HEDEF ÜLKE TÜRKİYE
ÖNSÖZ
Büyük Ortadoğu Projesi veya daha sonra değiştirilmiş adıyla Genişletilmiş Ortadoğu ve Kuzey Afrika Projesi, bölge ülkelerinin yeniden yapılanmasını öngören ve yer altı zenginliklerini emperyalist güçlerin eline geçmesini sağlayan büyük bir projedir. Bu proje yıllar öncesinde sahneye konmuş ve halen daha devam etmektedir. Projeye dâhil edilen devletlerin vatandaşları oynanan bu oyunlardan hiçbir şekilde haberleri yoktur ancak ülkelerini yönetmekte olan liderler her şeyin farkındadırlar. Ve bu liderler geçmiş dönemler de bölge ülkeleri ile sağlam ittifaklar kuramadıkları için ülkelerini emperyalist çevrelerin saldırılarından koruyamaz hale gelmişlerdir. Ne acıdır ki, bu ülkelerin liderleri bugün kendi ülkelerini bile savunamaz hale gelmişlerdir.
Projeye dâhil edilen ülkelerin vatandaşları sadece ve sadece doğdukları ülke de yaşam savaşı veren mazlum milletlerdir. Ancak emperyalizmin dini ve imanı yoktur. Onlar için önemli olan bölge ülkelerinin verdikleri yaşam savaşı değildir. Onlar için önemli olan temsil etmekte oldukları ülkelerinin gelecek yıllarda ihtiyaçları olan enerji kaynaklarıdır. Bu enerji kaynakları hangi ülkeler de mevcut ise öncelikle gelip o ülkelerin ekonomisini ve yönetimini ele geçirirler. Sonrasında da petrol yataklarına ve enerji kaynaklarına el koyarlar. Bir ülkenin yönetiminin ve ekonomisinin ele geçirilmesi normal şartlarda işgal olarak adlandırılır ama işgal devletleri günümüzde bunun adını demokrasi ihracı olarak tanımlıyorlar. Bu anlamda dün Irak’a demokrasi getirmişlerdi. Keza yine Libya’ya, Tunus’a da demokrasi götürmüşlerdi. Gereken lüzum üzerine Irak’a getirilen demokrasiyi güncelleme gereği duydular. Keza yine Suriye’ye demokrasi getirmeye çalışıyorlar. Yarından sonra ülkemize ve İran’a da demokrasi ihracı yapacaklar. Böylelikle Genişletilmiş Ortadoğu ve Kuzey Afrika Projesi’ni tamamlamış olacaklar.
Bu kitap ta Büyük Ortadoğu Projesi’nin geçmişten günümüze kadar uygulandığı ülkelerde yarattığı tahribatlara ve insanlık dramlarına şahit olacaksınız. Emperyalist ülkeler elbette yaratılan bu insanlık dramlarını kabul etmeyeceklerdir. Onlar bu ülkelere demokrasi vaadi ile geldiklerini anlatacaklardır. Tıpkı Irak’ı, Suriye’yi, Libya’yı kuşattıkları zaman nasıl demokrasi ihracı yaptıklarını anlatmışlar ise bugün de Suriye’ye demokrasi ihracı yaptıklarını anlatacaklardır. Ancak hiçbir zaman demokrasi ihracı yaparken çıkan çatışmalarda ve sârin gazından dolayı yaşamlarını yitiren binlerce insanı hatırlamayacaklardır. Çıkan iç çatışmalar yüzünden doğdukları ülkeyi terk etmek zorunda kalan binlerce mülteciyi hatırlamayacaklardır. Onlar her zaman geçmişte Irak’ta ‘’Saddam Hüseyin’in elinde kimyasal silahlar var’’ yalanına sarıldıkları gibi bugün de kuşattıkları ülkelerin elinde yine kimyasal silahların olduğu yalanına sarılacaklardır.
Bölge ülkelerinin rejimleri devrilip ele geçirildiği zaman ise tıpkı Irak’ta dönemin ABD Dışişleri Bakanı Colin Powell’in Saddam Hüseyin’in elindeki kitle imha silah stokları bulunduğu iddialarının yanlış istihbarata dayandığı şeklinde yaptığı açıklama gibi yine benzer bir açıklamalar yapacaklardır. Ancak hiçbir zaman yapmış oldukları yanlış istihbarat kayıtlarına göre yaptıkları tahribatın bedelini ödeyemeyeceklerdir. Çünkü onlar süper devletlerdir ve yapmış oldukları hatalardan dolayı hiçbir zaman hesap vermeyeceklerdir.
Bu kitap ta ayrıca geçmişten günümüze kadar Büyük Ortadoğu Projesi kapsamında kurulup yıkılan devletleri, emperyalist devletler tarafından körüklenen iç isyanları okuyacaksınız. Bir ülkenin emperyalist oyunlara nasıl alet edildiğini öğreneceksiniz. Ayrıca kendi ülkelerinin parçalanmasına ve bölünmesine çanak tutan liderlerin açıklamalarına tanık olacaksınız. Bu liderlerin hangi ülkelerin gizli amaçlarına hizmet ettiklerine şahit olacaksınız. Bünyesinde gizli ajan bulunduran siyasi parti liderlerinin portrelerini göreceksiniz. Onların bir ABD projesi olan Büyük Ortadoğu Projesi için nasıl çırpınıp durduklarına şahit olacaksınız. Büyük Ortadoğu Projesine dâhil edilen liderlerin yanı sıra bu projeye destek veren liderlere şahit olacaksınız. Bu liderlerin Soros’un desteklediği hangi vakıflara üye olduklarına şahit olacaksınız. Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde vatanın bölünmesini ve parçalanmasını sağlayan ve Lozan Barış Antlaşmasının yerine Sevr Antlaşmasının devreye girmesine katkı sağlayan, Açılım Projesine destek veren siyasi partileri ve bu siyasi partilerin Milletvekillerinin tek tek verdikleri oylara veya oylamaya katılmayarak sürece verdikleri desteğe şahit olacaksınız.
Dün Osmanlı İmparatorluğu’nun işgal edilmesi nasıl bir proje ise bugün de Türkiye Cumhuriyeti’ne dayatılan Açılım Süreci de bir projedir. Irak’ın, Libya’nın, Suriye’nin işgal edilmesi de bir projedir. Ve bu projenin uygulayıcıları başta ABD olmak üzere İngiltere, Almanya, Fransa ve İsrail’dir. Mustafa Kemal Atatürk Osmanlı İmparatorluğu’nun parçalanma süreci ile başlayan projeyi kurtuluş savaşları sonucunda nasıl bertaraf etmişse bugün de benzer bir mücadeleye ihtiyaç vardır. Ancak burada tek sorun Mustafa Kemal Atatürk gibi bir liderin bir daha ortaya çıkıp çıkmayacağıdır. Türkiye Cumhuriyeti ya yeni bir Mustafa Kemal Atatürk çıkartarak bu kısırdöngüden sıyrılıp çıkacaktır, ya da ulus kavramını yitiren devletler gibi parçalanıp bölünecektir. Bu öngörüyü sizlerle paylaşarak tarihe not düşüyorum. 01.08.2019