırmızıçizgimiz olabilir. Buna itirazım yok. Ancak bu kırmızıçizgiyi konuşarak koruyamazsınız. Kırmızıçizgiyi korumanın bir tek yolu vardır. O da bölge siyaseti üzerinde söz sahibi olmaktır. Peki, siz bölge üzerinde söz söyleme hakkına sahip misiniz kardeşim? Bu konuda kendinizi güçlü hissediyor musunuz? Bölge ülkeleri ile birlikte hareket edebiliyor musunuz? Bölge ülkelerini geçtim. Çünkü bugün hiçbir komşumuzla diyaloğumuz yok. Hiçbir komşumuzla stratejik güç birliği içinde değiliz. Peki, o zaman ABD ile birlikte hareket edebiliyor musunuz kardeşim? ABD Suriye içinde güvenli bölge oluşturma çabanıza olumlu yaklaşıyor mu? PYD’ye bakış açınız örtüşüyor mu? O da uyuşmuyor. Peki, o zaman ABD ne diye Fırat’ın batısı ile ilgili size garanti veriyor? Elinizde garanti senedi var mı? ABD bugüne kadar hangi sözünü tutmuş da, size vermiş olduğu sözü tutacak? Bunlar palavra kardeşim. ABD İsrail’e söz vermiş ise tutar. PYD’ye söz vermiş ise tutar. Ancak size söz vermiş ise asla tutmaz. Çünkü ABD Ortadoğu’ya bölge ülkelerini parçalamaya geldi. Suriye’de oluşturulan kanton bölgeleri birleştirmeye geldi. Yoksa sizin kırmızıçizgilerinizi korumaya gelmedi.
Eğer dün Rusya’nın uçağını düşürmemiş olsaydık ve bugün Rusya ile beraber hareket edebiliyor olsaydık, evet ABD kırmızıçizgilerimize uymak zorunda kalabilirdi. Yine Irak, İran ve Suriye ile birlikte hareket edebiliyor olsaydık, ABD yine bizim kırmızıçizgilerimizi tanımak zorunda kalırdı. Ancak bugün ne Rusya ile ne Irak, İran ve Suriye ile işbirliğimiz var. Şu anda kimlerle işbirliğimiz var biliyor musunuz? Suriye Devlet Başkanı Beşar Esat’ı devirmeleri için Suriye’ye göndermiş olduğumuz El Kaide, El Nusra Cephesi teröristleri ile işbirliğimiz var. Bunların haricinde Allah’ın bir kulu ile işbirliğimiz yok. Şimdi onlarla yatıp onlarla kalkıyoruz. Bölge üzerinde söz sahibi olmak için tüm umutlarımızı onlara bağlamışız. Onlar Esat’ı devirmiş olsaydılar, evet ABD bizi tanımak zorunda kalabilirdi. Ancak böyle bir durumun gerçekleşme olasılığı da bin de bir. Yarından sonra PYD Fırat’ın batısına geçtiği zaman beslediğimiz teröristlerle olan irtibatımız da kesilecek. Şimdi Çavuşoğlu’nun endişelendiği durumda da budur. Ancak bu saatten sonra yapılacak herhangi bir şey de kalmadı. Anlayacağınız kendi açtığımız kuyuya kendimiz düştük.
ABD Büyük Ortadoğu Projesini yıllar önce uygulamaya koydu. Bu projenin içinde PYD’nin kanton bölge oluşturma durumu vardı. Oluşturulan kantonların birleştirilmesi de vardı. Bu yüzden Fırat’ın batısı kırmızıçizginiz ise bunu zamanında garantiye alacaktınız. O zaman aklınız neredeydi kardeşim? Madem Büyük Ortadoğu Projesinin eş başkanısınız, o zaman ABD ile bu durumu netleştirecektiniz. Yani eşeği sağlam kazığa bağlayacaktınız. Şimdi her şey olup bitmiş, Fırat’ın batısı kırmızıçizgimiz diyorsunuz. Ne demiş Atalarımız? ‘’Geçti Bor’un pazarı, sür eşeği Niğde’ye.’’ Bizimkilerin işi de işte o hesap. 10.06.2016